Avishai Cohen: Türkiye'de sadık bir dinleyici kitlem olduğunu biliyorum

İhsan Dindar - Milliyet.com.tr / ihsan.dindar@milliyet.com.tr

Müzik konularına girmeden önce daha genel ve insani bir şeyi sorarak başlamak istiyorum, nasılsınız? Bu pandemi sürecini nasıl geçirdiniz?

İyiyim, teşekkür ederim. Pandemi sürecini çoğumuz gibi evde ailemle geçiriyorum. Ailemle biraz fazla zaman geçirdim ama dostlarım, canlı şovlaımı, hayranlarımı, sahneyi, turnelerimi de özledim. Birkaç ay önce yeniden festivallerde çalmaya başladığımız için çok mutluyum. Yavaş yavaş gerçek hayata dönüyoruz.

Bu süreçte Two Roses adını taşıyan yeni albümünüzü dinleyicilerle buluşturdunuz. Albümde önemli isimlerle de çalıştınız. Bu süreçteki motivasyonunuz ve ilhamınız ne oldu? Ek olarak bu albüm nasıl bir ruh halinin yansıması olarak karşımıza çıkıyor?

Two Roses, geçmişte ve şu an nerede olduğumun bir yansıması. Bu projeyi birkaç yıldır birçok orkestra üyesiyle canlı olarak gerçekleştiriyorduk. Müziği belgelemenin, yeni besteler ve yeni aranjmanlar ortaya çıkarmanın zamanı gelmişti. Two Roses iki doğal ve benzer unsurun bir araya gelmesi için bir metafordur. Şarkının sözleri paylaştığı gibi, birbirine eşit ama farklı bir kırmızı gül ve bir beyaz var. Two Roses, bütün bir ses ve hikaye dünyası yaratan ve üreten bir işbirliğidir.

Bu işe başladığımda bunu yapmak için zamanı gelmiş gibiydi. Çünkü yıllardır daha fazla dizeler yazıyor ve düzenliyorum. Dolayısıyla hep bir proje haline getirmenin de hayalini kurdum. Klasik eğitimim, on yaşımdan beri klasik piyano eğitimi almak dışında, ağırlıklı olarak birçok büyük besteciyi dinlemek oldu. Gençlik yıllarımda Bach, Mendelsohn ve hatta Bela Bartok eğitimi almam klasik müziğe olan iştahımı daha da tetikledi. Klasik müzisyenlerle çalışmaya başlamak daha zordu çünkü farklı çalışıyorlar. 

Uzun yıllardır mevcut müziğimden bazılarını ve yeni bestelerimi tam bir orkestra için yazmayı düşünüyordum. Bir süre daha çok bir fantezi gibi geldi. Bir noktada da doğru zaman gibi geldi. Bu yüzden bazı iyi orkestratörler ile iletişime geçmeye ve yolculuğa başlamaya karar verdim. Kendileri başlı başına büyük müzisyenler olan Robert Sadin, ABD Jonathan Keren ve Per Ekdahl gibi isimlerle her gün yakın işbirliği içinde çalıştım. 

Bu albümü Elçin Şirinov ve Mark Guiliana ile kaydetmeye karar verdim, ikisi de enstrümanlarının usta müzisyenleri ve etkileşimleri baştan sona mükemmel, orada müzik ve genel olarak müziğim hakkında bilgi çok önemliydi. Çünkü bu benim için çok özel bir şey. Bana ve müziğime katkılarından çok memnunum. Bence her ikisinden de kayıtlara dair benzer şeyler duyabileceğinizi söylemek doğru olur.

Albümde Türk, Ortadoğu ve Akdeniz etkileri hissediliyor. Tıpkı önceki albümleriniz gibi. Türkiye'de müziği takip ediyor musunuz?

Müziğimde şüphesiz cazın güçlü bir unsuru var ama küçük yaşlardan beri kendimi müziğimde de duyabileceğiniz çok farklı seslere ve etkilere açtım; Afro-Karayip ritimleri, Sefarad sesleri, Arap İsrail halk şarkıları bunlardan birkaçı... Müziği elimden geldiğince takip ederim, özellikle ülke içinde seyahat ederken yerel sanatçıları ve genel olarak kültürü keşfetmeye çalışırım.

"ORKESTRA İLE ÇALMAK BİR MEYDAN OKUMA"

Senfoni orkestraları ile olan projeleriniz de ses getiriyor.. Önemli orkestralarla müzik yapmak size nasıl hissettiriyor?

Orkestra ile çalmak bir meydan okuma. son beş yılda orkestralarla birçok gösteri yaptım bu yüzden biraz alıştım. Ama şunu söylemeliyim ki başlangıçta kendimi uyarlamam gerekiyordu. Caz üçlüsü oluşumunda biz varız eskiden daha çok doğaçlama yapardım. Bu büyük orkestra ile notaları okumayı aklınızda tutmanız gerekir. Çünkü bir orkestra böyle çalışır ve bu yüzden notaları okumakla aradaki küçük soloları ve doğaçlamaları dahil etmek arasında bir denge bulmaktır. Şüphesiz bu kadar büyük orkestralarda müziğinizi anlayan bir şefiniz olmalı. Benim triom ile her an böyle bir incelik ve anlayışla çalıştık

Uzun bir aranın ardından yeniden Türkiye'desiniz. Ankara'da Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası ile de bir konseriniz olacak. Neler hissediyorsunuz?

Türkiye'de yeninden bulunmak ve burada canlı bir konser vermek harika bir duygu. Burada oldukça sadık bir dinleyici kitlem olduğunu biliyorum. Onları salonda görmeyi umuyorum.

Ankara'da vereceğiniz bu iki konserle ilgili ne gibi detayları bizimle paylaşabilirsiniz? Konserlerden biri, yakın zamanda açılan çok özel bir salonda, ülkenin en eski orkestrası CSO ile gerçekleşecek...

Biri müzisyen arkadaşlarım Elçin Şirinov ve davulda Roni Kaspi ile üçlü bir gösteri olacak. Mutlaka bazı eski besteleri de seslendireceğiz ama aynı zamanda birçok yeni beste de bu konserde yer alacak. Bu yaz aylarımız stüdyoda geçti. ilkbaharda bu besteleri yayınlayacağız. Ama Ankara seyircisi yeni besteleri şimdiden dinleyebilecek. Özel bir ön izleme gibi. Diğer gösteri Orkestra ile, birçok beste bu yılın başlarında çıkan son albümüm 'Two Roses'dan olacak. Herkesi bekliyoruz.

Türkiye'de ilgiyle takip edilen bir müzisyen olarak yakın gelecekte ülkenin farklı şehirlerinde de sizi dinleme fırsatı olacak mı?

Turne programımıza daha fazla yer eklemek için çok çalışıyoruz. Ancak özellikle pandemiden ötürü yeniden rezervasyon yapmak zorlu bir süreç. Kesin olarak daha fazla konser gerçekleşecek. Bunlar onaylanır onaylanmaz internet sitemde de duyuracağım.

Son soru, yaşayan en büyük bas sanatçılarından biri olarak kabul ediliyorsunuz. Bu size herhangi bir baskı yapıyor mu?

(Gülüyor) Hayır ben böyle görmüyorum. Sadece yeni şarkılar bestelemeye odaklanıyorum. Canlı performanslarımızı farklı yerlere götürmek için elimden geldiğince turneye çıkıyorum..