30.10.2019 - 23:12 | Son Güncellenme:
AA
İlk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 5'inci Ceza Dairesince, Yargıtay Konferans Salonu'nda görülen duruşmaya, tutuksuz sanık eski Jandarma Genel Komutanlığı Bilgi Sistemleri Teknisyeni Süleyman Akdoğu katıldı. Aralarında eski Kahramanmaraş Valisi Mehmet Niyazi Tanılır'ın da bulunduğu diğer sanıklar duruşmaya gelmedi
Müştekiler ile taraf avukatlarının hazır bulunduğu duruşmayı, Muhsin Yazıcıoğlu'nun eşi Gülefer Yazıcıoğlu da izledi.
Duruşmada, olay tarihinde Telekomünikasyon İletişim Başkanlığında (TİB) GSM yer tespit sistemi yazılımından sorumlu teknik personel olarak görev yapan Elektrik Elektronik Mühendisi Yusuf Tunca tanık olarak dinlendi.
Tunca, helikopter kazasının duyulmasının ardından kurumun jandarma temsilcisinden gelen yer tespiti talebi üzerine, bildirilen cep telefonu numaralarıyla ilgili sistem üzerinden yer tespit sorgulaması yaptığını, saat 16.25'te bir operatörün baz istasyonundan hizmet alan bir sinyal tespit ettiklerini anlattı.
Ardından bir başka telefon numarasıyla ilgili de yer tespiti yaptıklarını aktaran Tunca, durumu TİB'deki jandarma temsilcisi sanık Yaşar Kalkan'a ilettiğini kaydetti.
Tunca, benzer taleplerin TİB'de temsilci bulunduran emniyet ve diğer birimlerden de istenmesi üzerine aynı sonuçları buralara da ilettiğine değinerek, sinyal alınan hedefin tespit edilen baz istasyonuna 20-21 kilometre uzaklıkta bir dilim içinde olduğu kanısına vardıklarını kaydetti.
Alanı daraltmak amacıyla sorguya devam ettiğini belirten Tunca, ancak enkaza ulaşıldığı ve helikopterdekilerin yaralı kurtulduğuna ilişkin haberlerin çıkması üzerine sonlandırdıkları periyodik sorgulamayı, haberin yanlış olduğunun anlaşılması üzerine tekrar başlattıklarını anlattı.
Bu saatten sonra tek sinyal aldıkları numaranın pilot Kaya İstektepe'nin cep telefonu olduğunu bildiren Tunca, gece saat 01.00'den sonra sinyallerin zayıfladığını, saat 03.00'ten sonra ise tamamen kesildiğini kaydetti.
Süreçte aldıkları sinyallerden hedefin bulunduğu yere ilişkin bir harita oluşturduklarını anlatan Tunca, bunu ilgili yerlerle paylaştıklarını bildirdi.
Yazıcıoğlu ailesi avukatlarının sorularını da yanıtlayan tanık Tunca, olay tarihinde 112 Acil Servis ekibi arandığında sinyal yer bilgisinin otomatik iletilmesini sağlayan bir teknik sisteme sahip olunmadığını, yer tespiti yapabilecek insansız hava aracının da bulunmadığını ifade etti.
Eski Vali Bilici tanık olarak dinlendi
Tanık olarak dinlenen eski Kayseri Valisi Mevlüt Bilici de olayı dönemin İl Emniyet Müdürü Orhan Özdemir'den öğrendiğini, olayla ilgili bilgi istediğini söyledi.
Ardından Orhan Özdemir'in, "Muhsin Yazıcıoğlu ve beraberindekilerin kurtulduğu ve hastaneye intikal ettirildiği" yönünde bilgi verdiğini anlatan eski Vali Bilici, o sırada yanında eski TBMM Başkanvekili Sadık Yakut, kardeşi Ömer Yakut ile olay tarihinde Kayseri İl Özel İdaresi'nde Genel Sekreterlik görevini yürüten Mustafa Atsız'ın bulunduğunu hatırlattı.
Bilici, Özdemir'in verdiği bilgiyi odasındaki bu kişilerle paylaştığını, bunun üzerine Sadık Yakut'un, bazı telefon görüşmeleri yaparak bu bilgiyi aktardığını, ancak kiminle konuştuğunu bilmediğini savundu.
Bir süre sonra o dönemdeki BBP Genel Sekreteri Yalçın Topçu'nun kendisini arayarak bilgi sorduğunu aktaran Mevlüt Bilici, "Orhan Özdemir'den aldığım bilgiyi paylaştım, ama benim bölgem olmadığı için kesin olmadığını, teyit edilmediğini söyledim." diye konuştu.
"Orhan Özdemir'e sordum"
Yazıcıoğlu ailesinin avukatlarından Kemal Yavuz'un sorusu üzerine tanık Mevlüt Bilici, "Muhsin Yazıcıoğlu ve beraberindekilerin kurtulduğu ve hastaneye intikal ettirildiği" şeklindeki, sonradan yanlış olduğu ortaya çıkan bilgiyi kendisine veren Orhan Özdemir'e bilgiyi nereden aldığını sorduğunu, hatta bu konuda soruşturma yaptığını öne sürdü.
Özdemir'in kendisine, "istihbarat bilgisi" şeklindeki bilgiyi İstihbarat Şube Müdürü Ali Orhan Dinç'ten aldığını söylediğini aktaran Bilici, Yazıcıoğlu'nun yaralı kurtulduğuna ilişkin basına açıklama yapmamasına rağmen bu yanlış bilgiyi kendisi açıklamış gibi aktarıldığını, hedef olacak şekilde sürekli kendisinin gündeme taşındığını iddia etti.
Eski Vali Bilici, "Merhum Yazıcıoğlu ve arkadaşlarının yaralı kurtulduğuna dair basın yayın kuruluşlarına açıklama yapmadım. Burada tamamen insani ilişki içinde olduğum kişilerle emniyet istihbarattan gelen bilgiyi paylaştım." dedi.
Duruşmada, olay tarihinde Kahramanmaraş Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürü olan İsmail Duman da tanık oldu.
Kazanın ilk bilgileri geldiğinde eski Kahramanmaraş İl Emniyet Müdürü Necdet Çelikbilek'in makamında bulunduğunu, bilgi toplaması için talimatı alması üzerine çalışmaya başladıklarını anlattı.
Kaza mahallini öğrenmek için bilgiler derlediklerini, helikopterde bulunanların telefon numaralarını tespit ettiklerini, helikopterin kime ait olduğunu araştırdıklarını vurgulayan Duman, vali, emniyet müdürü ve diğer yetkililerle Çardak İlçe Jandarma Karakoluna geçerek yapılan toplantılara iştirak ettiğini belirtti.
"Bu tür olaylara tanık olmadım"
Avukat Kemal Yavuz'un sorusu üzerine tanık İsmail Duman, "gerçek kaza yeri belirlenmesine rağmen, sivil vatandaşların ve arama timlerinin yanlış yere yönlendirildiği, aramaya katılanların engellendiği" konularıyla ilgili bilgi sahibi olmadığını, bu tür olaylara tanık olmadığını öne sürdü.
Dönemin valisi ve emniyet müdürü ile toplantı halinde olması nedeniyle dairede kendisinin yerine kaza tarihinde Kahramanmaraş Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdür Yardımcısı olan Dursun Özmen'in görev yaptığını anımsatan Duman, "Yazıcıoğlu ve arkadaşlarının yaralı kurtulduğuna" ilişkin bilgi notunun Özmen tarafından hazırlandığını bildirdi.
Bilgi notunun yanlış çıkması üzerine Özmen'in, "ihbarlar, televizyondaki haberler, hastanedeki hareketliliğe ilişkin bilgiler, ambulansların hareketleri gibi bilgileri değerlendirerek böyle bir kanaat oluştuğunu ve yanıldığını" söylediğini belirten Duman, Özmen hakkında soruşturma açtığını ileri sürdü.
İsmail Duman, Özmen'in, "yanlış değerlendirme yaptım, hatalı not hazırladım, ancak notu istihbarat dışına çıkarmadım" dediğini aktardı.
FETÖ üyeliğinden yargılanıyor
Avukat Kemal Yavuz'un sorusu üzerine İsmail Duman, usulsüz dinleme davasında FETÖ üyeliği suçlamasıyla yargılandığını söyledi.
Yavuz'un, "Bilgi notu, sizden izinsiz İstihbarat Daire Başkanlığına ve diğer yerlere nasıl gönderiliyor?" sorusu üzerine de Duman, bilgi kirliliği içinde böyle bir hata yapıldığını, acemilik yapıldığını düşündüğünü vurguladı.
Avukat Yavuz'un ısrarlı soruları üzerine tanık İsmail Duman, yanlış bilgi notunu hazırlayarak, arama kurtarma faaliyetlerinin yavaşlamasına neden olduğu iddia edilen Dursun Özmen'in, bu hatalı bilgileri herhangi bir örgütten temin ettiği konusunda bilgi sahibi olmadığını anlattı.
Eski Emniyet Müdürü Orhan Özdemir de dinlendi
Tanık olarak dinlenen dönemin Kayseri İl Emniyet Müdürü Orhan Özdemir de olayı haber aldığında, Vali Mevlüt Bilici ile görüştüğünü, Bilici'nin talimatı üzerine olayla ilgili bilgi topladığını anlattı.
Özdemir, İstihbarat Müdürü Ali Orhan Dinç'in, kazada Yazıcıoğlu'nun yaralı kurtulduğunu, hastaneye getirildiğini söylediğine işaret ederek, "Bilgiyi nereden aldığını sordum, Kahramanmaraş Emniyet istihbarattan aldığını söyledi. Sevindik. Bilgiyi Kayseri Valisi Bilici ile paylaştım. Sonradan bu bilginin yanlış olduğu ortaya çıktı ama Vali Bey'den kaynaklı bir bilgilendirme olmuş. Konu basına da sızmış." dedi.
Orhan Özdemir, yanlış hazırlanan bilgi notunun Kahramanmaraş Emniyet İstihbarat Şubesinden kaynaklandığının belirlendiği bilgisini verdi.
"Kaza anında uydulara sinyal gönderen cihazdan sinyal gelmedi"
Olay tarihinde Ankara Esenboğa Havalimanı Uçuş Bilgi Merkezinde görevli personel Türkay Yılmaz, görev yaptığı birimde uydu yardımlı arama-kurtarma hizmeti verildiğini bildirdi.
Hava araçlarında bulunan, kısaca ELT denilen bir cihazın kaza anında uydulara sinyal gönderdiğini, bu sinyal sayesinde kaza yerini tespit edebildiklerini anlatan Yılmaz, ancak o gün böyle bir sinyal gelmediğini kaydetti.
Yılmaz, ELT cihazının sinyal vermemesinin nedeninin hasar görmüş olmasından veya kırılmasından kaynaklanmış olabileceğini anlattı.
Kendisinde İsmail Güneş'in numarasının bulunduğunu, cep telefonundan aradığını aktaran Yılmaz, "Önce ulaşamadım. Bir kez bağlanabildim. Çok kısa bir görüşmem oldu. Nerede olduklarını sordum, 'Bir dağın yamacındayız, burada hiçbir şey yok' dedi. Hat kesildi. Sonradan belki 50 kez daha aradım, ulaşamadım." şeklinde ifade verdi.
Duruşmaya, tanık beyanlarının alınmasıyla 6 Mart'ta devam edilecek.