18.12.2024 - 07:02 | Son Güncellenme:
Müjde Işıl - Ozan Yoleri’nin ödüllü ilk filmi “Başlangıçlar”, 13 Aralık’ta vizyona girdi. Aysın Kadirbeyoğlu ve Ozan Yoleri’nin senaryosunu beraber kaleme aldığı yapım, Paris’ten İstanbul’a dönen genç resim restoratörü Defne’yi takip ediyor. Filmi, Yoleri’den dinledik.
■ Genç neslin gitmek, kalmak ya da geri dönmek arasında sıkışıp kalmanın belirsiz ve endişeli hâli miydi “Başlangıçlar”ı çekmenize neden?
Nedenlerinden biri buydu diyebilirim ama vurguyu biraz daha genele yayıp, sizin de altını çizdiğiniz belirsizlik ve endişeli hâlin içinde sıkışıp kalmak olarak genişletebilirim. Filmde birçok olasılıkla birlikte birçok belirsizliğin de yaşandığı, hayatın gerçekleriyle yüzleşmekten kaçacak alanın kalmadığı bir döneme odaklanıyoruz. Bu da benim de içinde bulunduğum Y ve Z kuşağında gelecek anksiyetesini, yer yer çıkışsız hissetmeyi tetikleyen bir süreç.
■ Defne’nin resim restorasyonu ile uğraşması ve üzerinde çalıştığı tablo, karakter ve hikâye açısından nasıl bir zemin oluşturdu?
Defne’nin restorasyon mesleğindeki yeteneğine rağmen kendi hayatını yoluna koyamaması film boyunca üzerine gidebileceğimiz bir tezatlık oluşturuyordu. Bununla birlikte resim restorasyonu uzun süreler titiz ve obsesif bir çalışma gerektiren bir alan. Bu açıdan Defne’nin içe dönük yapısına uygun bir meslek. Dışarıdaki sorunlardan kaçarken restorasyon atölyesi ve elbette tablo, sığındığı bir alana dönüşüyor. Tabloların geçmiş-gelecek, doğu-batı gibi bize has arada kalmışlıklara temas eden bir yanı var.
■ Filmde yas sürecindeki Defne’yi takip ederken onun kırılma anlarını değil, kırılma sonrasını anlatıyorsunuz.
Kırılma anları elbette ki dramatik olarak yüklü durumlar vadediyor. Fakat bu filmdeki amacım en başından beri “hayat devam ediyor” cümlesine eşlik eden, geride bıraktıklarımızın hüznünü irdelemekti. Ayrılıklar, ölümler, taşınmalar herkesin hayatında farklı noktalarda temas ettiği gerçeklikler. Sonrasında hayat farklı bir düzlemde devam ediyor. 20’li yaşlar büyük değişimlerin yaşandığı bir dönem olduğu için bu filmi değişimler sonrası deneyimlerin bütünü olarak tasarlamayı tercih ettim.
‘Ahsen’le koordineli ilerledik’
■ Başroldeki Ahsen Eroğlu ile kısa filminiz olan “Aylin”de de çalıştınız. Bu ortaklık, Defne karakterine neler kattı?
Ahsen’le bu filmde birlikte çalışmaya erken bir aşamada karar verdik, bu nedenle karaktere katkısı setteki çalışmanın çok öncesinden başlıyor. Senaryoyu ve karakteri şekillendirirken belli noktalarda Ahsen’le koordineli ilerledik. Diyaloglara ve mizansene çalışırken Ahsen’in de Defne’yi kendine ait kılacağı bir ortam oluşturmaya çalıştık ki Ahsen’in bunu fazlasıyla başardığını düşünüyorum.