Tutuklu sanık Teğmen Çelebi: İddianamede yaratılan canavar ben değilim

İKİNCİ Ergenekon davasının 80. duruşmasında tutuklu sanık Neriman Aydın’ın çapraz sorgusu ve avukatının savunmasını tamamlamasının ardından Aydın ile örgüt ilişkisi içerisinde olduğu iddia edilen teğmen Mehmet Ali Çelebi, savunması için kürsüye çağrıldı.

ARAMA KARARLARI HUKUKSUZDUR
Soruşturma aşamasında Mehmet Ali Çelebi’nin evi ve işyerinde yapılan arama ve el koymaların hukuksuz olduğunu ileri süren Çelebi’nin avukatı Hüseyin Ersöz, arama ve el koyma kararlarının İstanbul’dan alındığını ancak bu kararın Ankara polislerince uygulandığını belirtti. Ersöz, "Bu kararın Ankara’dan alınması gerekirdi. İstanbul yetkisiz olduğu için de uygulanan bu kararların geçersiz sayılmasını talep ediyoruz" dedi. Ersöz ayrıca savunmaların yapıldığı ve heyetin sol tarafında savcıların bulunduğu bölüme yakın olan sanık kürsüsünün, kendilerinin oturduğu bölüme yaklaştırılmasını da talep etti. Savcı Mehmet Ali Pekgüzel’in de taleplerinin reddi yönünde görüş belirtmesinin ardından duruşmaya ara verildi. Aranın ardından mahkeme heyeti, Ersöz’ün her iki talebinin de reddine karar verdi. Ardından da iddia edilen Ergenekon örgütünün ara yöneticisi olmak, örgütün Türk Silahlı Kuvvetleri içine sızma faaliyetleri kapsamına Kara Harp Okulu içinde hücre yapılanması kurmak ve mezun olduktan sonra da muvazzaf subay olarak örgüt adına faaliyetleri devam ettirmekle suçlanan tutuklu sanık Kara Pilot Teğmen Mehmet Ali Çelebi kürsüye alındı.

SİLİVRİ ZİNDANI DEĞİL ÇİĞİLTEPE
Tutuklu sanık Mehmet Ali Çelebi, soruşturma aşamasında intihar eden Deniz Kurmay Albay Berk Erden ve Deniz Yarbay Ali Tatar ile evinde ölü bulunan ve intihar ettiği iddia edilen emekli Albay Abdulkerim Kırcı’nın şehit olduğunu belirtip, onları saygıyla anarak savunmasına başladı. Çelebi, intihar eden Ali Tatar’ın anısına saygı göstermek için Deniz subaylarının kullandığı bir armayı ceketin yakasına takarak duruşmaya çıktığını ifade etti. "Burası bizim için Silivri zindanı değil" diyen Çelebi, mahkeme salonunu, Kurtuluş savaşı sırasında Türk ulusunun, namusu ve onuru için çarpıştığı Çiğiltepe’ye benzetti. Çelebi, "Şehitler versek de Çiğiltepe’yi kaybetmeyeceğiz" dedi.

BEN BİR MUSTAFA KEMAL NEFERİYİM
Tutuklanmasından 24 ay sonra kürsü ile buluşmasının buruk sevincini taşıdığını belirten Çelebi, "Mustafa Kemal’in ruhu içimde. Ben bir Mustafa Kemal neferiyim. Ben, Mustafa Kemal’i de yetiştiren Harbiye’liyim" ifadesini kullandı.

İDDİANAMEDE YARATILAN CANAVAR BEN DEĞİLİM
İddianamede iki şeyin olmadığını belirten Çelebi, "Birincisi bu iddianamede hukuk yok. İkincisi iddianamede ben yokum. Çünkü iddianamede yaratılan canavar ben değilim. Bu iddianamenin mantığıyla terörist sayılamayacak tek bir insan bile bulunamaz. Şahsımda TSK ve dolayısıyla Türk milletinin nasıl hedef tahtasına oturtulduğunu göstereceğim. Şu ana kadar orduya ve millete yararlı bir fert olmaktan başka emel gütmedim." dedi. Çelebi yaptığı savunmayı, her zaman hukuksuzluklarla mücadele etmeyi tercih ettiği için yaptığını söyledi. İddianamede tutuklu sanıklardan Kemal Aydının evine gittiği iddiasına itiraz eden Çelebi, "Ben sadece tutuklanmasının ardından Kemal Aydın’ın ailesini ziyaret etmek için evine gittim" dedi. Öte yandan İstanbul Üniversitesi Kardiyoloji Enstitüsü'nde tedavisi süren tutuklu sanık Başkent Üniversitesi eski rektörü Mehmet Haberal’ın avukatı Dilek Helvacı, yazılı basın açıklaması yaptı. Helvacı müvekkilinin hayati risk teşkil eden ciddi sağlık sorunlarının da mevcudiyetine rağmen, siyasi baskı neticesinde 17 aydır hürriyetinden kasten mahrum edildiğini ileri sürdü.

ÖDENEK EKSİKLİĞİ BAHANE
Avukat Helvacı, açıklamada İstanbul Emniyet Müdürlüğü tarafından düzenlenen fezlekede, Başkent Üniversitesi ve Kanal B ile bağlı kuruluşlarında yapılan aramaları hatırlatarak, "El konulan ve kime ait odada, ne şekilde bulunduğu ayrıntılı olarak belirtilen bilgisayar, hardisk ve sair dijital verilerin, çok sayıda olması nedeniyle, ödenek eksikliği bahanesiyle, 1,5 senedir halen daha imajlarının alınamadığının ve incelemelerinin tamamlanmadığının, açıkça belirtildiği görülmektedir" ifadesini kullandı.

HABERAL'DAN SUÇ DUYURUSU
Helvacı, müvekkili Prof.Dr. Mehmet Haberal'ın görevlerini kötüye kullanarak, kasten tutukluluk halinin uzamasına sebebiyet veren ilgili Cumhuriyet Savcıları ile Emniyet Mensupları hakkında adli makamlara doğrudan suç duyurusunda bulunduğunu ayrıca haklarında tazminat davası açıldığını ifade etti. Prof. Dr. Mehmet Haberal ile ilgili incelemelerin, neden 1,5 yıldır ödenek yetersizliği gerekçe gösterilerek yaptırılmadığını soran Helvacı, "HSYK’nun başkanı sıfatıyla Sayın Bakan’ın sorumlular hakkında resen yasal işlem başlatıp, başlatmadığını?" sorusuna da cevap verilmesini talep etti.