04.01.1999 - 00:00 | Son Güncellenme:
CAZ sanatının iki önemli temsilcisi son haftalarda yeni albümleriyle dünyada yankılar uyandırıyor. Bu iki isim Art Ensemble Of Chicago ve Joshua Redman. Adını ilk zikrettiğimiz grup, bu yıl otuzuncu yaşının içinde. Adından da anlaşıldığı gibi, Chicago'da oluşan ilginç caz deneyimlerinin ilk mimarlarından biri. Joshua Redman ise '90'lı yılların cazdaki en parıltılı saksofoncusu. Tarzları arasında ortak bir payda bulmak zor. Ama albümlerine özel ayrıcalıklarıyla yaklaşıldığında, cazın ufkunu genişletme açısından anlamlı bir ortak duyarlılığı temsil ettikleri söylenebilir. AEC (Art Ensemble Of Chicago)'nin albümünde, grubun cazı merkez yapıp, ağırlıklı ..... ritimlere sıkça yaslandığına tekrar şahit oluyoruz. Joshua Redman ise bu kez ilginç bir deneye yönelmiş. Sanatçı, sayısız pop klasiğini, caz standartlarına uyarlayıp, örneğine az rastlanan bir deneyimi gündeme getiriyor. Bu iki ismi de Türkiyeli cazseverler geçen yıllarda canlı izleme olanağı bulmuştu. İkisinin de sınırlı da olsa potansiyel bir dinleyicisi var. Bunun da farkına varıldığından Atlantic Records ve Warner Bros'tan yayınlanan bu albümleri Balet Müzik, Türkiye'de de piyasaya çıkardı.
AEC'yi tek başına bir ekol olarak düşünmek gerekir. 1960'ların tam ortasında Muhal R. Abrams tarafından şekillendirilen AACM adlı müzisyenler ekolünün içinde yetişen müzisyenlerden bir grup, on yılın sonlarında AEC'yi kuracaklardı. Grubun ilk kadrosunda son albümde de yer alan üç üye - Roscoe Mitchell (saksofon), Lester Bovie (trompet), Malachi Faunes (bas) - yer almaktaydı. 1970 - 71'de Fransa'da sayısız albüm çıkaran gruba davulda Don Maye katılacaktı. Bu ünlü davulcu da yeni albümde yer almakta.
1970 ve '80'li yılların anahtar gruplarından biri olan AEC, çıkardığı her albümle caz ortamında yankılar uyandırdı. Kapsamlı ve çok boyutlu özellikler taşıyan müziklerinin yanında görsel unsur her zaman ön planda oldu. Grup başta free jazz olmak üzere, birçok New Orleans merkezli müzikle de haşır neşir oldu. Gelişim sürecinde afro - ritimlerin yanında sayısız etnik ögeyi bestelerinde bulma imkanı doğdu. Müzisyenler ağırlıkla albümlerini Atlantic Records ve ECM firmalarından yayınladılar. Müzikal imgelerinde 'saçma' olan her zaman dikkat çekti. Buna ek olarak, sayısız gerçeküstücü ögeyi de AEC'nin sound'unda yakalamak mümkündü. Konserlerinde görsel unsurun ağırlık kazanması, müziklerine devamlı bir teatral boyut da kattı.
Yeni albümleri "Coming Home Jamaica", bu çok renkli caz yolculuğunun son anlamlı durağı. Afrika ruhu albümde merkez olsa da, Karaib ve Jamaika müzikleri de bestelerin içine yerleşmiş. Reggae ritimlerine yaslanan "Strawbery Mango" bu açılımın yumuşak örneklerinden. Albümün son parçası "Lotta Colona" da renkli Karaib müzikleriyle bezeli. Albümün ası AEC ruhunu yansıtan iki uzun parçası, grubun otuz yıldır süren müzik tavrını tam anlamıyla özetliyor. Avant - garde caz tavırları ve farklı doğaçlama tutumlarını yansıtan bi iki beste "Mama Wants You" ve "Malachi".
Joshua Redman'ın altıncı ve son albümü "Timeless Tales (For Changing Times)"le caz ortamını etkilemeyi sürdürüyor. Son yılların bu üretken saksofoncusu, bu albümde ilginç bir seçim yapmış. Sanatçı popüler müzik tarihinin birçok klasiğini caz standartlarına uyarlayıp, yeni ve farklı bir müzikal lezzeti ortaya koymuş. Redman, müzik ufku geniş bir müzisyen. Nitekim, cazın yanında rock, soul ve funk müziğiyle yoğun bir diyaloğu olduğunu açıklamalırnadn birinde özenle vurguluyor. Bu tavırdan hareketle, popüler müziğin Bob Dylan, Prince, Joni Mitchell, Stevie Wonder gibi isimlerin sevilen parçalarını caza uyarlamış. The Beatles'ın meşhur "Elanor Rigby"si de albümdeki parçalar arasında. Popüler müziğin iki idolü Cole Porter ve George - Ira Gerswin çiftinin de besteleri albüme renk katıyor. Böyle bir tavrı Redman gibi, albüm boyutuna sıçratan çok az müzisyen ve örneği var. Bu noktada "Timeless Tales" adlı çalışma caz ortamına farklı bir bir ufuk açmakta. Albümdeki on parçanın yanında, parçalar arası yedi "interlude" da bulunmakta. Çalışmanın yeni müzikal tadını grubun piyanisti Brad Mehldau kazandırıyor. Saksofonun solo geçişleri yanında, piyanonun kazandırdığı müzikal zenginliği es geçmek olası değil. Hem popüler müziği hem de cazı aynı tatla izleyen müzikseverlere bu albümü özellikle tavsiye ediyorum.