Kültür SanatAvrupa'nın Doğu'ya bakışına eleştirel bir söylem

Avrupa'nın Doğu'ya bakışına eleştirel bir söylem

23.10.2020 - 18:08 | Son Güncellenme:

Zeynep Çelik, Koç Üniversitesi Yayınları’ndan (KÜY) çıkan “Avrupa Şark’ı Bilmez” isimli kitabında, oryantalist eleştirinin coğrafi ve tarihsel alanını genişletmeyi amaçlıyor. Tarih ve kültürel çalışmalar kategorisinde yayımlanan kitapta, çok sayıda görsel malzeme de yer alıyor.

Avrupanın Doğuya bakışına eleştirel bir söylem

"Avrupa Şark’ı Bilmez”, Namık Kemal’in 1872’de İbret gazetesinde yayımlanan ünlü makalesinin başlığı. Bu kısa deneme, Osmanlı entelektüelleri arasında, imparatorluğun tarihi ve İslam hakkında kalem oynatan Avrupalı yazarların gerçeğe aykırı anlatımlarını, saptırmalarını ve hatalarını hedef alan hararetli bir söylemin başlangıç noktası oldu.

Haberin Devamı

Zeynep Çelik de bunu başlangıç noktası alan yeni kitabıyla, –Tevfik Fikret, Halid Ziya, Ebüzziya Tevfik, Ahmed Haşim, Halide Edib, Şevket Süreyya, Celal Esad, Ömer Seyfeddin, Ismayıl Hakkı, Ahmed Midhat, Fatma Aliye, Ömer Lütfi, İzzed Melih, Nâzım Hikmet, Ercümend Ekrem gibi– geç Osmanlı ve erken Cumhuriyet entelektüelleri arasında sürüp giden tirat ve diyaloglara aradan yüz yıldan fazla zaman geçtikten sonra kulak vererek, oryantalist eleştirinin coğrafi ve tarihsel alanını genişletmeyi amaçlıyor.

 

Avrupa Şark’ı Bilmez, öfkeli Osmanlı ve Türk aydınlarının Şarkiyat eleştirilerini bir araya getiriyor ve Zeynep Çelik kitap için seçtiği metinleri giriş yazısında ustaca tanıtıyor. Çelik’in çalışmaları,
Osmanlı İmparatorluğu ve Ortadoğu’nun modernleşmesini anlamak için şart.”

Haberin Devamı

Orhan Pamuk

 

“Bu kitapta bir araya getirilmiş yazıların oryantalizm karşısındaki ortak tutumu, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerini birbirinden ayıran kesin kopuş teorilerini alt üst etmektedir. Avrupa’nın Şark temsilleri karşısında alışılmadık bir birleşik cephe oluşturarak, iki siyasal rejim arasında akıcı bir süreklilik sergilerler. Bir bütün olarak bakıldığında, oryantalist söylemin büyük iddialarını yani din, sanatsal ve kültürel üretim, ayrıca kamusal ve özel hayat konusundaki özgünlükleri görmezden gelerek, bilgisizce, saptırarak yaptığı okumaları parçalarlar.”