02.04.2023 - 07:00 | Son Güncellenme:
Melisa Vardal - "Uzun İnce Bir Yoldayım”, “Kara Toprak”, “Dostlar Beni Hatırlasın”… Her türküsüyle yüreğimizin bam telini sızlatan büyük ozan Âşık Veysel aramızdan ayrılalı yarım asır oldu. UNESCO 2023’ü Âşık Veysel’i Anma ve Kutlama Yılı ilan etti. Bu yıl Âşık Veysel’i daha da bir özenle anıyoruz, onun adına pek çok farklı etkinlik düzenleniyor. Torunları Ezgi Delal Arıkan ile Beste Arıkan da büyükdedelerini onun türkülerini söyleyerek anıyorlar. İki yıl önce gördüğü bir rüyanın ardından Âşık Veysel’in “Anlatmam Derdimi Dertsiz İnsana” türküsünü müzisyen arkadaşları Kamer Arzuman, Onur Karadaş ve Sadık Hüsiyev ile birlikte kendi tarzlarında yorumlayan torun Ezgi Delal Arıkan geçen yıl da büyükdedesinin ölüm döşeğinde yazdığı son şiir olan bestesini dedesi Bahri Şatıroğlu’nun yaptığı “Gelmez Yola Gidiyorum”la seslenmişti müzikseverlere. Bu yıl için “Güzelliğin On Par’etmez” türküsünü yeniden yorumladı Ezgi Delal Arıkan. Onun türküsüne kardeşi Beste Arıkan kemanıyla eşlik etti. Biz de Ezgi Delal Arıkan ile bir araya gelip Âşık Veysel’i konuştuk.
Büyükdedeniz Âşık Veysel Şatıroğlu’nun türkülerini yorumlamaya ne zaman karar verdiniz?
Aslında çocukluğumdan beri dedemin türküleri ile hep iç içeydim. Babamın bağlama çaldığı, annemin dedesi Âşık Veysel’in türkülerini söylediği bir evde büyüdüm. Böyle olunca çocukluğumdan beri kulağıma, ruhuma kazınan bu türküler, hikâyeler, yaşanmışlıklar, müzik serüvenimin çok önemli yapı taşlarını oluşturdu ve zaman ilerledikçe bu durumun benim ilham kaynağım hâline dönüştüğünü fark ettim. Müzik yolculuğumun ilk günlerinden şimdiye kadar birçok farklı tarzda, farklı dilde şarkılar söyledim, şimdi kendi şarkılarımı yazıyorum. Farklı bir tarzda müzik yapıyor olmama rağmen kalbimin bir köşesinde bir gün dedemin türkülerini düzenleme, yorumlama, yeni bir nefes olma hayalim vardı. 2021 yılında gördüğüm bir rüyanın etkisiyle artık bu zamanın geldiğini anladım ve benim için her bir kelimesinin çok değerli anlamlar taşıdığı “Anlatmam Derdimi Dertsiz İnsana” isimli türküyü arkadaşlarımla yorumladık, ardından da diğerleri geldi…
UNESCO 2023 Âşık Veysel’i Anma ve Kutlama Yılı’nda “Güzelliğin On Par’etmez”i seçtiniz. Neden bu türküyü tercih ettiniz?
Dedem yaşadığı aşkı, sevgiyi ve acıyı öylesine saf, öylesine gerçek bir şekilde anlatmış ki bu türküde… Bu türküyü her seslendirdiğimde gerçekten onun gönlünün güzelliğinin paha biçilemez bir güzellik olduğunu bir kez daha anlıyorum ve bunu iliklerime kadar hissediyorum. Her bir satır arasında çok nahif, çok özel duygular var. “Anılmazdı Veysel adı, o sana âşık olmasa…” diyor mesela. Yaşadığı aşka ve bu aşkı kaybedişinin ardından yaşadığı acıya teşekkür ediyor resmen. Bizim açık gözlerimizle göremediğimiz ama onun gönül gözüyle gördüğü çok büyük bir hikâye var bu türküde ve bu sebeple benim için çok özeldir “Güzelliğin On Par’etmez”
Hiç tanışmadığınız büyükdedenizle türkülerde buluşuyorsunuz. Nasıl bir his onun kanından gelmek?
Müzisyen bir torun olarak büyükdedem Âşık Veysel’in kanını taşımak, böyle bir genetik mirası, gönül mirasını taşımak gerçekten kelimelere dökülebilecek bir duygu değil... Ona bir dede, bir ata olarak saygı duymamın yanı sıra tüm dünyaya böylesine zaman tanımayan, evrensel, içten eserler bıraktığı için minnettarım ve hayranım. Her bir şiirini okuduğumda, tekrar tekrar o karanlık dünyasında neleri yeşerttiğini gördüğümde, onun kalbinin ışığını her hissettiğimde ona bir kez daha hayran oluyorum. Dedemi eserleriyle andığım her çalışmada gökyüzüne uzanan bir teşekkürüm, bir minnetim var. Ruhu şad olsun.
Âşık Veysel’in mirasını yaşatmak için başka projeleriniz de olacak mı?
Büyükdedem Aşık Veysel Şatıroğlu, dünyaya ölmez eserler bırakmış ve ben de bir torunu olarak elbette onu her zaman anmaya, yaşatmaya devam etmek istiyorum. Büyükdedemin türkülerini seslendirmek ve bunu müzisyen bir torun olarak yapmak çok gurur verici. Bu çalışmalarla birlikte eserleriyle zamanın ötesinde duran büyükdedeme olan duygularımı, hayranlığımı, genç bir müzisyen olarak kendi tarzımda, içimden geldiği gibi ifade edebilmek ve bunu benim gibi hisseden insanlarla, sevenleriyle ve hatta onu belki de hiç tanımamış, dinlememiş olan yeni nesille paylaşmak oldukça değerli. 2023’ün UNESCO Âşık Veysel yılı ilan edilmesi sebebiyle büyükdedemin yayınlanmamış ve bestelenmemiş bir şiirini bestelemek ve dinleyicilerle buluşturmak gibi özel bir projem daha olacak.
‘Onun sanatına saygı duruşu’
Âşık Veysel’in türkülerini yorumlarken çekinceleriniz oldu mu?
Büyükdedemin eserleri öylesine zamansız ve evrensel ki eminim 100 yıl sonra da farklı tarzlarda yorumlanmaya devam edecektir. Bu noktada, türkülerini yorumlarken büyükdedemin adına yakışır çalışmalar yapmaya oldukça özen gösteriyorum ve ince eleyip sık dokuyorum. Ben ve müzisyen arkadaşlarım için bu düzenleme süreçleri hem çok keyifli hem de oldukça zorlayıcı oluyor elbette. Özellikle bir yandan türkü formunu, özünü korumaya çalışmak, diğer yandan da kendi tarzımızla harmanlamak için uzun uzun çalışmalar, denemeler yapmamız gerekiyor. Her şeyden önce düzenlemesini yapacağımız türkünün özümsenmesi oldukça önemli. Büyükdedemin her türküsü, her zaman bizde öyle farklı duyguları canlandırıyor ve bizi öylesine heyecanlandırıyor ki yaptığımız her çalışma aslında büyükdedeme ve onun sanatına karşı birer saygı duruşu hâline geliyor.