04.06.2019 - 01:30 | Son Güncellenme:
Seyfettin Ersöz - Ankara
Başta Türkiye Cumhuriyet'nin kurucu önderi Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, devlet adamları, genelkurmay başkanları, kuvvet komutanları ve sayısız komutan yetiştiren Kara Harp Okulu'nda (KHO), farklı ülkelerden gelen yüzlerce yabancı öğrenci de eğitim alıyor. İkili anlaşmalar kapsamında aralarında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC), Bosna Hersek, Azerbaycan, Kazakistan, Afganistan, Arnavutluk, Moldova, Gambiya, Somali ve Güney Kore'nin de bulunduğu 20 dost ve müttefik ülkeden 411 öğrenci, KHO'da eğitim görüyor. Ayrıca Hava ve Deniz Harp Okullarında da yabancı öğrenciler bulunuyor.
Çağdaş ve modern eğitim
Milli Savunma Üniversitesi'ne bağlı Kara Harp Okulu'nda yabancı öğrenciler dahil yaklaşık 3 bin 500 subay adayı eğitim alıyor. Yabancı öğrenciler diğer Harbiyeliler gibi, zorlu askeri eğitimlerin yanı sıra, akademik dersler ve spor eğitimlerine tabi tutuluyor. Öğrenciler seçmeli olarak, müzikten tiyatroya, halk oyunlarından resime kadar 18 farklı eğitsel dalda uzman hocalar tarafından verilen derslerle sosyal ve kültürel olarak kendilerini geliştirebiliyor. Türk öğrencilerle aynı koğuşlarda kalıyor, aynı sınıflarda ders işliyor, aynı eğitimleri alıyorlar. Komando ihtisas kursunun yanı sıra, İzmir Menteş Kampında da zorlayıcı bir eğitimden geçiyorlar. Aldıkları eğitim sayesinde iyi birer Harbiyeli olma yolunda emin adımlarla ilerleyen öğrenciler, aynı zamanda Türk tarihi ve kültürüne de çok hakimler. Yabancı öğrencilerin Türk kültürünü yakından tanıması için yıllardır Harbiye'de devam eden bir uygulama da var. Yaz ve sömestır dönemlerinde, sınıf arkadaşlarının daveti üzerine, yabancı öğrenciler; arkadaşlarının evlerine giderek, Türk kültürünü ve aile yapısını yakından tanıma fırsatı buluyor.
Ana dilleri gibi Türkçe konuşuyorlar
Ülkelerindeki milli savunma bakanlıkları tarafından seçilerek, Türkiye'ye gönderilen askeri öğrenciler, ilk olarak Harbiye'de bir yıl Türkçe hazırlık eğitimi alıyor. Aldıkları eğitimlerle Türkçe'yi anadilleri gibi konuşan yabancı öğrenciler, hazırlık sınıfının ardından 4 yıl boyunca Türk öğrencilerle birlikte subay eğitimi alıyorlar.Uzun yıllar sürecek arkadaşlıkların temellerini bu okulda atıyorlar.
Askeri ateşe olarak dönüyorlar
KHO'dan daha önce mezun olan yabancı subaylar ülkelerinde önemli görevler üstleniyorlar. Aldıkları eğitim sayesinde Türkçe'yi ana dili gibi konuşan yabancı subaylar ilerleyen yıllarda Türkiye'ye gelerek ülkelerinin ateşeliklerinde çalışabiliyor. Türkiye'de şu anda bulunan Kazakistan, KKTC ve Azerbaycan askeri ateşeleri de KHO'dan yıllar önce mezun olan öğrencilerden.
Milliyet'e konuştular
Ankara'da bulunan Kara Harp Okulu'na özel izinle giren Milliyet, yabancı öğrenciler ile bir araya geldi. Öğrenciler, KHO'ya geliş sürecini, aldıkları eğitimleri, Türkiye'ye ve Türk kültürüne duydukları ilgiyi anlattı.
"Çanakkale Türküsü Türk atalarımıza armağan"
Türkiye, Güney Koreli Seung-Hoon Song'u, Atatürk'ün Kara Harp Okulu'na girişinin 120'nci yıl dönümününde düzenlenen törende tanıdı. Üçüncü sınıf öğrencisi Song'un, törende okuduğu Çanakkale Türküsü büyük beğeni topladı. "O an neler hissettin?" sorusunu yanıtlayan Song, "Türk atalarımızın ruhunu taşıyan Çanakkale Türküsünü söylemekten çok büyük gurur ve onur duydum. Kore savaşında yardım etmiş olan Türk atalarımıza ve komutanlarımıza, teşekkür etmek amacıyla o türküyü okudum" dedi.
Song, "2015 yılında KHO'da hazırlık sınıfına başladım. Koreceyi zor sanan insanlar var ama dilimiz aynı dil grubundan geliyor. Ben Türkçe'yi kolay öğrendim" diye konuştu. KHO'da altınca Güney Koreli olan Song, mezun olduktan sonra tekrar Türkiye'ye gelerek; Harp Akademisi'nde kurmaylık eğitimi almayı ve ilerleyen yıllarda askeri ateşe olarak Türkiye'de çalışmak istediğini söylüyor. "Eğitim almanın yanı sıra burada Türk arkadaşlarımızla iyi ilişkiler kurmak amacındayız" diyen Song, "İlerde iki ülke arasında köprüler kurmak konusunda bizler hazır olacağız" dedi.
Türk yemekleri ile arası çok iyi
Song öte yandan, Türkiye'yi ve Türk kültürüne oldukça hakim. İzinlerde Harbiyeli Türk arkadaşlarının yanında misafir olarak kalan Song, Gaziantep'ten Bursa'ya, Kayseri'den Antalya'ya kadar 10'dan fazla ili tanıma fırsatı bulmuş. Türk misafirperverliğine dikkat çeken Song, "Arkadaşımla Gaziantep'e gittim. Sırf beni görmek için 20 tane akraba eve toplandı. Evlerinde ne varsa bana sundular. Kebap yaptılar, kendi evlatları gibi davrandılar, çok duygulandım. Ülkemden yaklaşık 8 bin km. uzaktayım ama kendi evimde gibi hissediyorum" dedi. En çok sevdiği yemekleri sıralayan Song, "İskender, beyran çorbası, kokoreç favorilerim. Fethiye'de de arka arkaya 20 tane midye gömdüm. Kore'den gelen heyetlerimize ciğer böbrek yedirdim, çok beğendiler" dedi.
"Önceliğimiz iyi birer Harbiyeli olmak"
24 yaşındaki Bosna Hersek'li Merima Balta, yabancı kadın subay adaylardan yalnızca biri. "Herkes askerliğin erkek mesleği olduğunu düşünür. Ama öyle değil. Biz kadınlar da askerliği yapabilecek yeteneklere sahibiz" diyen Balta, "Bizim öncelikli vazifimiz iyi birer Harbiyeli olmak. Daha sonra kendi ülkemizde iyi birer subay olmak istiyoruz" diyor. Türkiye'ye gelmeden önce Türkçe kursuna gittiğini ve Türk dizileri izlediğini söyleyen Balta, "Türk kültürünü burada yaşama fırsatım oldu. Türk Harbiyelilier izinlerde bizleri evlerine davet ediyor ve orada karşılaştığımız durum bizleri çok sevindiriyor. Gittiğimiz evdeki insanlar bizlere kendi evlatları gibi davranıyor. Biz bu şekilde davranışı daha önce hiç bir yerde görmedik. Ben Türk mutfağına bayılıyorum. En çok sevdiğim yemek, iskender, cacık, kısır ve çiğ köfte" dedi.
"Türkiye ikinci evimiz"
Gambiyalı Edrissa Jallow ise Türkçeyi öğrenirken ilk başta zorlandığını, öğretmenlerin çabasıyla Türkçe'yi söktüğünü belirtiyor. "Burada eğitimlerimiz zor ve zevkli geçiyor" diyen Jallog, "Ders programımız yoğun olduğundan kendimizi iyi geliştirdiğimizi düşünüyorum. Askeri ve akademik eğitimlerin yanı sıra, beden eğitimi, eğitsel kollar, kollektif spor takımlarında yoğun bir eğitim alıyoruz. 20 farklı ülkeden oluşan öğrenci ile birlikte okumak çok büyük bir deneyim. Farklı kültürleri, yaşam biçimlerini ve askeri kültürleri öğrenme fırsatımız oluyor. Türk ve diğer uyruklu öğrencilerle birlikte çok güzel bir iletişimimiz var. Biz gittikten sonra hiç bir zaman Türkiye'yi unutamayız. Çünkü ikinci evimiz oldu. İlerde ateşe olarak umarım Türkiye'de görev yapma şansı yakalarım" dedi. Türk mutfağına da büyük ilgisi olduğunu belirten Jallow, "iskendere bayılıyorum" eklemesi yapıyor.
"Atatürk'ün okulunda okumak gurur verici"
Bosna Hersek'ten gelen Kasim Demiroviç sözlerine, "1834 yılında kurulan, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün mezun olduğu, tarihi şan ve şerefle dolu olan böyle bir okulda okumaktan dolayı kendimi çok şanslı hissediyorum" diyerek başlıyor. Türkçe'yi öğrenirken biraz zorlandığını söyleyen Demiroviç, "Boşnakca ve Türkçe çok farklı iki dil grubundan geliyor. Öğretmenlerimiz sayesinde çok iyi Türkçe öğrendik. Biz Bosna'da Osmanlı kültürü ile 400 sene beraber yaşadık. Bu kültüre yabancı değilim ama buraya gelince daha iyi tanıdım. Türk arkadaşlarım bana çok yardımcı oldu. Benim en çok sevdiğim yemek ise kuşbaşılı pide" dedi. Bosna Hersek'in zor zamanlardan geçtiğini kaydeden Demiroviç, "Bosna'ya çok az ülke yardımda bulundu. Ama Türkiye bize en engin şekilde eğitim veriyor. Türk halkına teşekkür ederim" dedi.
"Eğitim sistemi çok iyi"
Kazakistanlı Harbiyeli Bauyrzhan Kaldbekov, "Türkçe ve Kazakça aynı dil ailesinden geliyor. Hocalarımızın katkılarıyla yaklaşık 2 ay gibi kısa bir sürede Türkçeyi öğrendim" dedi. Türkiye'nin en köklü tarihi okullarından birinde eğitim gördüklerini belirten Kaldbekov, "Eğitim sistemi çok iyi. Okulumuzda her türlü imkan sağlanmış durumda. Harbiyeliler boş zamanlarını çok iyi değerlendire biliyor. Her türlü spor imkanlarımız var. Çoğu ülkenin harp okullarında savunma sporları eğitimi verilmezken burada uzman kişiler tarafından bu eğitimi alıyoruz. Üç katlı kütüphanemiz var. Her Harbiyeli'nin kendi bilgiyasarı var ve sürekli araştırma yapabileceği imkanlar sağlanmış durumda" dedi. Daha önce burdan mezun olmuş Kazak subaylarla iletişiminin olduğunu belirten Kaldbekov, "Ülkemizde, çeşitli kıta ve karargahlarda görevlerine devam ediyorlar" bilgisini paylaştı. Kaldbekov, "Diğer arkadaşlarım gibi ben de Türk yemeklerini çok seviyorum. Dışarda iskender, okulda mercimek çorba ve dalyan köfte en sevdiğim yemeklerden" dedi.
"Türkiye'yi seçtim"
Afganistanlı öğrenci Ghaznigul Mangal 2015'te KHO'ya katıldığını ve bu yıl mezun olacağını belirtti. "Küçük yaşlardan itibaren subay olmak benim için bir hayaldi" diyen Mangal, "Bu hayalimi başka ülkelerde bulunan Kara Harp Okullarında gerçeğe dönüştürmek ise birer başarı olacaktı. Bu amaç uğruna çalıştım ve özellikle KHO'yu hedefledim. Türkiye, yaşadığımız coğrafyada herkes tarafından ilgiyle ve merakla takip ediliyor. Başka ülkelerde de okuma fırsatım vardı, ancak Türkiye'yi, Türk Halkını kendimize yakın hissettiğim için burayı seçtim. Lise ders başarımıza göre seçildikten sonra ayrıca Türkiye'den gelen bir heyet tarafından spor testlerine tabi tutulduk. Sınavları geçerek buraya geldik" dedi.
Türkçe'yi burada öğrendiğini söyleyen Mangal, Türkiye'deki insanların çok sıcak ve misafirperver olduğunu belirterek, "Türkiye çok zengin kültüre ve yemeklere sahip. Favorim Dalyan köfte" diye konuştu. Mangal, "Buradan mezun olduktan sonra, ülkemde sınıfımıza yönelik çeşitli birliklerde görev yapacağız. Bana böyle bir fırsatı verdikleri için Türk ve Afgan milletlerine çok teşekkür ederim" ifadesini kullandı.