29.09.2024 - 07:02 | Son Güncellenme:
Seray Şahinler
Deniz, okyanus, gökyüzü, gün doğumu, günbatımı, maviyi anımsatan, iç açan, huzur veren ‘şiir mavisi’ kelimeler… Fakat Galerist’in yeni sergisi “Distilled From Scattered Blue” mavinin pek ‘romantize edilmeyen’ yönüne, mesafeyi temsiliyetine, gizemine ve getirdiği ‘hüzne’ bakıyor. Károly Aliotti’nin küratörlüğünü üstlendiği sergi ismini Lavinia Greenlaw’ın “From Scattered Blue” şiirindeki bir mısradan ödünç almış.
“Distilled From Scattered Blue”, maviden çok mavinin arkasındaki hüznü sorgulayan bir sergi. Mavinin melankolik çağrışımları etrafında şekillenen sergide Abdülmecid Efendi, Erol Akyavaş, Semiha Berksoy, Albert Bitran, Katrien de Blauwer, Hera Büyüktaşcıyan, Nermin Er, Max Ernst, Candeğer Furtun, Ahmet Doğu İpek, William Kentridge, Gustav Klimt, Çağla Köseoğulları, Nermin Kura, Dora Maar, Joan Miró, Mübin Orhon, Lara Ögel, Sarkis, Léon Spilliaert, Elif Uras gibi isimlerin işleri var.
Eserler, mavinin belli-belirsiz arasındaki ince çizgisine, bir sürü şeyin içinde mavileri ayrıştırmaya, bulanıklığa, bilinç hâllerine dokunuyor. Bir türlü varamadığımız o yer, midemize çöreklenen taş, göğsümüzde bir nişan gibi taşıdığımız acı belki de mavi; bir yandan derimize sızarken, diğer yandan gardımızı düşürmemizi talep ediyor.
İyileştirici gücü
Erman Özbaşaran’ın gün doğumundan saniyeler öncesindeki rengin hem çok net hem bulanık yansımasını çağrıştırdığı “Muvazene 58” ile açılan sergide karanlık bir geceden geçerek Miro’nun “Gecede Biri” ile karşılaşıyoruz. Ardından gün doğuyor, karanlık aydınlığa çıkıyor ve Max Ernst’in mavinin tonu “Ormanda Gündoğumu” karşılıyor izleyici. Albert Bitran’ın “Üç Güneş”i, Semiha Berksoy’un “Otoportre”si, Candeğer Furtun’un “İsimsiz” eli, Abdülmecid Efendi’nin sofistike “Natürmort”u, Elif Uras’ın “Kuğunun Gözyaşları”, Sarkis’in “Mavi Kalp”i sergide mavinin yardımıyla yazılmak istenen hikâyenin sayfaları.
İngiliz sanatçı Clare Twomey’in “Görünmez Vazo”su ise derdini maviyle anlatmaya çalışan serginin etkileyici işlerinden biri. Twomey, British Museum’da kırık bir vazoyu fark ediyor. Vazonun akıbetini araştırırken devlet arşivlerinden 1875’te vazonun biri tarafından kırıldığı bilgisine ulaşıyor. “Bir travmadan, bir yaradan hiç bahsetmeyince o yaşanmamış mı oluyor” fikriyle yola çıkan sanatçı 3D scan ile sadece vazonun kırıklıklarını çıkarıyor ve aslında “Bütün kırılganlığımla varım” diyor. Yaraların üzerinden mi kendimizi benimsiyoruz yoksa o yaralar hiç olmamış gibi mi davranıyoruz sorusunun yanıtını ise kırıkların arasındaki boşluklara hapsolan izleyiciye bırakıyor.
“Distilled From Scattered Blue” üzerinde çok çalışılmış bir sergi. Károly Aliotti başarılı bir kürasyonun yanında çok iyi bir hikâye anlatıcısı. Bazı sergilerin iyileştirici gücü ön plandadır; bu sergi de herkesin kendi mavisini yazacağı bir sayfa açıyor ve iyileştiriyor.
QNB Finansbank Private Banking ana sponsorluğunda gerçekleşen sergi 2 Kasım’a kadar ziyaret edilebilir. Sergiye, İngilizce ve Türkçe iki ayrı dilde basılmış bir yayın eşlik ediyor. Yayının tasarımında Okay Karadayılar’ın, metninde ise Aliotti’nin imzası var.