Aynı rotada bir yolun öyküsü

180 yıl önce gerçekleştirilen tarihteki ilk fotoğraf gezisini günümüze taşıyan “Bir Yol Öyküsü: Fotoğrafın Ardında 180 Yıl” adlı sergi önceki gün Pera Müzesi’nde ziyaretçisiyle buluştu. Türkiye’den 10 fotoğraf sanatçısının aynı rota üzerinden tarihi kentlerde çektiği fotoğrafların bir araya geldiği serginin basın toplantısında Suna ve İnan Kıraç Vakfı Kültür ve Sanat İşletmesi Genel Müdürü Özalp Birol ve serginin küratörü Engin Özendes, eserleri sergilenen sanatçılar konuştu.

Sergi hakkında bilgi veren Birol, “Suna ve İnan Kıraç Vakfı olarak küratör Engin Özendes ve Pera Müzesi ekibinin iki yılı aşkın, yoğun ve özenli bir çalışmayla hazırladıkları bu serginin fotoğrafa ilgi duyan tüm sanatseverlerde merak uyandıracağı ve ilgiyle gezileceği düşüncesindeyiz” açıklamasında bulundu.

‘18 yıl sonra daha zor’

Serginin küratörü Özendes ise “2019 yılında fotoğrafın 180 yılını, farklı bir projeyle kutlamak istedim. Bundan tam 180 yıl önce ilk yolcuların izlediği rotayı izleyerek günümüzün gelişmiş fotoğraf teknikleriyle ve farklı bakış açılarıyla çekimler yapmak, bu fotoğraf yolculuğunu kutlamak olacaktı” dedi. Konuşmasının devamında yeni fotoğraf yolculuğunun sürecinden bahseden Özendes, bu yolcuğu planlarken günümüzün gelişmiş ulaşım ve iletişim koşullarında, çekimlerin bazı yerlerde 180 yıl öncesinden daha zorlu olacağını tahmin etmediklerini de belirtti.

Milliyet Sanat dergisinin aralık sayısındaki röportajı için konuştuğuzda Özendes bu zorlukları şu cümlelerle açıklamıştı:

“Sanatçılar, özellikle Ortadoğu’da çok zorluk çektiler. Coşkun Aral gibi oraların ‘kurdu’ bir insan bile Gazze ve Şam’a giremedi. Ortadoğu her zaman kaynayan bir kazan. Gazze’ye Kızılay kamyonunu bile almıyorlar ve orada neler olduğunu tam olarak bilmiyoruz. Bir de ‘Gelişen ve değişen çağımızda...’ diye başlarız söze... Gelişen ve değişen çağımız ne yapmış makinelerimize? O günkü karanlık odayı dijital hale gelene kadar dönüştürmüş. Ama insanın aklını ve fikrini değiştirememiş. Savaşlar, kutuplaşmalar, ayrışmalar... Bunlar daha zor bir hale getirmiş.” Özendes konuşmasının sonunda, projenin gerçek bir yol öyküsü olduğunu bir kez daha vurguladı.