Kültür SanatHayatta eksik olan

Hayatta eksik olan

26.01.2025 - 07:02 | Son Güncellenme:

Geçen sene Venedik’te Nicole Kidman’a En İyi Kadın Oyuncu Ödülü getiren “Babygirl” her şeye sahip görünen bir kadının varoluş krizini anlatıyor.

Hayatta eksik olan

Müjde Işıl - Venedik Film Festivali’nde hayli konuşulmuştu Nicole Kidman’ın “Babygirl”deki performansı. En İyi Kadın Oyuncu seçilmesi ama annesinin vefatı nedeniyle törene katılamaması da gündem olmuştu. Kidman’ın yakın dönemde gündeme gelen bir hedefi de vardı: Genç sinemacılara destek vermek ve dayanışmak için kadın yönetmenlerin filmlerinde rol almak. Hollandalı sinemacı Halina Reijn imzalı “Babygirl” de bu kararın neticelerinden. 

Haberin Devamı

Filmin merkezinde, hayatında her şeye sahip görünen Romy var. Tiyatro yönetmeni kocası ve iki kızıyla konforlu bir yaşama sahip. Çalıştığı şirketin CEO’su olarak iktidar sahibi de. Bir gün şirkete gelen Samuel adlı genç stajyerin kendisini mentor olarak seçmesi ile ikisi arasında karşı koyamadıkları bir çekim başlar. 

“Babygirl” bir kadının kaleminden ve gözünden bir kadın hikâyesi olarak öne çıkan bir film. Maddi, mevki ve ailevi açıdan doyuma ulaşmış bir kadının cinsel arayışları, bir kadın yönetmenin elinde farklı bir bakış açısına kavuşuyor mu? “Babygirl”ün bize sordurttuğu asıl soru bu. Halina Reijn, zekice alanlar açmış aslında senaryosunda. Örneğin Romy’nin yapay zekâ kullanan bir işin başında olması ama kendi arzularıyla, duygularıyla başa çıkamaması tezat bir durum yaratıyor. Kadın dayanışmasının bazen menfaat birliğine dönüşmesini ve bir kadın, hayatının kontrolünü eline aldıysa eğer, karşı iktidara boyun eğmeyeceğini, araya serpiştirilmiş detaylarla ya da cümlelerle ifade ediyor. Ama bu zekice dokunuşlar filmin merkezine ulaşamıyor bir türlü. 

Haberin Devamı

Kontrolü elinde tutuyor 

“Babygirl” psikolojik gerilim ve erotik gerilim arasında gidip geliyor. Samuel’in, Romy’nin evine gelişi ile iyice yükselen ama zirve yapamayan gerilim, ‘80’lerin, ‘90’ların “Fatal Attraction/Öldüren Cazibe”, “Basic Instinct/Temel İçgüdü” gibi klasikleşmiş filmlerini andırıyor gibi. Ama onlardan başlıca farkı; kadının bu sefer ilişkideki erkeğin hayatını mahveden bir tehdit olmaması. Romy iktidar, yani kontrol elindeyken toplumda edindiği saygınlığı, kontrolü bırakıp da başka birinin isteklerine boyun eğdiğinde hem bundan zevk alıyor hem de ‘patron’ konumuna zeval getirmek istemiyor. Ancak filmin sadece cinsel doyuma odaklanması, karakterlerindeki dönüşümü ya da dönüşümsüzlüğü üzerine net bir sözü olmadığını gösteriyor. 

Nicole Kidman yıllar evvel Stanley Kubrick imzalı “Gözleri Tamamen Kapalı”da benzer ve derinlikli bir karaktere hayat vermişti. “Babygirl”de de zor bir rolün altından başarıyla kalkıyor aslında. Ama bir film, sadece oyuncusuna bel bağladıysa ve filmde geriye sadece oyuncunun performansı kalıyorsa, filmin diğer unsurlarında eksiklik var demektir. Kadın bakışının farklılığını detaylıca dolduramayan, sırtını Nicole Kidman’a yaslayan kolaycı yaklaşımıyla “Babygirl” erotik/psikolojik gerilim türlerinde de kadın hikâyesi anlatılarında da kalıcı iz bırakmaktan uzak bir yapım.