04.11.2024 - 07:02 | Son Güncellenme:
Melisa VARDAL - Çanakkale dokuzuncu kez düzenlenen bienale ev sahipliği yapıyor. 11 Kasım’a kadar sürecek bienal, “Zamana Bırakmak” temasıyla yola çıkıyor ve 50’nin üzerinde sanatçının eserlerini 13 farklı mekânda sanatseverlerle buluşturuyor. 9. Çanakkale Bienali’ni küratörlerden Deniz Erbaş, Burak Topçakıl ve Çanakkale Bienali insiyatifi kurucusu Seyhan Boztepe ile gezerek 50’nin üzerinde sanatçının eserlerine ev sahipliği yapan mekânları yakından inceledik.
Yolculuğumuz, Çanakkale’nin kalbinde yer alan ve tarihi palamut depolarının ruhunu taşıyan MAHAL Sanat Habitatı’nda başladı. 11 yıl önce Çanakkale Bienali İnisiyatifi (CABININ) tarafından hayata geçirilen bu özel mekân, bugün şehrin kültür ve sanat merkezi hâline gelmiş. Ahmet Yiğider, Ataman Girişken, Damla Sari gibi isimlerin dijital teknolojilerden endüstriyel buluntu nesnelere kadar uzanan geniş bir yelpazede ürettikleri eserler, gençliğin ruh hâlini, kaygılarını ve geleceğe dair umutlarını yansıtıyor. Bu tarihi duvarlar arasında yeni bir anlam kazanan eserler arasında emek, yabancılaşma, selfie çılgınlığı, zamanın göreceliği, doğum ve ölüm gibi temaları işleyen çalışmalar dikkat çekiyor. Korfmann Kütüphanesi’nde Ulrika Flink ve Deniz Erbaş küratörlüğünde düzenlenen sergi arkeoloji, tarih ve kültürel bağlar ekseninde geçmişle bugün arasında bir diyalog kuruyor. David Blandy, Jane Jin Kaisen ve Eric Magassa’nın eserleri, kütüphanenin zengin arşiviyle etkileşime girerek izleyicileri zaman ve mekân ilişkisini irdeleyen bir yolculuğa çıkarıyor.
Troya’da ‘Star Wars’
Bienalin en etkileyici mekânlarından biri şüphesiz Troya Müzesi. Şanslıysanız müze turunuzda Darth Vader’a bile rastlayabilirsiniz! Çünkü Troya Müzesi, Halit Altındere’nin “Star Wars” evrenini Troya ile birleştiren ilginç video çalışmasına da ev sahipliği yapıyor. Müze Müdürü Rıdvan Gölcük, Troya Müzesi’nin mitoloji ve popüler kültür arasında beklenmedik bağlar kurarak ziyaretçilerini geçmişle günümüz arasındaki bağı gözlemlemeye davet ettiğini söylüyor. Müze ev sahipliği yaptığı eserlerle çağdaş sanatla etkileşim kuruyor ve tarihi ile kültürel mirası farklı bir perspektiften sunuyor. Bienal kapsamında müzenin geçici sergi salonunda Akın Güreş, Ani Çelik Arevyan, Esra Carus gibi usta isimlerin eserleri geçmişle bugün arasında köprüler kurarken farklı video yerleştirmeleri mekânla organik bağ kurarak alternatif senaryoları ziyaretçilerle buluşturuyor. Ayrıca Ecem Dilan Köse’nin müzenin dış cephesine mapping tekniğiyle yansıttığı eser de dikkat çekici.
Sanat erişilebilir kılınıyor
“Zamana Bırakmak” temasıyla geçmişle gelecek arasında köprüler kuran bienalin bu yılki edisyonunda dikkat çeken bir diğer unsur sanatın coğrafi sınırlarını aşarak şehrin farklı noktalarına yayılması. Şehrin farklı noktalarınde sergilenen eserlerle sanatı erişilebilir kılan bienal; Assos’taki Güneşane Vakfı, David Blandy’nin çocukları odağına alarak tarım ve savaş ilişkisini ele aldığı “Toprak, Kas ve Kemik” videosu ve Küçükkuyu’daki Zeytinyağı Müzesi’nde Jun’ichiro Ishii’nin Japon geleneksel reçine hasadını şiirsel bir dille anlattığı “Urushi Video Projesi”ni sanatseverlerle buluşturuyor.