06.11.2023 - 07:00 | Son Güncellenme:
Seray Şahinler
SERAY ŞAHİNLER- Orhan Pamuk’un romanlarında insanlar kadar objeler, eşyalar da önemli bir yer tutar. Romanın birer parçası hâline dönüşen objeler, zamanla kendi hikâyelerini de yazar. Yazarın 2008’de yayımlanan romanı “Masumiyet Müzesi” bu tercihin en sevilen örneklerinden biri. 1975’te başlayan hikâyede varlıklı bir ailenin oğlu olan Kemal’in uzak akrabası Füsun ile yaşadığı aşk anlatılıyor. Bu aşkın “tanığı” objeler ise Pamuk tarafından İstanbul’da açılan Masumiyet Müzesi’nde sergileniyor. Masumiyet Müzesi’nin yolculuğu sınırları aştı ve müzenin yeni durağı Almanya oldu.
Romanın nostaljik ruhuna yaraşır nitelikteki Almanya’nın tarihi şehirlerinden Dresden’de, Devlet Sanat Koleksiyonları (SKD) tarafından Alte Meister Galerisi’nde düzenlenen “Der Trost Der Ringe” (Nesnelerin Tesellisi) sergisi ziyarete açıldı. Kendi koleksiyonlarından yola çıkarak Türkiye’nin geçmişine ve bugününe bir bakış sunmayı hedefleyen SKD, başlangıcı Orhan Pamuk ile yapmayı tercih etmiş. Müze, serginin Pamuk’un bir görsel sanatçı olarak çalışmalarına ithaf edildiğini duyurdu. Dresden’in Türkiye dışındaki en büyük Osmanlı koleksiyonuna ev sahipliği yaptığını da ekleyelim. Dresden’de Orhan Pamuk’un gezici sergisi için, yeniden yorumladığı İstanbul sergisinden 41 vitrin var. Eski saatler, fotoğraflar, ayakkabı, dikiş makinesi gibi “50’lerin İstanbul”undan nostaljik tatlar barındıran objeler bu vitrinlerde yer alıyor. İkinci bölümde ise Pamuk’un İstanbul’da ürettiği enstalasyonlar tarzında, bu sergi için özel olarak yaptığı 19 yeni eseri var. Bu eserler, Dresden Devlet Sanat Koleksiyonu müzelerindeki nesnelerden ilham alan hikâyeleri anlatıyor ve Pamuk’un diğer romanlarından çağrışımlarla iç içe geçiyor. Objeler, resimler ve metinlerden oluşan koleksiyon, Pamuk’un Masumiyet Müzesi için ürettiklerinden sonra oluşturduğu ilk koleksiyon oldu.
Doğu-Batı zıtlığı
Pamuk “Bu vitrinlerin çoğu diğer tüm işlerimin hatırlatıcısı ama en önemli kriter Doğu ile Batı’nın yüzleşmesi veya uyumu. Doğu-Batı zıtlıklarından bahsedince şöyle derim: ‘Hayır, hepsi İstanbul’da birleşmiş durumda’” diyor. SDK, projeyi “Masumiyet Müzesi canlı bir kentsel kurum ve aynı zamanda olağanüstü görsel ve düşündürücü güce sahip sanatsal bir projedir” sözleriyle anlatıyor. Küratör Alexandr Godovanets ise “Eşyaların önünde durduğunuzda kendinizi görüyor ve işlerin bir parçası oluyorsunuz. Ekstra anlamlara ihtiyaç duymuyorsunuz. Bu serginin bir parçası olmaktan mutluluk duyuyoruz” diyor. Serginin sonraki durağı 2024’te Münih’teki Lenbachhaus ve Prag’taki DOX olacak.
Fotoğraf sergisi de var
Sergiye paralel olarak Residenzschloss’ta Orhan Pamuk’un görsel çalışmalarının başka bir boyutuna, fotoğraflarına odaklanılıyor ve yazarın daha önce yayınlanmamış çalışmaları gösteriliyor. Buradaki yerleştirme Pamuk’un masasının üzerindeki küçük nesnelerden oluşan takımyıldızları yakalama girişimlerini gösteriyor.