Biz onu fotoğraflarla tanıdık. Atatürk’ün yanındaki kısa saçlı, kısık gözlerinin içi gülen ve babasına neşe verdiği her halinden belli olan küçük bir kızdı. Adı Ülkü. Atatürk’ün manevi kızı Ülkü...
Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanım’ın evlatlık kızı Vasfiye Hanım ile Fransızca öğretmeni ve gar şefi Mehmet Tahsin Çukurluoğlu 1932 yılının 27 Kasım’ında bir kız çocuğu sahibi olduklarında onun ömrü boyunca Türkiye’nin en ünlü çocuklarından biri olacağını tahmin etmişlerdir midir bilinmez.
Ama adını Atatürk’ün koyduğu Ülkü, henüz 9 aylıkken Çankaya Köşkü’ne taşındığı günden beri “Türkiye’nin çocuğu...” Manevi babası öldüğünde Ülkü henüz 6 yaşındaydı. Yaşamı boyunca taşıyacağı bir sıfatın farkında değildi henüz. Oysa 60’larını sürerken bile gazeteye
haber olduğunda başlıklar “Küçük Ülkü” diye verildi; adı hep başına “Atatürk’ün manevi kızı” olarak anıldı. İlk eşi bile onu önce “Atatürk’ün manevi hatırası” olarak tanıttı.
Atatürk’ün onunla ilgili büyük beklentileri ve hayalleri olduğunu söyledi hep. Ama o başka bir yol çizdi kendine. “Atatürk’ün manevi kızı”nın yanına ikinci bir sıfat eklemedi.
Üsküdar Amerikan Lisesi’ni tamamlamadan bıraktı öğrenimini, çok genç yaşta evlendi. İlk eşi, Atatürk’ün bir diğer manevi kızı Sabiha Gökçen’in akrabası Fethi Doğançay’dı. On üç yıl evli kaldılar, iki oğulları oldu.
1962’de başına çok işler açacak bir aşk çaldı kapısını. Eşinden boşandı, yağ tüccarı Yeşua Bensusen ile evlendi. Eşinin Yahudi olması dönemin basınında “Yurtta derin tepki yarattı” başlıklarıyla verildi. O kadar ki Milli Türk Talebe Birliği ve Mustafa Kemal Derneği işi Atatürk’ten intikal haklarının geri alınmasını ve ders kitaplarından Ülkü’nün çıkarılmasını talep etmeye kadar vardırdı.
Ülkü kendini yine manevi babasıyla savundu: “Atatürk de yaşasa bu evliliği normal bulurdu. Bana hep ‘Bu kızı artist yapacağım’ derdi. Bu onun nasıl geniş fikirli bir insan olduğunu gösterir.”
Siyaset tekliflerini reddettiTahmin edileceği üzere sık sık siyasete girme teklifi aldı; ancak “Atatürk bize siyasete girmememizi vasiyet etti” deyip reddetti. Ancak Atatürk ilkelerini hararetle savunmaktan hiç geri durmadı. Tesettüre, İmam Hatip Okulları’na her daim açıkça karşı çıktı, “Atatürk’e ihanet”le suçladı. Onu
siyaset sahnesinde hiç görmedik; ama üçüncü eşi Öke Adatepe ile birlikte davetlerde, açılışlarda sık sık çıktı karşımıza. Bunu “Manevi babam benimle çok ilgilendi. Sabah üçlere kadar süren yemeklere bile beni götürürdü. Belki de o nedenle gece kuşu oldum” sözleriyle açıklayacaktı.
SÜRÜCÜ KONTROLÜ KAYBETTİ
İstanbul’dan otomobille Ankara’ya gitmek üzere yola çıkan Ülkü ve Öke Adatepe çifti, dün akşam Akyazı yakınlarına geldiklerinde kaza geçirdi. Sürücünün direksiyon kontrolünü yitirmesi sonucu meydana gelen kazada camdan fırlayan Ülkü Adatepe yaşamını yitirirken, eşi Öke Adatepe ve sürücü tedaviye alındı.