21.10.2015 - 11:29 | Son Güncellenme:
Yüksek Seçim Kurulunun (YSK), 1 Kasım'da yapılacak 26. Dönem Milletvekili Genel Seçimi için belirlediği propaganda serbestliği ve bazı seçim yasakları yarından itibaren başlıyor.
Buna göre, propaganda serbestliği ve bir kısım yasaklar, oy verme gününden önceki onuncu günün sabahında yani yarın başlayacak ve oy verme gününden önceki gün saat 18.00'de sona erecek.
Seçime katılan siyasi partiler ve bağımsız adaylar, seçim propaganda süresinin sona ermesine kadar, yazılı basında ilan ve reklam yoluyla veya internet sitesi açarak sözlü, yazılı veya görüntülü propaganda yapabilecek.
Vatandaşların, elektronik posta adreslerine gönderilecek mesajlarla, taşınabilir veya sabit telefonlarına sesli, görüntülü veya yazılı mesaj göndermek suretiyle propaganda yapılamayacak ancak siyasi partiler kendi üyelerine her zaman sesli, görüntülü veya yazılı mesaj gönderebilecek.
Anket yayınlamak yasak
Oy verme gününden önceki on günlük sürede, yazılı, sözlü ve görsel basın ve yayın araçları ile kamuoyu araştırmaları, anketler, tahminler, bilgi ve iletişim telefonları yoluyla mini referandum gibi adlarla bir siyasi partinin veya adayın lehinde veya aleyhinde veya vatandaşın oyunu etkileyecek biçimde yayın yapılması ve herhangi bir surette dağıtılması yasak olacak.
Bu sürenin dışında yapılacak yayınların, tarafsızlık, gerçeklik ve doğruluk ilkelerine uygun olması gerekecek. Kamuoyu araştırmaları ve anketlerin yayınlanması sırasında, araştırmanın hangi kuruluş tarafından yapıldığının, denek sayısının, araştırmanın kim tarafından finanse edildiğinin açıklanması zorunlu olacak. Bu madde hükümlerine göre yapılacak propagandaların ve yayınların ilkeleri, Yüksek Seçim Kurulunca belirlenecek.
Törenlere ait yasaklar
Seçim propagandasının başlangıç tarihinden oy verme gününü takip eden güne kadar olan süre içinde, devlet, katma bütçeli idareler, il özel idareleri, belediyelerle bunlara bağlı daire ve müesseseler, iktisadi devlet teşekkülleri ve bunların kurdukları müesseseler ve ortaklıkları ile diğer kamu tüzel kişilikleri ve Bankalar Kanununa tabi teşekküllere ait kaynaklardan yapılan iş ve hizmetler dolayısıyla, (açılış ve temel atma dahil) törenler düzenlenmesi, nutuklar söylenmesi, demeçler verilmesi ve bunlar hakkında her türlü vasıtayla yayınlarda bulunulması yasak olacak.
Aynı süre içinde başbakan ve bakanlarla milletvekilleri, yurtiçinde yapacakları seçim propagandasıyla ilgili gezileri makam otomobilleri ve resmi hizmete tahsis edilen vasıtalarla yapamayacak. Bu maksatla yapacakları gezilerde, protokol icabı olan karşılama ve uğurlamalarla törenler yapılamayacak ve resmi ziyafet verilemeyecek. Başbakan ve bakanlar, seçimle ilgili faaliyetlerinde ve konuşmalarında 298 sayılı Kanun hükümleriyle bağlı olacak. Ayrıca bu süre içinde başbakan, bakanlar, milletvekilleri ve adayların seçim propagandası ile ilgili olarak yapacakları gezilere hiç bir memur katılamayacak.
Genel seçimde 18 ülkeden 40 parlamenter gözlemcilik yapacak
Türkiye'nin davetiyle 1 Kasım'daki genel seçimi takip etmeye gidecek Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı'na (AGİT) bağlı gözlemci heyetinin özel koordinatörü İspanyol Milletvekili İgnacio Sanchez Amor, "Haziran seçimlerinde de belirttiğimiz gibi, güvenlik sorunu asla temiz bir seçim olmasını engellememeli" dedi.
İspanyol meclisindeki ofisinde AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Sosyalist İşçi Partisi (PSOE) milletvekili ve Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM) üyesi Amor, başkanlığını yaptığı heyette 18 ülkeden yaklaşık 40 parlamenterin 1 Kasım seçimlerini yerinde takip edeceğini söyledi.
İstanbul'da 25 Ekim'de çalışmalarına başlayacağını ve 1 hafta içinde Erzurum ve Ankara'ya da gideceğini kaydeden Amor, 29 Ekim'de heyette olan diğer tüm Avrupalı parlamenterlerin Ankara'da toplanacağını ifade etti.
Amor, AGİT İnsan Hakları Ofisi ve AKPM'ye bağlı, seçim, güvenlik ve medya konularında uzman olan teknik bir heyetin zaten uzun zamandır Türkiye'de çalışmalar yaptığını da belirtti. Her grubun seçim gününde ikişer kişilik gruplara ayrılarak 10 ila 12 seçim yerini dolaşacağını anlatan Amor, geçmiş seçimlerde olduğu gibi sandıkların işleyişini, kullanılan malzemeleri, siyasi partilerin ve seçim görevlilerinin çalışmalarını gözlemleyeceklerini kaydetti.
- "Yüzde 10'luk seçim barajı önemli bir sorun"
Amor, seçim düzenlenmeden önce hiçbir yorum yapamayacaklarını vurgulayarak heyet olarak 2 Kasım'da basın toplantısı düzenlemeyi öngördüklerini duyurdu. Amor, yardımcı koordinatör olduğu 7 Haziran'daki seçimlerden sonra sundukları raporla ilgili şunları söyledi:
"Türkiye'deki seçim sisteminde siyasi partilerin meclise girmeleri için şart koşulan yüzde 10'luk baraj geçmişte olduğu gibi şimdi de önemli bir sorun. Bunun dışında medya-siyaset ilişkileri ve basın özgürlüğündeki kısıtlamalar da bizim dikkatimizi çeken konular oldu. Ayrıca Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kendi gündemi ve istediği zaman halkına hitap etme hakkı olsa da 7 Haziran'daki genel seçimler öncesinde aktivistlik yaparak seçim kampanyasına girmesini ve muhalefeti eleştirmesini doğru bulmadık."
- "7 Haziran'da açık bir seçim kampanyası yürütüldü"
Amor, 5 Haziran'da Diyarbakır'daki HDP mitinginde düzenlenen bombalı saldırının "psikolojik olarak etki yaratsa da ülkenin normal şartlarda seçimi gerçekleştirme arzusunu değiştirmediğini, seçimlerin tamamen normal şartlarda yapıldığını, aynı şeyin şimdi de geçerli olduğunu" vurguladı. Amor "Haziran seçimlerinde de belirttiğimiz gibi, güvenlik sorunu asla temiz bir seçim olmasını engellememeli" diye konuştu.
7 Haziran seçimlerinde "aktif, canlı, çok katılımcı, halkın ilgisini çeken, temiz bir mücadelenin yaşandığını, açık bir seçim kampanyası yürütüldüğünü" dile getiren İspanyol milletvekili, buna rağmen seçim sonrasında oluşan meclis aritmetiğinde siyasi partilerin bir hükümet oluşturamayıp, erken seçime gitme kararı alınmasından ders çıkarmalarını ümit ettiğini söyledi.
-"Tüm Avrupa, Türkiye'ye teşekkür etmelidir"
Öte yandan Türkiye'nin Suriyeli sığınmacılar için yaptıklarından övgüyle söz eden İgnacio Sanchez Amor "Sığınmacılar için gösterdiği tavır ve oynadığı rolden dolayı tüm Avrupa, Türkiye'ye teşekkür etmelidir. Türk hükümetinin, Suriyeli sığınmacılar için gösterdiği cömertlik, uluslararası kamuoyunun Türkiye'den yana olan görüşünü kuvvetlendiriyor" ifadesini kullandı.