05.04.2018 - 10:36 | Son Güncellenme:
Türkiye’nin genç yeteneklerinin beklentileri neler?
Türkiye’de her yıl 50.000’e yakın Y kuşağı ile gerçekleştirdiğimiz araştırmamız her yıl artan biçimde Türkiye’nin genç yeteneklerinin istihdamdaki ana meselesinin güvenlik ihtiyacı olduğunu ortaya koyuyor. Bu sebeple Türkiye’de son birkaç yıldır kamu kurumlarına ve daha az rekabet gerektirdiği varsayılan işlere olan ilgi artıyor. Bir diğer yandan da uluslararası fırsatlar sunan kurumlarda kariyer yapma ilgi ve beklentisi de artmakta.
Y Kuşağı'nın kariyer hedefinde neler yer alıyor?
Türkiye’nin Y Kuşağı kariyer hedefi olarak ilk sırada yaratıcılığımı ve girişimciliğimi kullanabilmek isterim diyor. Ancak dünyanın 61 ülkesinde yaptığımız kariyer profili araştırmalarında girişimci profil yetiştirmekte ülkecek biraz gerideyiz. Yani hedefler yetkinliklerle sınırlanıyor.
Z Kuşağı ve Y Kuşağı'yla benzerlikler olacak mı?
Bence Z Kuşağı, Y Kuşağı’nın araladığı kapılardan girecek olan şanslı bir kuşak. Y’nin sorgulamak suretiyle yerinden oynatmaya başladığı geleneksel sistemler, umarım ki Z Kuşağına daha hazırlıklı hale gelecek. Bu iki kuşağın dev bir küresel köyün dijital vatandaşları olmak gibi ortak özellikleri var elbette. Ama Z Kuşağı bence yaşam tarzı ve hayatı ele alış biçimi ile belirgin farklılıklarla geliyor. Tüketimde, iletişimde, yaşamsal beklentilerde daha sade, daha sakin, daha net bir kuşak bekliyorum.
İşveren markası olmanın önemi nedir?
İşveren markası dediğimiz kavram esasında organizasyonel kültürün yeni çağda yeniden tanımlanmış hali. En yalın haliyle, kurumlar tüketicilerine ve tüketici markalarına verdikleri önemi, ya da müşterilerine ve kurumsal markalarına verdikleri önemi, çalışanlarına ve işveren markalarına da verirlerse içerde ve dışarda uyumlu mesajları olur. Özü sözü bir hale gelirler. Daha itibarlı olurlar. Ve yetenek kıtlığının böylesi arttığı bir dönemde kültürel dokularına en uygun çalışanlara daha kısa sürede, daha az sancılı biçimde erişirler.
İşveren markası ve genç istihdamı arasındaki ilişki hakkında görüşleriniz nelerdir?
Türkiye OECD ülkeleri arasında eğitim veya iş ortamında olmayan gençler sıralamasında şampiyon. Dolayısıyla gençlik istihdamı gibi çok ciddi bir meselesi olan bir ülkede işveren markalarına yatırım yapan, anlamlı bir çalışma yaşamı vaad eden kurumlar sadece ticari varoluşlarını sürdürebilmek için bu yatırımları yapmıyorlar; belki farkında değiller ama bence gençlik istihdamına katkı koyarak çok da kutsal bir iş yapıyorlar.
Gençler, işveren markalarından ne bekliyor?
Öncelikle gelişimime yatırım yap diyorlar. İlginç bir karşılaştırmadan bahsedeyim size: Eğitim sisteminin mükemmelliği ile hepimizin ilgi odağı olan Finlandiya’da gençlerin şirketlerden eğitim ve gelişime dair beklentileri bizdekinin yarısı kadar. Bizde ise okuldan yeni çağ yetkinlikleri ile mezun olma olasılığının düşüklüğünü bilen gençler şirketlere "Lütfen beni eğit" diyor. Yanı sıra öngörülebilir kariyer yolu, çalışana saygı ve yaratıcı ve dinamik bir iş ortamı da beklentileri arasında.
İşverenlerin gençlerde aradığı olmazsa olmaz özellikler neler?
İşveren de yaratıcı ve dinamik gençler aradığını söylüyor ama her fırsatta onları kurallara uymaya davet etmekten de geri durmuyor. Çağ geçişinin sancılarına paralel, işverenler sektör farketmeksizin hızla değişen şartlara dayanıklı ve çok çalışan gençler istiyorlar. İşverenlerin hala üniversite kriterleri var. Belirli üniversiteleri tercih ediyorlar. Ve mutlaka yabancı dil şartı da var tabi. Bence artık biraz daha fazla 21. Yüzyıl yetkinliklerini aramalıyız.
İş yaşamının yeni kodları sizce neler?
Esneklik, sentez, bağlantısallık ve kuvvetli empati. Bunlar olmadan yeni çağda sadece iş yaşamında değil evde de mutlu olmak çok kolay değil.
İş hayatında motivasyon nasıl sağlanır?
Yerli yersiz ödüllendirmelerle kalıcı motivasyon sağlanabileceğine inanmıyorum. Esas konu olumlu çalışan deneyimi tasarlayabilmekte ve günlük çalışma yaşamını daha az ızdıraplı hale getirebilmekte. BCG’nin dünya çapında yaptığı iş yaşamında mutluluk sağlayan faktörler araştırmasının sonuçları çok net: İlk sırada işinin takdir edilmesi, ikinci sırada iş arkadaşlarınla iyi ilişkiler ve üçüncü sırada iyi bir iş yaşam dengesi var. Mutlu çalışan, diğer mutlu çalışanlara örnek teşkil ediyor ve sonuç mutlu müşteriler oluyor. Bizim Universum Global olarak Türkiye’de genç profesyonellerle yaptığımız araştırmalarda ise henüz iş yaşamının başında olmalarına rağmen gençlerin çalıştıkları kurumu arkadaşlarına tavsiye etme oranı yüzde 50 seviyelerinde.
Röportaj: Turcel Orman