21.03.2025 - 07:01 | Son Güncellenme:
MÜJDE IŞIL
MÜJDE IŞIL- Disney, 1937 tarihli “Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler” adlı animasyonunu gerçek oyuncularla yeniden çekmeye karar verdiğinde başına bu kadar terslik geleceğini tahmin etmemiştir muhtemelen. Grev ve pandemi nedeniyle çekimlerin ertelenmesi bir yana gündem, filmin aleyhine çalıştı resmen. Peter Dinklage, bu zamanda cüce karakterlerin mizah malzemesi klişesi olarak kullanılmasını ‘tam bir geri kafalılık’ şeklinde niteledi ve eleştirdi. Pamuk Prenses’i canlandıran Kolombiya kökenli Rachel Zegler’in Filistin yanlısı, kötü kalpli kraliçeye hayat veren İsrailli Gal Gadot’un ülkesini destekleyici açıklamaları da filmi iki arada bir derede bıraktı. Ortaya çıkan sonuç ise Disney’in politik doğruculuk için aşırı çabaladığının kanıtı.
Grimm Kardeşler’in en ünlü masallarından “Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler”in konusu malum. Disney masalı yeniden uyarlarken günümüz hassasiyetlerini ve eleştirilerini oldukça gözetmiş. Prenses’i, yakışıklı prensi bekleyen romantik bir gelin adayı yerine halkının adil yönetimi için dertlenen, elinden geldiğince cesur olmaya çalışan bir müstakbel lider hâline getirmiş. Filmin mesajlarında bunun altı defalarca çiziliyor. Masalda cüceler çalışmaya gidince evi tertemiz yapan genç kız, filmde temizlik işini cücelere paylaştırıyor. Zehirli elma yiyip ölüm uykusuna girdiğinde ise onu bir prens değil, saraydan patates çalmış bir eski asker/haydut hayata döndürüyor.
Marc Webb imzalı filmin mesaj kaygıları o kadar yoğun ki büyükler için mi küçükler için mi çekildiği belirsiz kalmış gibi. Peter Dinklage’in eleştirilerinden sonra gerçek cüceler yerine CGI teknolojisiyle yaratılmış karakterler kullanan Disney (filmin ismine de cüce koymamış) bu bölümlerde minik seyircilere hitap ediyor sanki. Filmin başındaki odaklılık, devamında sürmüyor bu yüzden. Dolayısıyla mesajlarına saygı duyulsa da ‘güçlü bir modern uyarlama’ denemeyecek bir film olmuş “Snow White/Pamuk Prenses”.
Steven Spielberg’ün “West Side Story”sinde Maria’yı canlandırarak parlayan Rachel Zegler, masumiyetin simgesi olarak ‘prenses’ işlevini yerine getirse de bu filmde o kadar öne çıkamıyor, hatta çoğu sahnede mimiklerini fazla zorladığı görülüyor. Gal Gadot, kötücül karakterinin hakkını vermiş. Özellikle de gerçek hayatta çizdiği politik tavırla özdeşleştirilince…
Orman yollarında
“Ayı Paddington” yurt dışında hayli sevilen bir karakter ve seri ama bizde filmleri de esprileri de o kadar rağbet görmüyor nedense. Film serisinin üçüncü filmi “Paddington in Peru/Ayı Paddington: Ormanda Macera”da Peru’ya gidiyoruz. Lucy Teyze kaybolunca Paddington ve Brown Ailesi soluğu Amazon Ormanları’nda alıyor. Filmin oyuncu kadrosu çok zengin bu sefer. Olivia Colman ve özellikle Antonio Banderas filmi sürükleyip götürüyor. Sonuçta izlemesi keyifli bir aile filmi. Mükemmel İngiliz imajını vurgularken bir zamanlar üzerinde güneş batmayan ülkenin kendi sömürgeci geçmişini yok sayıp İspanyolların sömürgeciliğine odaklanmasına takılmazsanız tabii…
Ünlü oyuncu Birce Akalay, geçtiğimiz gün alışveriş merkezinde görüntülendi. Basın mensuplarıyla ayak üstü sohbet eden oyuncu yeni imajına yapılan yorumlarla ilgili konuştu.