09.05.2024 - 07:01 | Son Güncellenme:
Seray Şahinler - Amber, gül, misk, yasemin, lavanta ve nicesi… İslam ve Osmanlı kültüründe koku, günlük yaşamda kuşkusuz vazgeçilmez bir yere sahip. Manevi anlamların yüklendiği pek çok koku hem halkın hem saray eşrafının vazgeçilmezlerinden kabul ediliyor. Evliya Çelebi’nin aktardığında göre İstanbul, iki binden fazla kokucuya ev sahipliği yapmış.
Türk ve İslam Sanatları Müzesi’nin giriş katında bu çeşitlilikten izler sunan mis kokulu bir sergi açıldı. Koleksiyoner Bekir Kantarcı’nın Osmanlı dönemine ait kokuları odağına alarak oluşturduğu koleksiyonundan hazırlanan “Gılaf-ı Reyya: Osmanlı’dan Günümüze Koku Şişeleri” sergisi parfüm şişelerinden buhurdanlık ve gülabdanlara, muhafaza sandıklarından sunum tablalarına, eski parfüm damıtma makinelerinden koku aparatlarına kadar geniş bir seçkiyle sanatseverlerle buluşuyor.
Sekiz bin parça
İsmini ‘güzel’ anlamına gelen ‘reyya’ ile ‘kılıf anlamına gelen ‘gılaf’tan alan sergide 18. YY’dan 20. YY’ın ortalarına kadar uzanan zaman diliminde Osmanlı ve Avrupa’daki koku şişelerinin en ‘sanatsal’ hâlini görüyoruz. Üzerine mine işlemeli bohem kobalı koku sandığı, Art Nouveau, gümüş sıvama, Japon ve çini porselenli gülabdanlar Osmanlı’da kokunun muhafazasındaki estetiği de yansıtıyor. Seçkide Beykoz Şişe Fabrikası’nda üretilen camlardan -serginin en eskiye tarihlenen- Çin ve Asya’da üretilen porselen koku şişelerine ve 19. YY Avrupa parfüm şişelerine kadar hem Osmanlı hem Avrupa ve Uzak Doğu’daki koku kültüründen izler de var. Osmanlı’nın ilk parfümörü ve marka parfüm üreticisi Ahmed Farouki’nin parfüm tasarlamak için kullandığı, 1885’te Almanya’dan getirdiği 400 parfüm hammadesinin yer aldığı piyano seti de serginin en ilgi çeken objeleri arasında.
Bekir Kantarcı’nın 35 yıl önce tesadüfen eline geçen bir parfüm şişesiyle başlayan ve zamanla tutkuya dönüşen koku şişesi koleksiyonunda sekiz bin parça yer alıyor. Sergide yer alan eserler koleksiyona dair fikir veren bir seçki niteliğinde. Kantarcı, bu işin aynı zamanda bir profesyoneli. Bu sergiyle birlikte Parfüm Müzesi hazırlığının da ilk adımını atıyor.
Kuveyt Türk sponsorluğunda gerçekleşen sergi 22 Mayıs’a kadar ziyaret edilebilir.
Atatürk’ün parfümü
Sergide Mustafa Kemal Atatürk’ün en sevdiği koku olan ve vefat ettiği sırada masasının üzerinde bulunan Soir de Paris parfümü de yer alıyor. 1969’a kadar üretimi devam eden koku, sergiye özel olarak yeniden üretilmiş. Tarihi parfüm şişesinin yanında kokuyu duyan ziyaretçiler duygusal anlar yaşıyor.