04.03.2015 - 09:27 | Son Güncellenme:
tolga.sahin@milliyet.com.tr
Biz filmlerimizi seçerken içgüdüsel hareket ediyoruz yani sevdiğimiz etkilendiğimiz konuları işliyoruz. Biliyorsunuz daha önce de ‘Zenne’yi çekmiştik. Hikayenin temeli yakın bir arkadaşımıza dayanıyordu. Ben eski bir gazeteciyim.
Caner’de benim ortağım ve partnerim ayrıca iyi bir senaristtir. Ben gerçeği belgeseli çok severim. Caner’inde kurgu yönü çok kuvvetlidir. İkisini bir araya getirdiğimiz zaman böyle bir film ortaya çıkıyor. Filmdeki arzumuz izleyenlerin biraz sessiz kalmaları, kendilerini, ailelerini veya çevrelerinde olan biteni düşünmeleri ayrıca aradan zaman geçtikçe de hatırlamaları bizi çok mutlu edecek.
Çünkü bu bir yetişme ergenlik hikayesi olduğundan gençlerin seveceğini ilgi duyacağını düşünüyoruz. Özellikle kız babalarının ve annelerinin daha fazla ilgi göstereceğini düşünüyoruz. Çünkü bu bir aile filmi, aile parçalanırsa ne olur?, çocuklarımızın gelişim sürecinde onlara sunduğumuz ufak tavsiyeler onlarda nasıl bir etki bırakabilir?, filmimizde bunlar anlatılıyor.
Biz çekmecelerinizi açmaktan korkmayın diyoruz ve bu sınırlamanın olağan bir durum olarak karşımıza çıkacağını tahmin ediyorduk. Ancak bu +18 yaş sınırı bizi etkilemedi.
Bu film bence bir kadın filmi aynı zamanda bir gençlik filmi büyüyen, gelişen, ergenliğe geçen ve ebebeyin olmaya hazırlanan insanların filmi olmakla beraber annelerin babalarında filmi olduğundan geniş bir kitleye ve önemli bir konuya değindiğimizi düşünüyorum.
Nymphomaniac filminin yönetmenine benzetilmek çok güzel bir duygu ve gurur verici olduğunu düşünüyorum. Ama ‘Nymphomaniac’ filmine yakın olduğumuzu düşünmüyoruz çünkü anlatım tarzı tamamen farklı. Çünkü bizim filmimiz çok daha şiirsel bir anlatım.
Filmimizde seyirci çok şey bulacak. 1970’ler den 2000’lere kadar değişen aile yapımızı görecekler. Anne baba olmanın güçlüklerini, risklerini ve anne baba gibiymiş gibi olmanın çocukları nasıl zedelediğini görecekler. İzlemeye gelen seyirciler biraz eğlenecekler çokça üzülecekler.
Filmi yakın arkadaşımızın hikayesiyle üzerinde yaklaşık 2 yıl çalışarak sinemaya uygun bir hale getirdik. 8 haftalık bir sürede filmimizi çektik. Filmin kış çekimlerini Aralık ayında 2 haftalık bir süreçte çektik. Geri kalan sahneleri ise Haziran ve Temmuz aylarında çektik.
Psikolojisi bozulmuş kızın bir çok yerde erkeklere; ‘Beni S…’en yok mu deyip elbisesini kaldırması'
Sen ‘O..’mu olacaksın’
Uzun süre babasını görmeye kızın babasının karşısına geçtiği sahnede babasının ‘Sen O… oldun, sen O… oldun’ demesinin ardından kızın büyük öfkeyle ‘Ben O… olmadım, ben O… olmadım, keyfimin istediğiyle yatıyorum, para almıyorum’ diyalogları filmde çok konuşulacak sahneler arasında yerini alıyor.