03.11.2008 - 11:07 | Son Güncellenme:
Beyoğlu Belediyesi, geçen yıl başlattığı "Beyoğlu’nun Belleği" adlı projeyle, tanınmış sanatçı ve yazarların yaşadığı evleri, toplumsal hayatta iz bırakmış lokanta, kafe, sinema, tiyatro, müzikhol ve stüdyoların olduğu ancak şimdi birçoğu başka amaçlarla kullanılan binaları belirleyerek, cephelerine o binaların tarihiyle ilgili bilgilendirici plaketler çakıyor.
Proje, görkemli kültürel yaşamı ile eski Beyoğlu’nu gözünde canlandırmak isteyenler için İstiklal Caddesi’ni açık bir müze haline getiriyor.
Beyoğlu’nda bugün başka amaçlarla kullanılan mekanlar, bir dönem tiyatro, sinema, opera ve müzikholleri ile entelektüellerin buluşma mekanlarıydı.
Beyoğlu’nda bugün "Elhamra Han"da İstanbul’un en görkemli sineması "Elhamra Sineması", Attila İlhan Kültür Merkezi’nin olduğu yerde 1896’da halka açık ilk sinema gösterisinin yapıldığı "Sponeck Birahanesi" bulunuyordu. Ünlü "Çiçek Pasajı"nın yerinde de İstanbul’un ilk tiyatrolarının sergilendiği tarihi "Naum Tiyatrosu" vardı. Adını işletmecisi Mihail Naum’dan alan tiyatro, tanzimat döneminin önemli tiyatro olaylarına sahne oldu. 1844’te "Theatre de Pera" adıyla açılan tiyatroda sahnelenen ilk yapıt "Lucrezia Borgia" adlı bir opera oldu.
Ahşap yapı, çıkan bir yangın sonucu yanınca tekrar inşa edilerek 1849’da "Theatre Italien Naum" adıyla yeniden açıldı. 1870’te büyük Beyoğlu yangınıyla tamamen yanan tiyatronun yerine o zaman "Hristaki Pasajı" olarak bilinen bugünkü "Çiçek Pasajı" yapıldı.
-YAZAR VE SANATÇILARIN MEKANLARI-
Cumhuriyet döneminde ise "Çiçek Pasajı"nın girişinde açılan "Degüstasyon Lokantası", dönemin yazar ve sanatçılarının uğrak yeriydi. Yahya Kemal, Ahmet Haşim, İbrahim Çallı, Abidin Dino, Burhan Toprak ve Elif Naci gibi sanatçılara bu mekanda çok sık rastlanırdı. Mekan Orhan Veli’nin "Canan ki Degüstasyon’a gelmez, balık pazarına hiç gelmez" dizelerine de konu olmuştu.
Bugün "Darty Mağazası" ve "Robert’s Cafe"nin bulunduğu binada sanatçıların ve yazarların uğrak yerlerinden tarihi "Lebon" ve "Markiz Pastanesi" bulunuyordu.
19. yüzyılın ikinci yarısında açılan ve Fransız "Café" türünün ilk örneği olan "Lebon Pastanesi", Namık Kemal ve Ziya Paşa’dan başlayarak Servet-i Fünuncular, Fecr-i Aticiler ve daha sonra çağdaş edebiyatçıları ağırlayan başlıca yerdi.
1890’larda "Lebon" karşı köşeye geçti, onun yerinde "Markiz Pastanesi" açıldı. O dönem "Markiz", Abdülhak Şinasi Hisar, Edip Hakkı Köseoğlu, Celal Sılay ve Ragıp Sarıca gibi yazarların 5 çayına gittikleri, iş konuşmalarını gerçekleştirdikleri bir kulüp gibiydi.
-"REJANS LOKANTASI"-
Bugün hala yerinde olan "Rejans Lokantası" da Beyoğlu’nun tarihi mekanları arasında bulunuyor. Bolşevik devriminden kaçıp İstanbul’a gelen general, kont, dük ve baronların birahane, bar ve lokanta açtıkları dönemde açılan "Rejans", Rus ve Avrupa mutfaklarına ait zengin bir menüye sahipti. Buraya yalnızca yazarlar değil, dönemin önde gelen siyasetçileri, bürokrat ve gazetecileri de giderlerdi.
Bugün Garanti Bankası’nın yerinde bulunan "Nisuaz (Niçioise) Pastanesi" ise Orhan Veli, İbrahim Çallı, Necip Fazıl, Sait Faik, Bedri Rahmi, Sadri Esad Siyavuşgil ve Ahmet Hamdi Tanpınar gibi tanınmış yazarların uğrak yeriydi.
-TARİHİ "MISIR APARTMANI"-
Beyoğlu’nun en gözde tarihi mekanlarının başında hiç kuşkusuz "Mısır apartmanı" geliyor. Abbas Halim Paşa’nın isteği üzerine mimar Hovsep Aznavuryan’a kışlık konak olarak yaptırılan binada, ihtişamlı balolar verilir, önemli toplantılar yapılırdı.
Paşanın varisleri tarafından apartmana dönüştürülen binaya, daha sonra Hollywood yıldızı Virginia ile evli olan Hayri İpar ve ailesi yerleşti. 100 yılı aşkın süre içinde birçok ünlüye ev sahipliği yapan apartmanın ikinci katında 1936’da Mısır’dan hasta ve yorgun olarak dönen İstiklal Marşı’nın şairi Mehmet Akif Ersoy hayata veda etmeden önce bir süre kaldı.
Ünlü şair Mithat Cemal Kuntay da burada hayata veda etti. "Mısır Apartmanı" ayrıca Fuat Şemsi İnan’a, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Ulu Önder Atatürk’ün dişçisi Musevi asıllı Sami Günzberg’e de ev sahipliği yaptı. Atatürk’ün de dişçisinin muayenehanesinin burada bulunması dolayısıyla apartmana geldiği biliniyor.
-BEYOĞLU’NUN ESKİ SİNEMALARI-
Günümüzde film festivallerinin bir numaralı ev sahibi Beyoğlu, bu özelliğini de geçmişten alıyor. Birçok sinema salonunun bulunduğu İstiklal Caddesi’nde bugün L.C Waikiki Mağazası’nın olduğu binada "Şark Sineması", Akbank İstiklal Şubesi’nin yerinde "Şık Sineması" ve "Cinema Palace", ING Bank binasında "Rus-Amerikan Sineması", Centro Mağazası binasının yerinde "Yıldız Sineması", şu anda kapalı olan Megavizyon Mağazası’nın yerinde ise "Lale Sineması" vardı.
-İSTANBUL’UN EN ESKİ GECE KULÜBÜ-
İstanbul’un en eski gece kulüplerinden "Serkldoryan" diye bilinen "Cercle d’Orient"ın bulunduğu bina da proje kapsamında plaket çakılacak önemli tarihi binalar arasında bulunuyor.
1880’li yıllarda Abraham Paşa tarafından ünlü mimar Alexsandre Vallaury’e yaptırılan bina, 1882 yılından itibaren İstanbul’un en eski kulüplerinden biri olan "Serkldoryan’a (Cercle d’Orient)" ev sahipliği yaptı. Binanın girişinde
bulunan kulübün üyelerinin çoğunluğu levanten, azınlık ya da yabancı uyruklulardan oluşuyordu ve şehrin ileri gelen zenginleriydi.
İstiklal Caddesi ile Yeşilçam Sokak’ın kesiştiği noktada 4 bin 103 metre kare arsaya ve 9 bin 873 metre kare net kullanım alanına sahip bina hala caddenin en büyük binası konumunda bulunuyor.
-"NARMANLI YURDU" VE "BOTTER APARTMANI"-
Beyoğlu Belediyesi tarafından "Beyoğlu’nun Belleği’ ’projesi kapsamında bilgilendirme plaketi çakılacak diğer tarihi binalar ise "Anadolu Hanı ve Pasajı", "Tokatlıyan Oteli", "Turkuvaz Lokantası", "Bonmarşe", "Karlamann Pasajı" ve "Şark Pasajı" diye bilinen Odakule, Apoyevmatini gazetesi ve İstanbul gazetesine ev sahipliği yapan "Suriye Pasajı" yer alıyor.
Türk edebiyatının önemli kalemlerinden yazar Ahmet Hamdi Tanpınar’ın 1944-1951 arasında bir süre kaldığı "Narmanlı Yurdu" da plaket çakılacak diğer önemli binalar arasında bulunuyor.
1831 yılında inşa edilen ve 1880 yılına kadar Rusya Büyükelçiliği olarak kullanılan bina, 1914’e dek Rus hapishanesi olarak kullanıldı. Daha sonra Narmanlı ailesinin mülkü olan bina, aile tarafından sonraki yıllarda stüdyo ve konut olarak kullanıldı, oda oda kiraya verildi. Binada Aliye Berger, Ahmet Hamdi Tanpınar ve Bedri Rahmi Eyüboğlu başta olmak üzere birçok yazar ve sanatçı kaldı.
"Narmanlı Yurdu"nun karşısında "Botter Apartmanı" da dönemin önemli mekanlarından biriydi. Tünel’de İsveç Büyükelçiliği’nin hemen yanında restore edilmek üzere bekleyen apartman, 19. yüzyılda İstanbul’a göç eden Hollandalı terzi Jean Botter tarafından yaptırıldı.
Osmanlı üst tabakalarınca çok tutulan ve çok zenginleşen Botter, söylenenlere göre Sultan Abdülhamid’in özel terzisiydi. Botter’in o günlerin gözde mimarı Raimondo D’Aronco’ya yaptırdığı apartman 1890’ların Art Nouveau akımının bir örneği olarak hala duruyor.
-JÖN TÜRKLER’İN BULUŞMA YERİ-
Beyoğlu’nun en özellikli pasajlarından biri olan ve 1871’de yapılan "Hacopulo Pasajı", tüccar Hacopulo’ya aitti. Pasaj yapıldığı günden beri iplikçi, ibrişimci, düğmeci, şapkacı, terzi türünden ticaret ve sanat erbabını bir arada barındırdı.
Üst katları konut olarak kullanılan pasajın 13 numaralı dükkanında Ahmet Mithat Efendi matbaası vardı. Namık Kemal’in İbret gazetesi de bu matbaada basılırdı. Dolayısıyla "Hacopulo Pasajı", bir dönem Jön Türkler’in buluşma yeri olmuştu.
Pasajda bulunan Çuhacıyan’ın opera tiyatrosu geçen yüzyıl sonundaki önemli kültür merkezlerinden biriydi. Ünlü fotoğrafçı Ara Güler’in babası Dacat Güler’in eczanesi de bu pasajda 38 numaradaydı.
Pasaj, İstiklal Caddesi ile Meşrutiyet Caddesi’ni birbirine bağlayan 3 ana yapıdan oluşuyor. Beyoğlu Belediyesi, proje kapsamında fotoğraf tekniğinin bulunduğu ve yaygınlaştığı yıllarda İstanbul’daki ilk açılan fotoğraf stüdyoları ile İstiklal Caddesi’nin Taksim Meydanı’na bakan tarafında yer alan İstanbul’a su taşıyan Taksim Maksemi gibi birçok mekana daha bilgilendirme plaketi çakacak.
-"GEÇMİŞİ UNUTMADAN GELECEĞİ TASARLIYORUZ"-
Tarihinde hep kültür üreten Beyoğlu’nun bir misyonu olduğunu belirten Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan, projeyle ilgili şunları söyledi:
"Farklı mimari tarzlara sahip binaların bulunduğu Beyoğlu’nda sanatçılar yaşardı. Bir parça bunları hatırlatmak istedik. Çağdaşlık ’Geçmişe bağlı ati, geçmişten kopmamış gelecek’ diye tanımlanıyor. Geçmişi unutmadan bugünü yaşayarak geleceği tasarlamaya çalışıyoruz. Beyoğlu’nda önem arz eden çok bina var. Örneğin Atlas Pasajı’na çok kişi gelip gidiyordur ama geçmişte nasıl bir yer olduğunu bilmiyordur. İnsanlar buradan geçerken dikkatli bir gözle bakmalı.
Nihai hedefimiz, tarihi varlıklarımıza ve kültür mirasımıza ilgi çekmek. Kültür mirasımızı koruma konusunda da çalışmalar yapıyoruz. Son 4,5 yılda 3 bin 500 bina kendisini yeniledi. Yavaş yavaş bir duyarlılık da oluştuğunu görüyoruz."