Frida bugün yaşasaydı...

Seyhan Akıncı - “Kendi portrelerimi çiziyorum çünkü çoğu zaman yalnızım, çünkü en iyi tanıdığım kişi benim” demişti Frida Kahlo. Bugün ölümünün üzerinden 68 yıl geçmişken pek çok kişinin yalnızlığını paylaşıyor. Kendisini tanımasına güç veriyor ve yapmak istedikleri için ilham oluyor. Frida’nın ilham verdiği isimlerden biri de Frida Medya’nın kurucusu Sinem Ergün olmuş. Bu hayranlık küratör Dr. Feride Çelik’in “Günümüzde Frida Kahlo” gibi merak uyandırıcı sorusuyla buluştu ve ortaya Yapı Kredi bomontiada’da 5 Ağustos’ta kapılarını açan “Free’da Sergisi” çıktı. Farklı disiplinlerden 30 sanatçının eserleriyle katıldığı sergi 14 Ağustos’a kadar görülebilir. Aynı zamanda “Free’da Sergisi”nden elde edilecek gelirlerle, İyilik İçin Sanat Derneği’nin Anadolu’nun yedi ilinden seçilen sanatçıların yer aldığı “Sanat Elçileri” projesine destek verilecek. Kısacası Frida aramızda yokken de hayatımıza dokunmaya devam edecek. Bu anlamlı sergiyi, serginin küratörü Dr. Feride Çelik ile konuştuk.

Serginin konusu “Günümüzde Frida Kahlo”… Size, “Frida bugün yaşasaydı nasıl olurdu” sorusunu sorduran, bunun peşine düşüren neydi?

Öncelikle Frida Medya’nın kurucusu Sinem Ergün sergi projesi teklifiyle bana geldi. Sinem Hanım, hem kurumun isminden hem de Frida’nın güçlü kadın kimliğinden ötürü bu sanatçıya olan hayranlığını bir sergi projesiyle birleştirmek istediğini aktardı. Ben de Frida Kahlo’nun eserlerini İstanbul’a getiremeyeceğimize göre “Ne yapabiliriz?” diye düşündüm ve bir açık çağrıyla Güzel Sanat Akademisi mezunları ile öğrencilerine bir soru yöneltip, sorunun cevabını da eserleriyle vermelerini istedim. Açık çağrının ardından 30 sanatçı bu sergi için 33 eser üretti.

Serginin küratörü olarak gelen yanıtlar arasında sizi şaşırtan ya da etkileyen nelerdi?

Farklı disiplinlerden sanatçılar, farklı eserler üretti. Ben de zaten böyle olmasını arzu ettim. Beni en çok şaşırtan, kendi alanlarının dışına çıkarak eser üreten sanatçılar oldu. Bunlar, daha önceden hiç deneyimlemedikleri malzemeleri kullanan sanatçılardı. Açıkçası çıkan işlerin bu kadar başarılı olabileceğini düşünmemiştim.

Frida Kahlo pek çok açıdan “acıların kadını” ama tıpkı bizim ülkemizin “acıların kadını” Bergen gibi tersi bir sembol de olmuş durumda… Frida’yı aynı zamanda bu derece güçlü yapan şeyi siz nasıl yorumluyorsunuz?

Frida’yı güçlü kılan, hem karakteri hem de sanatı oldu. Özellikle sanat onu iyileştiren inanılmaz bir güç oldu. Sanat yapmasa, tıp eğitimine devam etse böyle güçlü olabilir miydi? Bilemiyorum…

Sergi Frida Medya ve İyilik İçin Sanat Derneği iş birliğiyle hayata geçti. Bu sergiden elde edilecek gelirin bir kısmı da Sanat Elçileri projesine gidecek ve bu kişiler yine kadın… Serginin bu ayağından da bahsedebilir misiniz?

Sergiden elde edilecek gelirle İyilik İçin Sanat Derneği’nin Anadolu’nun yedi ilinden seçilen kadın sanatçıların yer aldığı “Sanat Elçileri” projesine destek verilecek. Frida Sergisi’nin teması da bu projeyle çok örtüştü. Çünkü yedi ildeki kültür sanat elçileri de kendi illerini sanat adına temsil eden çok güçlü karakterlerdi. Tıpkı Frida Kahlo gibi…

Sergide Emel Ezal (üstte) Gülçin Karaman, Ebru Kocaer, Elif Çağlayan, Seher Bediha Yılmaz’ın (soldan sağa) eserleri yer alıyor.

“Van Gogh’un istediği şey takdir edilmek olurdu” 

Peki, günümüzde olsaydı neler yapardı diye merak ettiğiniz başka isimler var mı? Neden?

Acı çekmiş ve çok mücadele vermiş olan bir sanatçı olarak ilk aklıma gelen Van Gogh oldu. Çünkü hayatı boyunca hem mental rahatsızlıkları, hem aileden dışlanmış olması hem de maddi sıkıntılar nedeniyle acılar çekmiş… Van Gogh belki günümüzde yaşasa farklı olabilirdi. Hatta meşhur dizi “Doctor Who-Van Gogh” bölümü bu sorunun cevabını verir. İzlemeyenler için öneririm. Van Gogh bugün yaşasa herhalde en çok istediği şey takdir edilmek olurdu.