18.06.2020 - 11:38 | Son Güncellenme:
DHA
İstanbul’daki barajların doluluk oranı yüzde 64 seviyesine düştü. Barajların şu anki doluluk oranının oldukça düşük olduğunu söyleyen İstanbul Üniversitesi Su Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Meriç Albay, şöyle konuştu:
“İstanbul büyük bir şehir, bir metropol. Dolayısıyla çok suya ihtiyacımız var. Nisan-Mayıs aylarında da beklememize rağmen, yağmur almadık. Aslında orantısız büyümenin de sonuçları bunlar. Düşünün, İstanbul 1980 yılında 4-4,5 milyon iken şu an 16-18 milyondan bahsediyoruz. Dünyanın hiçbir şehri bu kadar hızlı büyümemiş. Bir şehrin bu kadar büyümeye hakkı yok aslında. Dolayısıyla yağmuru ve kar suyunu da yeterince almayınca belli bir sıkıntı oluyor. Bu sene doluluk oranlarında yüzde 64’lere düştük. Bu gerçekten düşük bir oran. Geçen yıl Haziran ortaları yüzde 85’lerdeydik. Bu rakam bizi bayağı bir korkutuyor.”
SU TASARRUFU YAPILMALI
Su tasarrufunun önemini vurgulayan Albay, “Buharlaşma da arttı, artık azami dikkat göstermemiz lazım çünkü bütün ümitler Melen Çayı’nda, oradan gelecek suda. Fakat İstanbul artık biraz büyümesini yavaşlatıp, su kaynaklarını doğru kullanması lazım. Çünkü 2 yıl üst üste olacak bir kuraklıkta İstanbul’un su planlaması nasıl olacak bunu iyi anlamak lazım. O yüzden ben ısrarla, 'lütfen su tasarrufu yapın' diyorum. Yani havuzlarda su tasarrufu, çiçekleri sularken, bulaşık yıkarken, diş fırçalarken su tasarrufu yapmazsak gerçekten ben bu yıl sıkıntı yaşayacağımızı düşünüyorum. Herkese görev düşüyor bu anlamda, su çok çok önemli bir doğal kaynak. Gördüğümüz kadarıyla, biraz bu sene dikkatimizi artırmamız lazım” şeklinde konuştu.
İSTANBUL 3 MİLYON METREKÜP SU KULLANIYOR
Son zamanlarda, özellikle corona virüsün vatandaşlara suyun önemini hatırlattığını ifade eden Albay, şöyle konuştu:
"Ellerimizi, yüzümüzü daha fazla yıkar olduk. Daha fazla su kullanmaya başladık. Su tüketimi birey başına arttı. Tek tesellimiz sanayide biraz su kullanımı azaldı. Zaten Türkiye’de içme suyu kaynaklarının sanayide kullanımı artık kesinlikle durdurulmalı. Böyle bir lüksü yok Türkiye’nin. Kişi başına düşen su miktarı bin 400 metreküp civarı, onun da kalitesi sorgulanır ama artık bu suyun mutlaka ama mutlaka içme suyu olarak birinci derecede tasfiye edilmesi lazım. Kişi başına düşen su miktarını arttıramayacağımıza göre, suyumuz belli. 112 milyar metreküp suyumuz var. Bu artmayacağına göre, nüfusumuz artıyor. Dolayısıyla havza planlamaları yapmalıyız. Biz Melen’den, Trakya’dan getiririz ama havzalar arası transfer bir yere kadar çözüm üretir. O yüzden nüfusu biraz daha eşit dağıtıp, bireylerin de bilincini artırmalıyız. Şu anda İstanbul 3 milyon metreküp su kullanıyor. Bu büyük bir rakam gerçekten. Buharlaşma ile beraber barajlardaki bu tüketim biraz daha artacak. Dolayısıyla bizim tüketimimizi gözden geçirip, iyi bir planlama yapmamız lazım.”
“AĞUSTOS-EYLÜL GİBİ SIKINTI YAŞAYABİLİRİZ”
Eğer gerçekten biraz daha yağış almazsak, Ağustos-Eylül gibi su sıkıntısı yaşanabileceğini dile getiren Albay, “Umarım bunu yaşamayız. Bütün ümitler Melen Çayı’nda, Melen Çayı’nın biriktireceği suya bağlı. Ağustos-Eylül gibi sıkıntı olabilir ama dikkat edersek belki bu sıkıntıyı bertaraf edebiliriz. Sıcaklarla beraber buharlaşma artar. Bu yıl hava sıcaklıklarında rekorları kırdık. Bunu durdurmak mümkün değil, iklimsel değişlik hayatın gerçeği. Bu artacak ama önemli olan bizim suyu nasıl yönettiğimiz, bu çok önemli. Kaçakları önleyeceğiz, evimizde kullanımı azaltacağız. Geçen yıla göre yüzde 20 daha az gidiyoruz. Daha az su var barajlarımızda. Demek ki suyu dikkatli kullanmak artık bir gereklilik, bu bizim için çok önemli. Geleceğimizi planlamak her birey için şart. Bunu yapmak zorundayız” ifadelerini kullandı.
“İSTANBUL’DA 20-30 DEĞİL 100 YILLIK BİR SU PLANI YAPILMALI”
İstanbul’da bireylerin ve yetkililerin su planı yapması gerektiğini anlatan Albay, şunları söyledi:
“Yetkililer su bilincini artırmak için tanıtım yapmalı. Kayıp kaçak varsa bunları önlemek için çalışmalar yapılması lazım. Eğer kayıp kaçak oranını düşüremezek bu sıkıntı biraz daha artar. Bizim İstanbul’da artık gerçekten 20-30 yıl değil, 100 yıllık bir plan yapmamız lazım. Çünkü gerçekten sıkıntımız büyük. İstanbul için elzem olmaya başladı. 2 yıl üst üste Melen Çayı’nda kuraklık olursa, İstanbul’u hangi su ile besleyeceğiz bunu gerçekten planlamak lazım. Senaryoları iyi yapmak lazım. Havzalar arası su taşıması bir yere kadar sorunumuzu çözer ama tamamen çözmez. Ben bireylerde bilinç geliştirip su tüketimi ile ilgili eğitim çalışmalarının yapılması taraftarıyım. Bunu yapmazsak bu yıl olmasa bile gelecek yıllarda su sıkıntımız olacaktır. Bunu çözmemiz lazım.”