59. Antalya Film festivali: Film maratonu başladı

MÜJDE IŞIL/ANTALYA- Bu sene 59. kez düzenlenen Antalya Altın Portakal Film Festivali, 1 Ekim’deki geleneksel kortej ve açılış töreniyle başladı. Pandemi nedeniyle iki yıldır gerçekleştirilemeyen korteje, sanatçı ve sinemaseverlerin geniş katılımı dikkat çekti. Beş kilometrelik kortejde Perihan Savaş, Erkan Can, Nurgül Yeşilçay, Biket İlhan, Abdurrahman Keskiner, Ayşenil Şamlıoğlu, Gülsen Tuncer, Engin Ayça, Hatice Aslan, Melike Demirağ, Mustafa Alabora, Salih Güney, Selma Güneri, Serap Aksoy, Yusuf Sezgin, Muzaffer Hiçdurmaz ve Necip Sarıcı başta olmak üzere sinema ve televizyon dünyasından yıldız isimler Antalyalıları selamladı.

Antalya Kapalı Spor Salonu’nda yapılan açılış töreninde Perihan Savaş ve Erkan Can’a Onur Ödülü, Zerrin Tekindor’a da Yaşam Boyu Başarı Ödülü takdim edildi. “Gemide” ve “Takva” ile Antalya’da iki kez En İyi Erkek Oyuncu Ödülü kazanan Erkan Can, “Ben bu ödülü Erdal Tosun başta olmak üzere sinemaya emek veren, aramızda olmayan bütün sinema emekçileri için alıyorum. Yaşasın sanat” dedi. “Bedrana” filmiyle Altın Portakal En İyi Kadın Oyuncu Ödülü’nü kazanmış Perihan Savaş ise duygusal konuşmasında şunları dile getirdi: “Şu anda kalbim pır pır çarpıyor. 48 yıl öncesine götürdü bu ödül beni, Altın Portakal En İyi Kadın Oyuncu Ödülü benim olmuştu, 48 sene sonra Onur Ödülü… Demek ki insanlar sevgiyle, saygıyla ve özveriyle işlerini yaptıkları zaman o emek karşılığını buluyor. Sevgili Antalyalılar ne güzeldiniz bugün, hiçbir şey değişmemiş, ne kadar sahip çıktınız bize, 40 derece sıcakta beklediniz, sevginizi sundunuz. Hakkınız hiçbir zaman ödenmez. Sanatçıların emeklerinin telif haklarının bir an önce çıkarılması umuduyla… Daha özgür sanat daha özgür sanatçı.” Zerrin Tekindor da ödülünü, “Böyle şahane bir ödülü eve götürecek olmak çok güzel. Bu ödül nasıl başıma geldi diye düşündüm. O kadar çok çalışma ve o kadar çok emek vardır ki… Şahane bir yoldur bu ve yolda da karşınıza böyle şeyler çıkar zaman zaman” sözleriyle aldı.

1970 yapımı “Ankara Ekspresi” filminin setinde çekilmiş fotoğraflarıyla festival afişinde yer alan Filiz Akın sağlık koşulları nedeniyle Antalya’ya gelemezken, Ediz Hun törende izleyicilerle buluştu. Filiz Akın bir video göndererek teşekkürlerini ve afişte yer almaktan duyduğu mutluluğu dile getirdi. Hun konuşmasına Filiz Akın’a seslenerek “Sevgili Filiz sen bizim hepimizin sevgilisisin, gelmedin ama hislerini çok güzel belirttin, biz de seni sevgiyle kucaklıyoruz. Sanat ve bilim bir kuşun iki kanadı gibidir, bu iki kanadı kullanabilen toplumlar uçarlar ve özgür olurlar. Bu bağlamda Antalya Altın Portakal Film Festivali son derece önem taşıyor” dedi. Festival programında yer alan filmlerin ve jürilerin izleyicilere tanıtıldığı açılış gecesi, Mustafa Sandal’ın verdiği konserle sona erdi.

Bu sene Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde 33 ülkeden, 74 yönetmenin 66 filmi gösterilecek. Gösterimler AKM Aspendos Salonu & AKM Perge Salonu, Doğu Garajı Kültür Merkezi Salonu, Yıldızların Altında 1 (Karaalioğlu Parkı içi) ve Yıldızların Altında 2’de (AKM Doğan Hızlan Kütüphanesi arkası) gerçekleşecek. Festivalde Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması’nın gösterimleri başlarken yabancı filmler de sinemaseverlerle buluşuyor. Park Chan-wook’un bu sene Cannes Film Festivali’nde En İyi Yönetmen Ödülü’ne layık görülen filmi “Decision to Leave” ve Song Kang-ho’ya da En İyi Erkek Oyuncu Ödülü kazandıran Hirokazu Koreeda imzalı “Broker” başta olmak üzere dünya sinemasının ödüllü yapımları da programda yer alıyor. Bazı yapımların ise Türkiye’deki ilk gösterimi Antalya’da yapılacak. Lukas Dhont’un çocuklukta düğümlenen ya da çözülen arkadaşlık ve dostluk ilişkilerinin önemini vurgulayan Cannes Jüri Büyük Ödüllü “Close” adlı filmi ile Chie Hayakawa’nın yönettiği 2023’te En İyi Uluslararası Film kategorisinde Japonya’nın Oscar temsilcisi olarak seçilen “Plan 75” ön plana çıkıyor.

10 yapım yarışacak

Bu sene Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması’na 46 yapım başvurdu. Aralarından seçilen 10 film, Altın Portakal için yarışıyor. Özellikle son dönemde ilk filmlerin daha fazla olduğu ulusal yarışmaların aksine bu sene Antalya’da sadece bir ilk film yarışıyor: “Kar ve Ayı”. Emin Alper’in Cannes’da görücüye çıkan filmi “Kurak Günler”, Kaan Müjdeci’nin uzun süredir merakla beklenen filmi “Iguana Tokyo”, Özcan Alper ve Onur Ünlü’nün yeni filmleri, iddialı görünen yapımlar. Ödülleri, jüri başkanlığını yönetmen-yapımcı-senarist Yeşim Ustaoğlu’nun üstlendiği ve oyuncu-yönetmen Ahmet Mümtaz Taylan, yönetmen-senarist Azra Deniz Okyay, müzisyen Harun Tekin, şair Haydar Ergülen, oyuncu Nurgül Yeşilçay ve görüntü yönetmeni Uğur İçbak’tan oluşan jüri belirleyecek.”

Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması’nda yarışacak 10 film:

“Ayna Ayna” (Belmin Söylemez)

“Bir Umut” (Ümit Köreken)

“Bomboş” (Onur Ünlü)

“Gidiş O Gidiş” (Burak Çevik, Sofia Bohdanowicz ve Blake Williams)

“Hara” (Atalay Taşdiken)

“Iguana Tokyo” (Kaan Müjdeci)

“Kar ve Ayı” (Selcen Ergun)

“Karanlık Gece” (Özcan Alper)

“Kurak Günler” (Emin Alper)

“LCV (Lütfen Cevap Veriniz)” (İsmet Kurtuluş ve Kaan Arıcı)

“Yönetmenler arasında denge sağlanmalı”

Antalya Film Festivali Yönetmeni Ahmet Boyacıoğlu: “Yarışmaya film seçilirken belirli kriterler gözetiliyor. En ideali deneyimli yönetmenler ile ilk filmini yapan yönetmenler arasında bir denge sağlanması, ancak bu her yıl mümkün olmuyor. Kadın yönetmenlerin filmlerine ve ilk filmlere öncelik verilmesi konusu hep gündemdedir. Bu yıl Antalya’da Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması’na seçilen 10 filmden sadece biri yönetmenin ilk filmi. Oysa geçen yıl yarışmadaki on filmden beşi ilk film idi. Bir başka önemli sorun, ekonomik sıkıntılar nedeniyle ülkemizde film yapmanın her geçen gün daha da zorlaşması. İlk filmini yapmaya çabalayan genç yönetmenler, deneyimli ve isim yapmış yönetmenlere göre daha çok zorlanıyorlar. Bu da yapılan ilk film sayısının azalmasına yol açıyor. Geçen yıllarda ülkemizde düzenlenen festivalleri incelerseniz 10-15 filmin sırasıyla bütün festivalleri dolaştığını görürsünüz. Bütün festivaller ilk gösterim koşulu getirselerdi ülkemizde çekilen filmler festivallerde daha çok yer bulabilirdi. Diğer yandan hiç gösterilmemiş filmlerin festival programında yer alması ilgiyi arttırıyor.”