Güneş: 3 dakika için her şey yolundaymış gibi hissettirebiliyorsam bu benim için çok değerli

İhsan Dindar - milliyet.com.tr / ihsan.dindar@milliyet.com.tr

Geçtiğimiz yaza göre daha hareketli olmakla birlikte iki yazdır pandemi nedeniyle oldukça farklı günler yaşıyoruz. Bu süreci nasıl geçiriyorsunuz?

Bir önceki yaza göre her şey daha iyi ve yavaş yavaş normalleşmeye çalışıyoruz. Bu biraz daha yaptığım şeyi hissetmeye başlamamı sağladı. Bir önceki yazı tamamen müzik üretmeye adamışken bu yaz o şarkıları sahnede dinleyicim ile birlikte okuyabilmek… Şükürler olsun! 

Genç bir müzisyensiniz, üstüne bir de erkek egemen bir tür olan hiphop kültürü içinde müzik üretiyorsunuz. Bu kültürün içinde kendinizi bulmanız ve ilerleyişiniz nasıl oldu?

Çevrem, yaşantım ve dinlediklerim hip-hop’ı hayatıma çekti ve tanıştığım her insan ve girdiğim topluluklarla birlikte kendimi şu an olduğum yerde buldum. Hala süren bu maratonda birlikte koşuyoruz şimdi. Bakalım daha ne kadar ileriye! 

Bu yolculukta hem camia içinde hem de dışarıdan ne şekilde reaksiyonlar aldınız? Sizce diğer müzik türlerine nazaran bu janrda kadın müzisyen sayısı neden daha az?

Sadece rap müzisyenlerinden değil, Türkiye’deki saygı duyduğum birçok büyük isimden de destek mesajları aldım ve tabii bu gururumu okşadı.

Başarılı kadın sanatçıların artmasıyla piyasaya girecek kadınların daha da cesaret aldığını görebiliyoruz. Diğer müzik türlerinde neredeyse hiç görmediğim müziğe gelen bu kadın-erkek sıfatlandırması azalıp yok olduğunda belki bu janrda da kadın müzisyen sayısında bir artış görebiliriz.

Geçtiğimiz yıldan itibaren üretken bir süreç içerisindesiniz. Son olarak Temmuz ayında da Dikenlerine ismini taşıyan teklinizi yayımladınız. Gözlemleyebildiğim kadarıyla Türkiye'deki yansıması genellikle politik veya toplumsal sorunlar üzerine olan bir müzik türünde daha gündelik konuları seçiyorsunuz. Bu noktada daha çok neleri anlatmayı tercih ettiğinizi ve neden bu yönde bir seçim yaptığınızı sormak istiyorum.

Müziğin bir an olsun bunları bir kenara bırakıp, nefes almak ve hayale dalmak için çok iyi bir anahtar olduğu bir yönü de var ve ben de daha çok o tarafta duruyorum. 3 dakika için her şey yolundaymış gibi hissettirebiliyorsam bu benim için çok değerli.

Dönem dönem dalgalanmalar olsa da rap, bir süredir Türkiye'de altın çağını yaşıyor. Siz bu gidişatı nasıl görüyorsunuz? Siz kişisel olarak bu aralar neler dinliyorsunuz?

Rap müziğin Türkiye’deki popülerliği ile birlikte birçok yetenekli ismin hak ettiği ilgiyi alması artık rapçilerin de müziğinden iyi kazanç sağlaması çok güzel.  Bu aralar ruhumu ve müziğimi ağırlıklı olarak Nükhet Duru, Tanju Okan, Cem Karaca gibi değerlerimizle besliyorum. Onun dışında güncel hip-hop piyasasını takip ediyorum. 

Dijital platformlarda başta Dua olmak üzere çalışmalarınız milyonlarca kez dinlendi. Bu durum bundan sonraki çalışmalarınzıda sizi baskılıyor mu? Kendi içinizde başarı konusunda nasıl bir kıstasınız var? ya da var mı?

Dürüst olmak gerekirse onlar sadece sayılar, şarkılarım benim için hayatımın farklı renklerini dinleyicimle paylaştığım, onları kendi dünyama alabildiğim bir portal gibi. Maalesef bu boyutta başarı farklı bir algıyla tanımlanıyor ve ayak uydurmam gerekebiliyor ama kendimi asla baskı altında hissetmiyorum grafikte yukarıyı ne kadar görüyorsak o çizgiler aşağıya da inebilir. Hayat bundan farklı değil. 

Önümüzdeki süreçte dinleyicilerinizi neler bekliyor? Yakında dinleyiciyle buluşturacağınız bir projeniz var mı?

Önümüzdeki süreç şu ana kadarki süreçten farklı olarak daha hareketli geçecek, şu ana kadar ısındırdık, artık pişireceğiz. 12 şarkılık “Atlantis” albümüm çıkacak, sürpriz işbirlikleri gelecek ve insanların kafasında benimle ilgili çizdiği rota baya bir değişecek. Ben de olacaklar için heyecanlıyım.