29.07.2022 - 07:00 | Son Güncellenme:
ASLIHAN ALTAY KARATAŞ Ankara - Gerekçede, dersin içeriğinin “dinler hakkında yansız ve tanıtıcı bilgiler vermek amacıyla zorunlu olması öngörülen din kültürü öğretimi kapsamında değil, din kültürü öğretimini aşan, İslam dininin ve onun belirli bir yorumunun eğitim ve öğretimi kapsamında” olduğuna dikkat çekildi. Baba Hüseyin El, 2009’da Eskişehir Havacılar İlköğretim Okulu’na başvurarak, 4. sınıf öğrencisi kızı N.Ş.’nin Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi (DKAB) dersinden muaf tutulmasını istedi. Okul Müdürlüğü, Milli Eğitim Bakanlığı yazısını Baba El’e tebliğ ederek, talebi reddetti. Bunun üzerine Nüfus Müdürlüğü’ne başvurarak nüfus cüzdanındaki İslam ibaresini sildiren baba El, mahkemeye başvurup, yürütmenin durdurulması talepli iptal davası açtı. İdare Mahkemesi dava konusu işlemi iptal etti, ancak Danıştay kararı bozdu. Baba El, 2014 yılında AYM’ye bireysel başvuruda bulundu.
20 bin TL tazminat
Başvuruyu görüşen AYM Genel Kurulu, Anayasa’nın 24. maddesinde güvence altına alınan ebeveynlerin eğitim ve öğretimde dini ve felsefi inançlarına saygı gösterilmesini isteme hakkının ihlal edildiğine oy çokluğuyla karar verdi. Yüksek Mahkeme ayrıca başvuruculara net 20 bin lira manevi tazminat ödenmesine de hükmetti.
Resmi Gazete’de yayımlanan gerekçeli kararda, AYM, ders programının İslam’ın Türk milletinin çoğunluğu tarafından uygulanan ve yorumlanan şekline ilişkin bilgilere odaklandığı, yalnızca İslam dinine ait ibadetlerin öğretildiği, müfredatın öğretimin ötesine geçerek eğitim içeriğine sahip olduğu tespitinde bulundu. Kararda, “2018-2019 eğitim ve öğretim yılına kadar olan dönemde yürürlükte bulunan müfredat çerçevesinde DKAB dersinin Anayasa’nın 24. maddesi uyarınca ilk ve ortaöğretim kurumlarında zorunlu olarak okutulması gereken din kültürü ve ahlak öğretiminin sınırlarını aştığı; kişilerin kendi isteğine, küçüklerin de kanuni temsilcisinin talebine bağlı olarak yapılması gereken din eğitim ve öğretimi niteliğinde olduğu sonucuna varılmıştır. Bu durumda başvuru konusu hakkın ihlal edilmemesi için din eğitimi ve öğretimi niteliğindeki bu dersi çocuklarına aldırmak istemeyen ebeveynler bakımından muafiyet, dinî eğitim ve öğretime alternatif ders imkânı ya da anılan derse kaydolma veya olmama imkânı sağlamak gibi alternatiflere yer verilmesi gerekmektedir” görüşü yer aldı.