30.06.2024 - 07:02 | Son Güncellenme:
Seray Şahinler - Akbank Sanat’ın genç sanatçılara destek olmak için 42. kez düzenlediği Günümüz Sanatçıları Ödülü Yarışması sonuçlandı. “Gelecek-geçirmez” temasıyla düzenlenen yarışmada, jürinin değerlendirmesi sonucu seçilen 22 eser sergide buluştu. Toplumsal hayattan iklim değişikliğine kadar günümüz meselelerine eğilen sergiyi, küratörü Aslı Seven’den dinledik.
■ Günümüz Sanatçıları Ödülü kapsamında nasıl bir seçki sunacaksınız?
Bu sene açık çağrının teması “Gelecek-Geçirmez: Prova, kanıt, direnç” başlığı altında derlediğim, bugün toplumsal, ekonomik ve altyapısal düzeyde gelecek tahayüllerimizi şekillendiren risk analizi ve öngörü tekniklerini eleştirel bir açıdan sorgulayan bir metinden oluşuyordu. Seçki, iki temel yönelim etrafında şekillendi: Belgesel yöntemler kullanan, arazi ve doğal kaynakların kullanımı, iklim değişikliği, kuraklık, göç hareketlerinin izleri gibi çeşitli konularla sanatsal araştırma yöntemleri kullanarak ilgilenen işler ve spekülatif yöntemler kullanarak insan türünün ve dilin gelecek evrimlerine, türler arası ilişkilerin dönüşümlerine dair önermelerde bulunan işler.
■ İşleri nasıl değerlendiriyorsunuz? Daha çok hangi konulara ağırlık verdikleri görülüyor?
Sergide toplam 22 sanatçı var. Jüri üyeleri ile birlikte özen gösterdiğimiz bir konu mecra kullanımı ve dağılımı oldu. Mekân içinde bir araya geldiklerinde anlamlı bir bütün oluşturabilecek, video, fotoğraf, resim, kolaj, heykel ve kitap gibi mecralara yayılan, beton, tekstil, üç boyutlu baskı, cam, pamuk gibi hem organik hem endüstriyel çeşitlilikte malzemeler ve teknikler kullanan işler buluştu. Türkiye’nin son yıllarda geçirdiği çeşitli toplumsal ve coğrafi dönüşümlere hem güncel hem tarihsel perspektiften bakan işlerle birlikte ‘spekülatif’ olarak tanımladığım, türler arası ortak evrim potansiyellerini irdeleyen, gelecekte dilimizin nasıl evrilebileceğine dair önermeler içeren, imge ve dil üretimi süreçlerinde hataya ve kazaya yer vererek araçların failliğini ön plana çıkaran işler ağırlıkta diyebilirim.
Genç sanatçıların işlerine baktığımızda ortak dertlerden, üsluplardan bahsetmek mümkün mü?
Sanat ve ekoloji kesişimi önemli bir ortak mesele. Bu birçok sanatçının üretiminde farklı şekillerde irdeleniyor: Serenay Gülyağcı’nın heykel çalışmasında olduğu gibi figüratif diyebileceğim yaklaşımlarla veya Beyza Durhan’ın biyoplastik kullanımı gibi organik kaynaklı malzemelerin sanat üretimi için kullanımı söz konusu olabiliyor. Can Yıldırım, Kıvılcım Güngörün ve Yusuf Özcan’ın çalışmalarında transhümanist yaklaşımlardan bahsetmek mümkün. Göç hareketleri, hem tarihsel hem güncel bağlamlarıyla başka bir ortak dert. Örneğin Tekin Karakuş’in videolarında bunu izleyebiliyoruz. Başka bir önemli ortak nokta ise sanatsal üretimde, örneğin imge üretmek veya depolamak için kullandığımız teknolojik altyapının failliği ile ilgilenen yaklaşımlar. Bunu da Nejbir Erkol ve Baran Efe Öztürk’ün fotografik çalışmalarında görmek mümkün.
Sergi 31 Temmuz’a ziyarete açık olacak.
Görünürlük açısından çok önemli
Bu yarışma ve sergilerin, genç sanatçıların isimlerini duyurmasındaki rolü nedir?
Günümüz Sanatçıları sergisi 40 yılı aşkın bir süredir düzenleniyor. Bu serginin yaratmış olduğu bir süreklilik ve kurumlaşmadan bahsetmek mümkün. Bu aktarımın genç sanatçıların deneyim kazanması, izleyici ile ilişki kurması ve diğer kurumlar tarafından görünürlük kazanması için önemli bir çerçeve oluşturduğu kesin. Aynı zamanda bu sergide Türkiye’nin birçok farklı şehrinden sanatçılar bir araya geliyor ve birbirleriyle tanışıyorlar, birbirlerinin işlerini görüyor ve yorumluyorlar. Kurulum günlerinde ve açılış sonrası konuşma etkinliklerinde derinleşebilen diyaloglar oluşuyor. Sanatsal bir kariyer için aynı nesilden, benzer meseleleri ve farklı yöntemleri benimseyen sanatçılar arasında kurulan destek ağlarının da çok önemli bir rolü var.