20.09.2022 - 07:00 | Son Güncellenme:
Melisa Vardal - Şişli Belediyesi’nin düzenlediği Şişli Plak Festivali hafta sonu yapıldı. Yağan yağmura rağmen yoğun bir ilgiyle gerçekleştirilen festival plakseverleri bir araya getirdi. İki gün süren festivalde plakseverler düzenlenen mezatlarla nadir parçalara; konserlerde sahne alan Yeni Türkü, Bulutsuzluk Özlemi, Kolektif İstanbul, Eda Baba, Özge Fışkın ve Tuna Kiremitçi ile kaliteli müziğe; stantlarda ise her türden plağa ulaşabildiler.
Plaklar, 1990’lı yıllardan bugüne artsa da azalsa da kendisine dönük ilgiyi daima korudu. 7’den 70’e pek çok katılımcının özlemi gözlerinden bir de ellerindeki torbalardan belli oluyordu. Biz de yıllar sonra bile değişmeyen bu ilginin sırrını merak ettik. Aldığımız cevaplarda kimi “Ruhu var plakların”, kimi “Bu plaklarda pek çok sanatçının emeği yatıyor”, kimi “Eskiden plaklar varken param yoktu şimdi eksikleri topluyoruz” kimi de “‘Issız Adam’dan sonra popüler oldu” dediler. Verilen cevaplarda ortak olan bir nokta varsa o da; plaktan çıkan sesin sanatçının yanınızda şarkıyı söylüyormuş gibi bir his vermesi. Bir katılımcı bu farkı şöyle açıklıyor; “Ses kalitesi ve sanatsal anlamda büyük fark var. Yeni nesil şarkılarda eski duygular yok, bir de emek yok içinde. Plak için bir odanın içerisine 40 tane saz ve bir solist girip saatlerce bazen günlerce kayıtlar yapıyorlardı. Sonra da en temizini seçip plağa okuyorlardı. Bu da müziğe doğallık getiriyor, işte organik müzik oluyor bu. Şimdiki gibi bir gün gitarist gidip gitar, bir gün kemancı gidip keman çalmıyor. Doğal sese özlem var.”
Helvacının şarkısı
Bu özlemin yanı sıra filmlerde plakları görüp merak eden pek çok genç vardı festivalde. Kimi ne aradığını bilerek geldi standlara kimi de öneriler istedi. Belki de ülkemizde “Issız Adam”ın arşa çıkardığı bu plak merakı günden güne artıyor. Bir diğer katılımcı ise şöyle diyor bu meraka dair: “Filmlerde bile artık yeni müzikler kullanılamıyor çünkü yeni besteciler, müzisyenler hep geçmişten kopyalar, eski aranjmanlarla kullanıyorlar. Bugün bir dizi çekiliyor ve 55 yıl önce söylenen bir şarkıyı kullanmak zorunda kalıyorlar çünkü yeni bir beste yok. Son 10 yılda popüler olmuş, bir-iki yıl içerisinde unutulmayan bir parça neredeyse yok.” O sırada sözü çalan “Helvacı Helva” şarkısı ile kesilen katılımcı parçayı işaret ederek tamamlıyor anlattıklarını “Ama şu şarkı 1950’li yıllardan ve hâlâ dinleniyor. Bugün bunu bir yerde çalsak hemen popülerleşir, halbuki sadece helva yapımını anlatıyor ama güzel anlatıyor. Şimdiki şarkılara bakınca aşkı, sevgiyi anlatıyor güya ama duygu yok.”
Plaklara olan özlemin derinliklerine indikçe keşfediyoruz ki asıl özlem kaliteli müziğe, doğal sese. Müziğin piyasalaşıp emeğin azalmasına tepkili müzikseverler. Dinleyici için bir şarkının değerini verilen emek belirliyor çünkü. Belli ki müzik piyasasının bu sözlerden alması gereken bir ders var.
Tuna Kiremitçi ve Özge Fışkın festivalde birlikte şarkı söyledi.
Nejat Yavaşoğulları festivalde sevenleriyle bir araya geldi.
Tuna Kiremitçi
“Plaklara dönüş kaçınılmazdı”
Plakların geri dönüşü kaçınılmazdı. Özellikle analog teknolojiyle kaydedilmiş albümleri plak olarak dinlemek müziğin hacmini hissetmemizi sağlıyor ki bunu yaşamayan bilmez. Kartonet okumak da ayrı bir zevk. Plak Festivali ise son zamanlarda gördüğüm en sempatik etkinliklerden biriydi. Pek çok dostla görüştüm, konserim de keyifli geçti. Umarım her yıl aynı güzellikle tekrarlanır.
Nejat Yavaşoğulları
“Gerçek müzik dinleyicileri festivaldeydi”
Son yıllarda plak tekrar gözde olmaya başladı. Dijital açıdan yaklaşırsak seslerin frekanslarını eksiksiz olarak verdiğini için dinleyicilerin tercih nedeni oluyor. Tabii bu müziği çok derinlemesine irdeleyen ve dinleyenler için geçerli. Her kulak bunu ayırt etmez ama plaktan daha doyurucu bir ses çıkıyor. Konunun bir de nostaljisi var elbette. Plakların kapakları grafik sanatları açısından önemli. Efsane olan plak kapakları var. Ayrıca plak kapağını inceleyerek kimlerin emek verdiğini, grubun felsefesini anlayabiliyorsunuz. Bunların ilginin artmasında etkili olduğunu düşünüyorum.
Festivale gelince, burada gerçek müzik dinleyicisi vardı. Değişik stantlarda değişik firmaların plakları bulunuyordu ve oralarda pek çok plak satıldı. Hem imza almak için hem bizi izlemek için İstanbul dışından gelenler olmuştu. Pek çok talebe cevap verdi ve kimse bu kadar canlı, güzel bir festival olacağını düşünmemişti.