06.01.2020 - 11:29 | Son Güncellenme:
Ä°hsan Dindar - milliyet.com.tr
Â
Borusan Müzik Evi bu sene 10. yılını kutluyor. Birkaç yıldır da İstiklal Caddesi'ndeki bu tarihi binadasınız. Bu geçen on yılın muhassebesiyle başlayalım istersen...
Borusan Müzik Evi 2010 yılında İstanbul, Avrupa Kültür Başkenti olduğu sene açıldı. İlk y ıllarda ekip müziğin her dalına temas etti. Neyin tutup tutmadığına dair biraz da deneyerek ilerledi bu süreç. Özellikle de Avrupa Kültür Başkenti döneminde İstiklal Caddesi en cafcaflı dönemini yaşadığı için her şeyi deneme imkanımız vardı. Bu deneme yanılma sürecinin ardından bazı türlerden vazgeçmek zorunda kaldık.
Â
Mesela nelerden?
Mesela bu çatı altında resitaller, klasik müzik konserleri yapıyorduk. Ama baktık ki klasik müzik dinleyen müzikseverleri İstiklal Caddesi'ne çekemedik. Bunun temel nedenlerinden biri lojistik. İstiklal Caddesi'ne arabayla gelemedikleri için yürüyerek gelmek zorunda kalıyorlar. Anladığım kadarıyla belli bir yaşın üstündeki sanatseverler İstiklal Caddesi'nde yürümeyi sevmiyordu. Ana akım müziğin çevremizde yapıldığı pek çok mekan var. Bu alandan da vazgeçtik.
Â
Burası tarih bir bina. Müzik üretiminin yapıldığı bir yapı. Ama nasıl bir müzik? Ana akımın dışında bir müzik. Bunu biraz irdelemek istiyorum. Bu duruşun altını çizerek soruyorum ideolojik nedenleri var mı?
Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası nedeniyle genel manada bir klasik müzik geleneğimiz var. Uzun süre bu yönde ilerledi. Ana akım müziklere de baktığımızda onu iyi yapan yerler var. Biz de bunun dışında kalan alanlara eğilmeye başladık. Çağdaş müzik, deneysel müzik ve diğer dallara yöneldik. Bu işler yapıldıkça insanların başvuruları da bu yönde gelmeye başladı. Alternatif caza da burada yer veriyoruz. Dünya müziğine de sahnemizi açıyoruz.
Â
Bu farklı türlere Borusan Müzik Evi olarak siz açıksınız ama dinleyici olarak insanlar açık mı? İlgi nasıl?
Başlarda öyle konserler oldu ki grup üyeleri dinlemeye gelenlerden daha fazlaydı. Ama bu bir eğitim işi. Bir şekilde eğitiyorsunuz da. İnsanlar buraya gelince farklı bir şey görüyor. İmkan bulamayan farklı müzik türlerini burada sergileyelim. Müzik eğitiminde farklı alanlara yönelmiş insanlara da en azından buraya çekelim. Onlar da gelip dinlesin. Fikir alsın. Belki günün birinde gelip kendi eserlerini dinleyiciyle buluştururlar. "Alternatif seslerin mekanı olmak" mottomuz haline geldi diyebiliriz. Umarım bu dinleyciyi de etkiler. Başka mekanları da bu hususta cesaretlendirir.
Â
Sahnenizde izlediğimiz müzisyenleri buraya davet ederken ikna etmekle boğuşuyor musunuz? O süreç nasıl gelişiyor? Yoksa bu ânın gelemsini bekleyen sanatçılar var mı?
Her ikisi de. Bu süreçte bizim ortaklıklarımız oluyor. Örneğin farklı ülkelerin kültür merkezleri gibi. Tabii öyle ortaklarla çalıştığımzıda ülkelerindeki sanatçıları bize yönlendiriyorlar. Onun dışında doğrudan temas kurduğumuz müzisyenler de muhtemelen önceki etkinliklerimizin referansıyla da olsa gerek sahne almayı kabul ediyorlar. Ek olarak İstiklal Caddesi gibi bir yerde olmak da müzisyenleri olumlu yönde etkiliyor. Karşı taraftan da teklif geliyor. Pazarlık süreçleri olsa da bu daha çok teknik ve maddi konularda oluyor. Bu da çok doğal bir şey.
Eskiden Ayasofya - Sultanahmet ağırlıklı bir İstanbul algısı varken son yıllarda İstanbul denince akla gelen ilk yerlerden biri İstiklal Caddesi olmaya başladı. Böylesi önemli bir cadde yer alan bir kurum olarak sokaktan geçenleri çekmek için bir şey yapıyor musunuz?
Organik olarak birbirimizle bağlıyız. Biz, caddeyi; cadde de bizi etkiliyor. İstiklal Caddesi'nin yenilenme sürecinde epey sıkıntı yaşamıştık. Ancak caddenin eski kalabalıklığına kavuşmasıyla durum değişti. Yabancıların da ilgisi yüksek. Bu da iyi bir şey. Ne kadar çok insana temas edersek o kadar iyi.
Â
Burası aynı zamanda sizin yaşam alanınız. Bu durumun artı ve eksi yönleri var mı?
Her şey elimin altında. Lojistik bir rahatlık bu. İletişim kopukluğu da olmuyor. Kötü demeyeyim de etkileyen yönlerden biri özellikle deneysel müzik provalarında bazı arkadaşlarımızın etkilendiği olabiliyor. Bir de gece çalacak şeyleri gündüzden dinlemek, bilmek bazen hoş olmuyor.
Â
ihsan.dindar@milliyet.com.tr
Â
Â