16.05.2014 - 14:27 | Son Güncellenme:
Prof. Dr. Gürsel Öngören, kentsel dönüşüm konusunda ilk yıl hedefinin 200 bin, ikinci yıl hedefinin ise 300 bin konut yenilemek olduğunu belirtti.
Kentsel Dönüşüm ve Hukuk Platformu Başkanı Prof. Dr. Gürsel Öngören, kentsel dönüşüm konusunda ilk yıl hedefinin 200 bin, ikinci yıl hedefinin ise 300 bin konut yenilemek olduğunu belirterek, "İlk yıl için hızlı ve hedefe uygun gidiş oldu ama üst üste gelen seçimler kentsel dönüşümü gündemin alt sıralarına itti" dedi.
AA muhabirine ikinci yılında Kentsel dönüşümü değerlendiren Öngören, iki yıl içinde konuyla ilgili önemli adımlar atıldığını belirterek, şehir merkezlerinde riskli yapı bazında etkileyici bir yenileme hareketi olduğunu anlattı.
Öngören, hatta buralarda ikamet edenlerin gürültü ve tozdan rahatsız oldukları için "hafta sonu inşaatlar dursun" çağrısında bulunduğunu ifade ederek, şehir merkezi dışındaki alanlarda ise bina bazında yıkıp yeniden inşaat yapmanın çok yoğun olduğunu, hatta tekstilci, madenci ve galericilerin inşaat şirketi kurmaya başladığını kaydetti.
Riskli alan ilan edilen 106 bölgede ise hızlı bir değişim görülmediğine dikkati çeken Öngören, "Bunun nedenleri, alanda vatandaşla yapılan uzlaşma çalışmalarının uzun sürmesi, belediyelerin iyi işleyen bir organizasyon kuramaması, alanın büyüklüğü sebebiyle, imar planlarının ve projelerin hazırlanmasının zaman alması. Ayrıca Danıştay'ın, bölgelerde zemin ve bina bazında gerekli ölçümler yapılmadan riskli alan ilanı yapıldığı için bazı riskli alan kararlarını iptal etmesi de etkili oluyor" dedi.
Öngören, riskli alanlarda barınma yardımı yapılan hak sahibi sayısının 14 bin 396 ve bugüne kadar sağlanan kira yardımının 64 bin 242 liraya ulaştığını, kredi miktarının da 95 bin 162 lira olduğunu belirtti.
Gürsel Öngören, "Kentsel dönüşüm konusunda ilk yıl hedefi 200 bin konut ve ikinci yıl hedefi 300 bin konut yenilemekti. İlk yıl için hızlı ve hedefe uygun gidiş oldu ama üst üste gelen seçimler politik ortamı gerdi ve kentsel dönüşüm gündemde alt sıralara kaydı. Özellikle yerel seçimler sebebiyle belediyelerin dikkati dağıldı. Yöneticiler seçilme telaşına kapıldı. Üstüne bir de İmar Yönetmeliği değişti. Böyle olunca da kentsel dönüşümün diğer paydaşları olan bakanlık çalışanları, inşaat şirketleri, medya ve vatandaşlar çalışmaları yavaşlattı" diye konuştu.
"Ada bazında riskli yapı yenileme çok yararlı olacak"
Prof. Dr. Öngören, yerel seçimlerin ardından ortamın durulduğunu belirterek, kentsel dönüşümü hızlandırma konusundaki önerilerini şöyle sıraladı:
"İlk olarak, Bakanlığın en kısa sürede uygun yerlerde parsel ve ada birleşmeyi teşvik eden ekstra imar hakkı ve avantajı getirmesi gerekiyor. Bu yolla inşaat şirketleri bankalar aracılığıyla kentsel dönüşümü finanse eder, daire sahiplerine yük binmez ve dönüşüme halkımız şevkle sarılır. Bu yöntemle 10 dönüm bir alanda 10 apartman için kentsel dönüşüm yapılırken birleştirme sebebiyle ortaya çıkan boş alandan bir dönümü de park, spor salonu, kültür merkezi yapılmak şartıyla belediyelere terk edilebilir. Apartmanı yerinde yıkmak ve yenisini yapmak can güvenliğini sağlıyor ancak çarpık kentleşmeyi, sosyal ve kültürel donatı alanı eksikliğini ortadan kaldırmıyor. O yüzden ada bazında riskli yapı yenileme çok yararlı olacak."
Öngören, “kat karşılığı” olarak tanımlanan, müteahhidin daire ve dükkan karşılığı inşaat yapması sisteminin yanına yeni bir yüklenim-yapımcılık sistemi getirilmesi gerektiğini ifade ederek, platform olarak bu konuda diğer paydaşlarla ortak bir proje geliştirdiklerini söyledi.
Bu sistemde yüklenicilik-yapımcılık yapan bir inşaat firmasının binayı sadece “para karşılığı” yeniden yapacağını anlatan Öngören, "Burada bankaların öncülük yapması ve işin finansal kısmını o apartmanda oturanlara uzun vadeli krediler açarak yürütmesi zorunludur. Bankaların liderlik edeceği ve yüklenici inşaat şirketine hak edişleri ödeyeceği bu yeni sistem, kentsel dönüşümün sıkıntılı olan finansal boyutuna rahatlama getirecek. Devletin de kredilerde 15 ve 20 yıllık geri ödeme sistemini sağlaması gerekli. Şu anki 10 yıllık kredi sistemi yetersiz" değerlendirmesini yaptı.
Öngören, kentsel dönüşümle çarpık kentleşmenin önlemesi, can ve mal güvenliğinin sağlanması gerektiğini belirterek, turizm ve yabancı sermaye girişi için marka şehirler oluşturulmasının büyük önem taşıdığını sözlerine ekledi.