Fight Club (David Fincher, 1999)
Kadın yok. Doğurganlık, doğa, barış, tolerans, sanat, sükut ve hayal de yok. Umut da. Ümit etmek, affetmek. Bunların hiçbiri yok. Şayet değer adına söylenecek bir şey varsa, o da yeterince yüklü olduğumuzdan mütevellit. Boşalmalıyız.Fazla tohumdan, fazla gururdan, fazla sorumluluk ve ümitten, şu an. İçinde bulunduğumuz şey bizi buna zorluyorsa, uyum sağlamak ille içinde büyütmek anlamına gelmemeli. Evet uyum sağlıyoruz bak, biz de bu reaksiyonu meydana getiriyor biz de içimize atmıyoruz. Dışarı. Biriktirdikçe yük oluyor. Güzel bir şey gibi gösteriyorlar biriktirmeyi ama değil. İsmine maddi refah diyorlar, ismine devinim diyorlar, çocuk yapmak diyorlar mesela; ya da ev-iş mekiğinde artan günlere günlük yaşam diyorlar. Bu gerçek değil. Gerçek olsaydı uykusuzluk çekiyor olmazdık, kendimizi sağlıksız hissetmezdik. Gerçek olan bu değil. Kendimize yolculuk ettiren bu değil.Gerçek olan, kendimizi bulduran şey. Bu kadar adamı koşulsuz buna itaat ettiriyorsa, Fight Club’da herkesin kendini bulduğu bir şey var.Ama yanında kendimi en gerçek hissettiğim lider aslında sadece zihnimde. Peki zihnim nerede?** Where is my mind? Fight Club Orijinal Film Müziği, Pixies, 1988