23.09.2017 - 02:30 | Son Güncellenme:
Ayşegül Kahvecioğlu / Ankara
Türkiye’deki 23 bin aile hekiminin temsilcisi Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu’nun (AHEF) Başkanı Erkut Coşkun, Türkiye’de yaşayan Suriyelilerin sağlık durumlarıyla ilgili uyarılarda bulundu.
Kampların dışında yaşayan ve kaydedilmemiş olan Suriyelilerin tıbbi açıdan yeterince kontrol altında olmadığını vurgulayan Coşkun, “Erişkinler açısından bakıldığında aşı ile bağışıklama neredeyse sıfır düzeyinde. Bu da önümüzdeki yıllarda verem, kızamık gibi, ülkemizde dünya standartlarına gerileyen hastalıkların görülme oranlarında ters bir ivme hareketine sebebiyet verecek.
Henüz istatistiklere yansımasa da meslektaşlarımızın sahadaki gözlemleri bu durumu doğrular nitelikte” dedi. Şark çıbanı, el-ayak-ağız hastalığı gibi bazı enfeksiyon hastalıklarının görülme sıklıklarının da giderek arttığına işaret eden Coşkun, 5 yıl öncesinde söz konusu hastalıkların yılda on ya da yüz kere görülmesine karşılık şimdi rakamın binlerle ifade edildiğine işaret etti.
Coşkun, son yıllarda artan göç olaylarının sağlık alanındaki yansımalarından endişe duyduklarını söyleyerek, Suriye’den 2011’de başlayan göç dalgasının ekonomik, sosyal ve siyasal açıdan birçok tehdidi de beraberinde getirdiğini kaydetti. Coşkun, sınırdan geçen mültecilerin, bulunduğu ilde kayıt yaptırdığı ve kimlik kartı aldığını böylece sağlık hizmeti hakkı elde ettiklerini anlattı. 2016 sonunda, geçici koruma altına alınan Suriyelilerin sayısının 2 milyon 834 bin 441 olduğunu söyleyen Coşkun, kayıt altında olmayanların ise bağışıklık durumlarının, kronik hastalıkları gibi sağlık öykülerinin hiçbir şekilde bilinmediğine, bunun da başlı başına bir sağlık sorununu beraberinde getirdiğine dikkati çekti.
6 milyon hizmet
AFAD’ın bilgilendirmesine göre Hatay, Gaziantep, Şanlıurfa, Kilis, Mardin, Kahramanmaraş, Osmaniye, Adıyaman, Adana ve Malatya’da kurulan geçici barınma merkezlerinde 258 bin 545 Suriyeli’nin olduğunu söyleyen Coşkun, “Barınma merkezlerinin dışında kalan göçmenlerin yaşam şartlarının çok değişkenlik gösterdiği ve büyük çoğunluğunun uygunsuz koşullarda hayatlarını sürdürmeye çalıştıkları aşikardır.
Bugüne dek Suriye ve Iraklı sığınmacıların tedavileri kapsamında 953 bin 466 ameliyat gerçekleştirildi, 1 milyon 143 bin 393 yatan hasta olduğu ve 5 milyon 919 bin 750 poliklinik hizmeti verildiği kayıtlara geçti. 224 bin 750 Suriyeli bebek, gözlerini Türk topraklarında açtı. Bu hizmetlerin hepsi ücretsiz olarak sunuldu ve sunulmaya devam ediyor” açıklamasında bulundu.
Genetik hastalıklar kapıda
Türkiye’yi bekleyen bir diğer tehlikenin genetik yolla geçiş gösteren hastalıklarda meydana gelebilecek artışlar olduğunu söyleyen Coşkun, “Bu durum özellikle Suriyeli kadınlarla yapılan evliliklerin artması sonucu ortaya çıkacaktır” dedi. Tüm göçmenlerin kontrol altına alınması gerektiğini söyleyen Coşkun, “Ayrıca aşılamaları tamamlanmalı, yeterli beslenme ve hijyen koşulları altında yaşamalarını sağlayacak tedbirler arttırılmalı, ebeveynsiz çocukların ve engellilerin tespiti yapılmalı, çocuk yuvaları ve kadın korunma evlerinin sayıları arttırılmalı. Ayrıca, adolesan gebelik, çocuk işçi, istismar gibi çocukları fiziki ve ruhsal açıdan çöküntüye götürecek sorunların önlenmesine yönelik tedbirler alınmalıdır” dedi.
Görülme sıklığı artıyor
Kayıt dışı göçmenlerin aşılamalarının eksik olduğunu belirten Coşkun, “Önümüzdeki yıllarda verem, kızamık gibi, ülkemizde aile hekimliğinin uygulaması ile dünya standartlarına gerileyen hastalık görülme oranlarında, ters bir ivme hareketine sebebiyet verecektir. Henüz istatistiklere yansımasa da meslektaşlarımızın sahadaki gözlemleri bu durumu doğrular nitelikte. Yine bölgesel anlamda ülkemizden daha sık göçmenlerde bulunan şark çıbanı, el-ayak-ağız hastalığı gibi bazı enfeksiyon hastalıklarının görülme sıklıkları da giderek artmaktadır” diye konuştu.