Kültür SanatBerlin Filarmoni’ye Türkiye’den seçilen ilk isim Hande Küden: Orkestranın yüzde 98’inin onayını aldım

Berlin Filarmoni’ye Türkiye’den seçilen ilk isim Hande Küden: Orkestranın yüzde 98’inin onayını aldım

18.12.2020 - 07:00 | Son Güncellenme:

Berlin Filarmoni’ye kabulü için yapılan oylamada orkestra üyelerinin yüzde 98’inden ‘evet’ oyu aldığını vurgulayan keman virtüözü Hande Küden, “O kadar çok istenildiğim bir yere geldiğim için çok mutlu oldum” dedi...

Berlin Filarmoni’ye Türkiye’den seçilen ilk isim Hande Küden: Orkestranın  yüzde 98’inin onayını aldım

Keman sanatçısı Hande Küden, hafta başında 138 yıllık köklü bir geçmişi olan Berlin Filarmoni Orkestrası’nın daimi keman kadrosuna kabul edilen Türkiye’den ilk isim oldu. Adana’daki bir konserde dinlediği kemancıdan etkilenerek 9 yaşında keman çalmaya başladığını belirten Küden, “Kemanı çok hoşuma gitti. Onun sesi, ordaki duruşu...” diye anlatıyor. Sanatçı, Çukurova Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’nda öğretmen Dania Kainova ile eğitimini tamamladıktan sonra 2012’de Berlin’deki Hans Eisler Akademisi’nde burslu olarak master programına kabul edildi. 2015 yılında hep üyesi olmak istediği dünyanın en prestijli orkestralarından Berlin Filarmoni Orkestrası’nda çaldı. 28 yaşındaki Küden, hem Berlin Filarmoni Orkestrası’ndaki başarısını hem de bu başarıya sebep olan etkenleri anlattı.

Haberin Devamı

‘Seçici bir orkestra’

Berlin Filarmoni Orkestrası’nın (BFO) daimi keman kadrosuna kabul edilmek size nasıl hissettirdi?

Bir süredir deneme süresindeydim. Bu yüzden haberi ilk aldığım zaman çok rahatladım. Stresli bir süreçti. Halbuki oradaki ortam ve iş arkadaşlarımla ilişkim çok iyiydi. Orkestranın yüzde 98’inin evet dediği bir yere kabul oldum. Berlin Filarmoni Orkestrası’na girmek için bir oylama yapılıyor ve o kadar çok istenildiğim bir yere geldiğimi öğrenince çok mutlu oldum. BFO, seçici bir orkestra. Ben de inanıyorum ki elimden gelen çabayı onlara akıtabilmişim ve kendimi sevdirebilmişim.

Bir önceki soruda deneme sürecindeydim dediniz. Bu süreç sizin için nasıl geçti?

Sınavdan önce buradaki müzisyenlerle röportaj yapılsa ve kendilerini nasıl hissettikleri sorulsa “Korkunç” derler. Özellikle böyle bir sınava girdiğim için kendimi büyük bir stres altında hissettim. O kadar stresliydim ki sonunda bademcik iltihabı oldum ve kemanı bile tutamayacak hale geldim. Bunu hatırlıyorum. Sınavdan dört gün önce antibiyotiğe başladım ve son ilacımı içip sınava girdim. Bu sınav benim için çok önemliydi çünkü hayatımda yapmak istediğim bir şeyi gerçekleştiriyordum. Sahnede çalarken o endişeyi ve stresi gözardı edip gerçekten müziğe odaklanabildiğim için başarıyla geçtim.

Haberin Devamı

‘Solo konserim azaldı’

BFO gibi köklü bir orkestarada çalmak sizin için nasıl bir deneyim?

Böyle bir orkestrada çalmak benim tabii ki önceliğimdi. Solo konserlerim biraz azaldı... Özellikle Türkiye’deki konserlerim azalırken filarmonide çalarak yurt dışındaki konserlerimin kapısı açılmış oldu. Berlin Filarmoni Orkestrası’nda çalan herkes birer solist zaten bakıldığında. 128 virtüöz var ve dolayısıyla kendimi geride değil de ilerlemiş hissettim. Bir konser için harcayacağınız zaman yerine, bir şefle çalışmak çok öğretici olabiliyor. Orkestranın şefi Kirill Petrenko inanılmaz bir müzisyen ve provalar esnasında kendisinden hem müzikal olarak hem de düşünce olarak çok şey öğreniyorum.

‘Zimmerman beni sürece hazırladı’

Bu başarınızdaki en büyük etken nedir?

Haberin Devamı

Ben bu başarıda pek çok etkenin oldunu düşünüyorum. İlk öğretmenim Dania Kainov, sonraki öğretmenim Stephan Picard ve en son çalışığım muhteşem müzisyen Tabea Zimmerman... Ben çok iyi bir eğitim aldım ama Tabea Zimmermann’ın bana verdiği en son eğitim beni bu orkestraya hazırladı. Bence beni bu sürece haırlayan insan Zimmermann.

Benden her derste aynı performansı istedi mesela. Biz filarmonide 10 günde 9 konser verdik ve bu 9 konserin tamamının aynı olması mümkün değil. Ama onun sayesinde bu 9 konserde aynı istekle çalınması gerektiğini öğrendim. Zorlu bir süreçti. Filarmoniye başladğımda bunu çok hissettim. O kadar insan art arda verilen konserlerde aynı istek ve tutkuyla aynı performansı sergileyebildiklerini gördüm.