10.05.2022 - 07:00 | Son Güncellenme:
Seray Şahinler - Bu yıl hasretle beklediğimiz baharı David Hockney getirdi! 20. yüzyılın en önemli sanatçılarından 85 yaşındaki Hockney’nin pandemi sürecinde iPad aracılığıyla yaptığı resimlerden oluşan “Baharın Gelişi, Normandiya, 2020” sergisi Royal Academy ve Brüksel Bozar’dan sonra İstanbul’a konuk oluyor. Sakıp Sabancı Müzesi’nde yarın ziyarete açılacak sergide sanatçıya ait 116 eser var. Sergi, baharın kutlaması niteliğinde.
Hayatımızdan neredeyse iki yılı alıp götüren, dünyayla bağlantımızı kestiğimiz, sevdiklerimize hasret kaldığımız pandemi sürecinin çıkış yolu olarak doğayı işaret etmek sembolik bir anlama sahip. Doğa her şeye rağmen hikâyesini yeniden yazıyor. Baharla birlikte tabiat uyanıyor, dallar çiçekleniyor. Tarihsel süreçte sanata her zaman konu olan doğa, en mükemmel tasarım. Hockney pandemi sürecinde doğayı anbean gözlemlemiş. Teknolojinin sunduğu imkânlardan faydalanan sanatçı günde yaklaşık 10 saat çalışmış.
Pandemi güncesi
Bu sergi aynı zamanda David Hockney’nin pandemi güncesi. Doğayla birlikte yeni bir güne uyanan sanatçı her sabah telefonundan çektiği kareleri küratörü Edith Devaney’ye göndermiş. Sergide yer alan çizimler Hockney’nin meyve ağaçları, çalılar, çiçek bahçeleri, gölet ve nehirler, tarlalar ile uzak tepelere uzanan bir manzarada çalıştığını, baharın her yıl tekrarlanan yolculuğunu gözlemleyerek, çıplak ağaçların tomurcuk ve çiçeklere, yeşil yapraklara kavuşana kadar yakaladıklarını gösteriyor. Eserler, yağlı boya tablolardan farksız. Küratör Devaney “Bunların hepsi resim özelliğine sahip” diyor. Bazı tablolarda Monet ve Van Gogh tadı bulmak mümkün.
Hockney’nin eserlerinde peyzaj her zaman önemli bir role sahip. Bu resimlerde ise peyzajı başka gözden izliyoruz çünkü Hockney, Normandiya’ya geldikten sonra baharın farklı bir anlam kazandığını vurguluyor. İmajları nasıl hayata geçireceğini 80’lerden bu yana takip eden Hockney, ilk kez 2011’de denediği tablet çizimleriyle yaratıcılığına boyut kazandırmış. Kapanma döneminin verdiği “zaman” avantajıyla da dijital üretim sürecini hızlandıran sanatçı ilkbahar coşkusunu sofistike tablolarıyla perçinliyor. Küratör Edith Devaney’nin önerisiyle İstanbullu sanatseverlerle buluşan sergide biz de Hockney’nin gözünden baharın gelişine tanık olduk. Bahar umuttur, sanat iyileştirir. “Baharın Gelişi, Normandiya, 2020” sergisinin hepimize ümit olması dileğiyle.
‘Yeniden doğmuş gibiyim’
60 yıl boyunca çizim ve resim yaptıktan sonra; hele de 85 yaşındayken teknoloji üzerinden yeni bir süreci başlatmak hayranlık verici. Hockney’nin sergi kataloğunda yer alan röportajında “Artık bu işte çok iyiyim, bayağı hızlı bir şeyler yapabiliyorum, o yüzden bunu çok seviyorum. Bu yeni bir teknik. Yapılanların hep basılması gerekiyor bence. Bilgisayardaki şeyler kaybolabilir; onları basarsan bu dünyaya ait somut şeyler olurlar… Benim için bunları yapabilmek, işleyebilmek çok heyecan verici. Yeniden doğmuş gibiyim” sözleri ise motivasyonunu ne denli güçlü olduğunu gösteriyor.