13.03.2020 - 14:28 | Son Güncellenme:
İhsan Dindar - milliyet.com.tr
Vals denince akla ilk gelenler elbette Viyana Valsleri. Ancak özellikle 19. yüzyılın sonlarında Osmanlı'da da vals büyük ilgi görüyor. Sultan Abdülaziz'in Valse Davet bestesi buna en üst perdeden bir örnek olsa gerek. Ancak sonrasında biraz unutulmuş gibi. Katılır mısınız bu görüşe?
Vals aslında Avusturya-Alman kültürünün bir parçası olmasına rağmen kısa sürede bütün dünyada ilgi gördü. Vals’den önce Landler adını verdiğimiz tür Avrupa’da oldukça yaygındı. Bizim kültürümüzde ise Vals ritminde Semai adı verilen eserler mevcuttu. Ancak Dede Efendi Yine Bir Gülnihal adlı eserini yazınca bu şarkı dilden dile yayıldı ve bir klasik halini aldı. Daha sonra bu tarzda eserler yazılmaya başlandı ve moda haline geldi. Sultan Abdülaziz’in Valse Davet adlı eseri batıdaki örneklerinden esinlenilmiş bir örnektir. Ancak Dede Efendi’nin örneğinden yola çıkarak yazılan eserler daha çok şarkı formundadır. Gerek 19. Yüzyılda gerekse Cumhuriyet döneminde bu tarz eserler oldukça ilgi görmüştür.
Geçtiğimiz yıl ses getiren bir albüme imza attınız. Dede Efendi'den Sezen Aksu'ya kadar uzanan "Türk Valsleri" albümünüzü yayınladınız. Bir müziksever olarak öncelikle böyle bir çalışma için teşekkür etmek isterim. Devamında da albümün hikayesini öğrenebilir miyiz?
Dede Efendi, İstanbul sokaklarında ilk defa yankılanan Musika-i Hümayun melodilerini işitince ve bandonun Türk melodilerini çaldığını görünce, sarayda giderek artan batı müziği ilgisini de hissedince ‘bende buna benzer bir eser yazabilirim’ deyip bir çırpıda Yine Bir Gülnihal adlı eseri bestelemiştir. Yılbaşı, bahar ve bilumum balolarda hep Mavi Tuna ve benzeri valsler çalındığını görürüz. Ben de düşündüm ki; biz niye kendi valslerimizi çalmıyoruz böyle günlerde? Bunu düşünerek Dede Efendi’nin eserlerinden başlayarak günümüze kadar bir eser taraması yaptım. 60-70 adet vals notasını karıştırdım. Eserleri dinledim ve zamana bıraktım. 2014 ile 2018 arası dört yıl süren inceleme, araştırma ve karar sonucu ortaya bir seçki çıkardım. Eylül 2018 de düzenlemelere başladık. Oğuzhan Balcı ve Hasan Tura ile istişare ederek düzenlemelere başladık ve Kasım 2018 de albümü KALAN müzik ile kaydederek, Şubat 2019 da çıkardık.
Türk Valsleri, Nisan'da Londra'da yankılanacak. Yunus Emre Enstitüsü-Londra'nın düzenleyeceği bu etkinlik hakkında neler söylemek istersiniz?
Türk Valsleri’nin konserlerini İstanbul ve Antalya’da gerçekleştirdik. Çok büyük yankı yaptı. Sezon içerisinde İstanbul’da en dolu konserlerden biriydi Türk Valsleri. Daha sonra aynı projeyi yurt dışında da yapmak için teklifler aldık. 2019 da Moskova ve Saint-Petersburg’da yapmamız için teklif aldık ama son dakikada iptal edildi. Bunun üzerine Avrupa’ya yöneldik ve Yunus Emre Kültür Enstitüsü’nün destekleriyle Londra’nın en prestijli salonlarından biri olan Cadogan Hall’da Royal Philharmonic Concert Orchestra ile yapıyoruz. Londra Yunus Emre Enstitüsü ülkemizin tanıtımıyla ilgili çok faydalı çalışmalar yapıyor. İngiltere’de bulunan sanat çevreleri ile yakından ilişkili ve sürekli seminerler ve sanatsal faaliyetler düzenliyor. Bu ülkemizin tanıtımı ve imajı için son derece olumlu bir adımdır. Biz bu konseri yapacağımız için çok heyecanlıyız ve İngilizlerin bu vesileyle ‘Türk Lokumu’ndan başka kültürel ürünlerimizi de tanıması bence çok yerinde olacaktır.
Birleşik Krallık'ın en önemli orkestralarından biri de size eşlik edecek. Bununla birlikte ünlü Türk müzisyenler Cadogan Hall'da sizinle aynı sahnede yer alacacak. Kadroyu sizden duyabilir miyiz?
Oğuzhan Balcı hem eserlerin düzenlemelerini yapan hem de albümde orkestrayı yöneten kemancı ve bestecidir. Benim için daha önce yazmış olduğu keman konçertosu ülkemizin bu alanda vermiş olduğu en iyi eserlerden biridir. Klarnet sanatçısı Ünsal Çeliksu, kanun sanatçısı Serkan Halili, Büğülü Trompet sanatçısı Timuçin Abacı ve piyanist Çağdaş Özkan ile de bu proje kapsamından birlikte çalışmaktayız. Bu arkadaşlarımız çok yetenekli sanatçılardır ve onlarla birlikte çalışmak daima büyük zevktir.
İngiltere'de müzik eğitimi almış birisiniz. Ülkede Türk müziği ve kültürü hakkında bilgi ve ilgi hakkında ne düşünüyorsunuz?
İngiltere müzik kültürü açısından çok zengin ve kozmopolit bir ülkedir. Dünyanın en önemli merkezlerinden biri olarak İngiltere kültürü yaymak ve tanıtmak açısından da çok önemlidir. İngiltere’de özellikle SOAS'ta bu konuda çok sayıda bilimsel araştırmalar yapılmış ve icralar gerçekleştirilmiştir. Dünyanın hemen her kültürü ile ilgilenen İngiltere’de Türk müziğinin gerek bilimsel gerek sanatsal anlamda desteklenmesi ve tanıtılması ülkemiz açısından da çok olumlu bir gelişmedir.
Türk Valsleri önemli bir proje. Bunun devamı başka bir proje olarak karşımıza çıkacak mı?
Ben yıllardır, kendi kültürümüz ile evrensel kültür arasında köprüler kurarak ilerliyorum. Bugüne kadar yaptığım çalışmalar bu anlamda oldukça önemli yankılar yapmıştır. Ama Türk Valsleri gerek geniş halk kitlelerine hitap etmesi gerekse günlük yaşamda da kullanılabilmesi açısından daha çok ses getirmiştir. Bundan sonra Türk Valsleri’nin kıta Avrupa’sında ve diğer ülkelerde temsili için çalışmalar yapılacaktır. Farklı projeler üzerinde de çalışmalarım devam etmektedir.
ihsan.dindar@milliyet.com.tr