22.03.2020 - 02:53 | Son Güncellenme:
Empresyonizm, doğada yer alan görüntü ve maddelerin, kişide oluşturduğu duyguların bir şekilde aktarımını hedeflemektedir. Bu sebeple empresyonizm, çoğu zaman izlenimcilik olarak da isimlendirilmektedir. Sanatçılar, hissettiklerini resim ya da diğer edebi eserler aracılığı ile dışarıya yansıtmaktadır.
Empresyonizm Nedir?
Empresyonizm, kısaca bir nesnenin doğrudan anlatılmak yerine, kişide uyandırdığı duyguların tasviri anlamına gelmektedir. Bu akım 19. yüzyılda önce resimde sonra da diğer sanat eserlerinde etkisini göstermeye başlamıştır. Empresyonizmde önemli olan sanatçının kendi algı ve iç dünyasıdır. Bu akım, sanat ve edebiyatın herhangi bir amaca hizmet edemeyeceğini savunmaktadır. Empresyonizm akımını savunan edebiyatçılar daha çok; şiir, kısa hikâye ve piyes gibi dallarda eserler vermiştir.
Empresyonizmin Maddeler Halinde Eserleri
Empresyonizm; resim, müzik ve edebiyat dallarında birçok temsilciye etki etmiştir. Bu kapsamda empresyonizmin müzik temsilcileri; M. Ravel, O. Respighi, P Dukas ve C. Debussy olarak sıralanmaktadır. Akımın dünya edebiyatındaki temsilcileri; Rilke, Arthur Rimbauld ve James Jayce’dir. Tür edebiyatı incelendiğinde ise Ahmet Haşim ve Cenap Şahabettin’in izlenimcilik akımına kapıldığı görülmektedir. Empresyonizm akımı ışığında doğan ünlü resimler ve ressamları ise aşağıda sıralanmıştır.
- Bain a la Grenouillere, 1869 (Claude Monet)
- Lanch At The Restaurant, 1875 (Pierre- Auguste Renoir)
- Cabins Along The Loing Canal, 1896 (Alfred Sisley)
- Boulevard Montmartre on a Winter Morning, 1897 (Camille Pissarro)
- Village Street, 1865 (Frederic Bazille)
- The Harbor at Lorient, 1869 (Berthe Morisot)
Empresyonizmin Özellikleri
Empresyonizm, çok belirgin özellikler taşıyan bir akımdır. Bu kapsamda empresyonizm sanatçıları, doğrudan gördüklerini değil nasıl hissettiklerini anlatmaktadırlar. Bu akım altında hazırlanan tüm eserlerde anlam kapalıdır. Sanatçılar, dış dünya ve maddelere karşı oldukça ilgisiz bir tavır takınmaktadır.
Empresyon, etki ve duygu manalarına gelen bir kelimedir. Bu sebeple de empresyonizmin sanatçıları, etkici ve duygucu olarak kabul edilmektedir. Bu akım her şeyden önce özgürlüğün bir sembolü halindedir. Hayal ve soyut betimlemeler, yapılan eserlerin temasını oluşturmaktadır. Sanatçının duygu durumu, eseri doğrudan etkileyebilecek bir önem taşımaktadır. Ayrıca empresyonizm, objeyi değil de duyguyu ön plana çıkardığı için realizmin tam karşı akımı olarak görülmektedir.