27.02.2022 - 07:00 | Son Güncellenme:
Egemen Limoncuoğlu - Norah Jones adını ilk duyduğumuzda takvim yaprakları 2002 senesini gösteriyordu. Takvimlerin sadece yaprak yaprak olduğu, o güne özel bilgiler veren malumatfuruş güzellikler olduğu zamanlardı. Yok hayır, değildi. Cep telefonları ve internet hayatımıza girmişti. Takvime bakmak için dijital göstergeler çoğalmıştı. Twitter yoktu henüz ortalıkta. Menemen hakkında tartışmaları kendi aramızda yapıyorduk henüz. Ülke çapına yayılan kolektif bir didişme değildi henüz böyle zıt kutuplardan inadım inatlar.
Norah Jones adını ilk duyduğumuzda müzik kanalları vardı. TV’den izlediğimiz, en kötü ihtimalle fonda açık duran. Neşemize neşe katan... Tamam, bu kadar abartmayalım, fakat müzik kanalları vardı. Mp3’lerle usulca tanışmış, kaset ve CD almaya devam ediyorduk. Müzik dergileri vardı. Matbu dergiler. PDF formatında veya tıklama sayımız hapsinde değillerdi henüz. Nadir bir objeye dönüşmemişlerdi.
Norah Jones adını ilk duyduğumuzda bazılarımız üniversiteye yeni başlamıştı, bazılarımız askerden dönmüştü, bazılarımız ilk çocuğunu bekliyordu. Bazılarımız okula başlamıştı ve henüz Norah Jones adını duymamıştı. Norah Jones adını ilk duyduğumuzda uzay çağına geçeceğimiz, “Işınla bizi Scotty” diyeceğimiz meşhur 2000’lere yeni girmiştik. Henüz kimse ışınlanmamıştı, hâlâ da ışınlanabilmiş değil.
Norah Jones adını ilk duyduğumuzda pek çok sevdiğimiz hayattaydı. Ravi Shankar da hayattaydı. Shankar’ı sitar adı verilen enstrümanı ‘Batı’ya’ öğreten müzisyen olarak bilmiştik. Norah Jones, Ravi Shankar’ın kızıydı. Blue Note adlı efsane caz plak şirketinden ilk albümü çıktığında ve o albümün Arif Mardin’in prodüktörlüğünde kaydedildiğini öğrendiğimizde parçalar yerine oturmuştu. Norah doğuştan yetenekliydi, genlerinde vardı. Bu kesin bilgiydi. Hakikaten de beş yaşında kilise korolarında söylemek gibi büyüyünce iyi şarkıcı olacak kıstaslarının Amerikan diyârlarındaki ilk işaretini vermişti. Baba Shankar ortalıkta yoktu fakat. 18 yaşına basana kadar da baba Shankar’la pek az irtibatı oldu Norah’ın. Baba Shankar’ın Norah’tan iki yaş büyük bir kızı daha vardı, Anoushka Shankar. Norah’la farklı annelere sahiplerdi ama müzikal genlerden yana ikisi de şanslıydı. Birlikte müzik de yaptılar. Biraz vakit aldı sadece bu müzikal iletişim. Babalarının ölümü ve Shankar kızlarının 30’lu yaşlarına ulaşmaları gerekti.
20 sene ilginç bir süre. Hem çok uzun geliyor kulağa, “Vay be 20 sene olmuş mu!” dedirtiyor, hemen gözler önünden birtakım anılar iyisiyle kötüsüyle resmi geçit yapıveriyor hem de zaman dediğimiz kavramda minyon mu minyon bir alan kaplıyor. İnternetin, sosyal medyanın hayatımıza girmesinden sonra, bilgiyi hızla tükettiğimiz devre geçtiğimizden beriyse sanki olduğundan da uzun bir süre gibi. Daha geçen hafta üzerine tartıştığımız, masaları devirdiğimiz şarkıyı bile unutup başka bir mevzuya dalmışız çoktan baksanıza. Burada bir tercih ettiğiniz sosyal medya platformu arası veriyoruz. Bir bakın sonra hemen dönün ama bu satırlara.
‘Gel uzaklara gidelim’
Norah Jones adını ilk duyduğumuzda bir senede olan biteni şimdi bir haftada yaşıyoruz gibi hissediyoruz. İlk Norah Jones albümü belki bu noktada güzel bir nefes alma payı için ideal “Dinlenecek şey” olabilir sakinliği, usul usul yaklaşımı ve zamansızlığıyla. Zamansızlığı bir övgü ifadesi tabii, hangi zamana ait olduğunu belli etmeyişi büyük bir avantajı zira. “Gel uzaklara gidelim” teklifi hâlâ geçerliliğini koruyor.
20 senede neler değişti neler düşüncelerine sizi bırakmaya niyet ettiğimiz bir pazar günü olsun bu. Norah Jones’ta da neler değişti neler diyerek de kapatalım bu satırları. 2021’i ilk konser albümü ve ilk yılbaşı albümünü piyasaya çıkartarak geçirdi mesela Norah. Pandemiyi, sürekli aynı günü yaşama üzerine en güzel film “Groundhog Day”i anarak geçirdi, çocuklarına (iki çocuğu var) bilgisayar başından uzaktan eğitim aldırarak. Bizimkine benzer bir süreç, evet. Norah Jones adını ilk duyduğumuzda o 23 yaşındaydı, peki siz kaç yaşınızdaydınız?