13.12.2012 - 02:30 | Son Güncellenme:
Burcu Ünal-Çanakkale
Türkiye’de organik hayvancılığın en önemli merkezlerinden Gökçeada’daki Elta Ada, 3 bin dönümlük arazisinde küçük ve büyük baş hayvanları kendi üretimleri olan organik yemlerle besleyerek yoğurt, süt, tereyağı ve peynir üretiyor. 600 hayvan beslenebilecek potansiyele sahip 3 bin dönümlük arazide bugün 200’ü sağmal olmak üzere irili ufaklı yaklaşık 500 hayvan bulunan Elta Ada’nın sahibi Hıdır Oktay, hayvanlarını kendi ürettiği organik yemle besleyen Türkiye’deki tek işletme olduklarının altını çiziyor.
2004’te kurulan işletmede etin yanı sıra hemen tüm süt ürünleri üretiliyor. Günde 3.5 ton organik süt üretilen işletmede sağım özel olarak hazırlanan bir merkezde, tamamen otomasyon sisteminin denetiminde gerçekleşiyor. Hasta olduğu için antibiyotik almış bir hayvan varsa otomasyon sistemi süt sağılır sağılmaz bunu tespit ediyor ve sütü ayrıştırarak, soğutmaya gitmesini engelliyor. Ayrıca işletmede Türkiye’deki birçok örneğinden farklı şekilde, süt sağılır sağılmaz doğrudan soğutma tankına gidiyor. Böylece sütte bakteri üremesi ihtimali tamamen ortadan kaldırılıyor.
Ödün vermek yok!
Satış noktalarına senede 150-200 kuzu, haftada bir tane büyük baş dana gönderdiklerini söyleyen Oktay, artan talebe karşın kaliteden ödün vermemek için büyümeyi düşünmediklerinin altını çiziyor. Oktay, Avrupa’daki benzerlerinin hep küçük işletmeler olduğunu belirterek, tamamen organik hayvancılık yapıldığında büyümenin doğru olmadığını çünkü o zaman gerekli özenin gösterilmesinin mümkün olmadığını vurguluyor.
“Eğer 2 bin büyük baş hayvanınız olursa bunları kendi ürettiğiniz yemle besleyebilmeniz için milyonlarca dekarlık bir araziye sahip olmanız gerekli” diyen Oktay’ın tek isteği tüm Türkiye’de organik hayvancılığın Avrupa Birliği standartlarında yapılması. İlk olarak Türkiye’de organik hayvancılığa dair yönetmelikte konvansiyonel yeme izin verilmesini eleştiren Oktay, ikinci olarak hayvancılıkta antibiyotik kullanımından şikâyet ederek, hayvanlara verilen antibiyotiğin doğrudan insanlara geçtiğini belirtiyor.
Hayvancılığın merkezi
Peki 30 kişinin çalıştığı organik çiftlikte büyük bir titizlikle üretilen et ve süt ürünlerini tüketici diğer ürünlerden nasıl ayırt edebilir? Oktay’a göre eti ancak organik etin tadını bilenler konvansiyonel etten ayırabilir. Süt ürünlerini ayırt edebilmek ise çok daha kolay. Organik yoğurt sulanıyor ve diğer yoğurtlar gibi bir ay boyunca hiçbir şey olmadan saklanamıyor, içerisinde hiçbir kimyasal bulunmadığı için kolayca küflenebiliyor. Peynir de aynı şekilde daha kısa ömürlü oluyor. Her şeyin büyük bir özenle üretildiği Elta Ada’nın bir isteği var. İşletmenin sahibi Oktay, Gökçeada’nın tamamen organik hayvancılığın merkezi haline gelmesini istiyor ve ‘Ada’ya her türlü konvansiyonel hayvancılık ürününün girişi yasaklansın’ diyor.
Kekikle beslenen çok lezzetli oluyor
Çanakkale’nin Ayvacık köyünde Türkiye’nin en büyük organik kırmızı et üretimi birliği faaliyet gösteriyor. 2009 yılında 8 köyde 60 üreticinin katılımıyla başlayan organik kırmızı et üretimi girişiminde, hayvanların tamamen doğal ortamlarında yetiştikleri bir üretim için katılımcılara bir sene boyunca eğitimler verildi ve ön çalışmalar yapıldı. Bir yıl sonucunda organik kırmızı et üretimi resmen başladı.
13 ayrı kekik çeşidi
Yaklaşık 2 bin hayvanın bulunduğu projede, hayvanlar tamamen doğal ortamda yetişiyorlar. Etrafı doğal çitlerle çevrilmiş bir arazide kendi hallerinde otlayan hayvanlar, su ihtiyaçlarını da arazide bulunan dereden gideriyor. Arazide bulunan 13 ayrı kekik çeşidiyle beslenen hayvanların etleri bu nedenle lezzetli olurken veteriner sadece hastalık durumunda müdahalede bulunuyor. Bu nedenle normalde bir büyük baş 8-10 ayda kesilebilecek duruma gelirken Ayvacık Organik Et Üretim projesindeki hayvanlar yaklaşık 26 ay civarında ancak kesilebilecek büyüklüğe geliyor. Sürekli hareket halinde oldukları için kasları yapısı güçlü olan hayvanlarda yağ hiç yok denilecek oranda az.
İstanbul’da satış
Doğal yöntemlerle yetişen hayvanların kesimleri ve daha sonrasında etlerin paketlenmesi de organik yöntemlerle gerçekleştiriliyor. Ayvacık Belediyesi’ne ait mezbaha organik kesime uygun hale getirilmiş. Organik etlerin parçalanması için Organik Et Parçalama ve Paketleme Tesisi kurulmuş. Fakat organik kırmızı et üretimiyle uğraşan bölge köylülerinin şikâyetleri de var. 2012’de organik anaç sığır desteklemelerini alamayan köylüler, kendilerine verilen sözlerin tutulmasını istiyor. Ayvacık Organik Kırmızı Et Üreticiler Birliği Başkanı Yalçın Rüzgar, Türkiye’de tek olduklarını söyleyerek, organik kırmızı et pazarının oturmamış olmasından şikâyet ediyor.
Et renginden anlaşılır!
Ayvacık Organik Kırmızı Et Üreticiler Birliği Başkanı Yalçın Rüzgar, organik kırmızı etin konvansiyonel etten farkını şöyle açıklıyor: “Bu hayvanlar doğal ortamda beslendikleri için etlerinin rengi diğerlerine göre daha koyudur. Bazı alıcılar bu etler için ‘vitrin özelliği yok’ diyor. İstesem ben de hayvana konvansiyonel yem verir, rengini açabilirim ama lezzeti fark eder. Zira etlerimiz arazideki kekikler nedeniyle son derece lezzetlidir.”
Hayvanlardan insana geçiyor!
Organik Ürün Üreticileri ve Sanayicileri Derneği (ORGÜDER) Genel Başkanı Ayhan Sümerli, 2011 yılı verilerine göre Türkiye’de 137 üreticinin organik hayvancılık yaptığını belirterek, geçtiğimiz yıl bin 350 ton organik et (kırmızı, beyaz et), 15 bin ton organik süt, 26 milyon da organik yumurta üretildiğini söyledi. Bu yıl için bu rakamların yüzde 25 oranında arttığına dikkat çeken Sümerli, en çok da organik yumurta talebinin arttığını kaydetti.
Organik hayvancılıkta, hayvanların tamamen doğal, organik yemle beslendiğini ve organik bir alan üzerinde serbest ortamda dolaştığını anlatan Sümerli şunları anlattı: “Büyükbaş hayvanlar hastalandığında yılda bir kez antibiyotik uygulamasına izin veriliyor. İkinci kez aşılanan hayvan konvansiyonele ayrılıyor. Bu şekilde hayvanlar en doğal haliyle büyüyor.
Organik olmayan ürünle organik ürün arasında sağlık açısından ciddi bir fark var. Mesela organik olmayan bir tavuk 36-37 günde kesiliyor ama organik tavuk en erken 81 günde kesiliyor. Organik olmayanda minimum masrafla maksimum kilo hedefleniyor. Hayvanlara zor şartlarda yaşadığı için hormon türevi anabolizanlar veriliyor. Bunlar büyüme hormonunu hızlandırıyor ama aynı zamanda sizin vücudunuza da geçiyor. Yine enfeksiyon kapmamaları için aşırı antibiyotik veriliyor. O antibiyotik de sizin bünyenize geçiyor ve bünyede manasız direnç oluşturarak sağlığınızı tehdit ediyor.”
Tüketicilerin kafası karışıyor
Aynı zamanda City Farm adlı organik üretim yapan bir firmanın da sahibi olan Sümerli, “doğal”, “GDO’suz yemle beslenir” gibi ifadelerin tüketicinin kafasını karıştırdığına dikkat çekti. Sümerli, “Organik ürün hem iddia hem de kanıttır. Bunun kanıtı da sertifikası. Zaten sertifika olduğunda GDO’lu yem kullanamazsın, antibiyotik veremezsin. Diğer ifadeler tüketiciyi yanıltmaya yönelik işler. GDO kullanılmaz, antibiyotik de kullanılmaz ama yetmez. Kümes boyutu, kümesine kaç hayvanın düştüğü de önemli” dedi.
Organik Ürün Üreticileri ve Sanayicileri Derneği (ORGÜDER) Genel Başkanı Ayhan Sümerli, 2011 yılı verilerine göre Türkiye’de 137 üreticinin organik hayvancılık yaptığını belirterek, geçtiğimiz yıl bin 350 ton organik et (kırmızı, beyaz et), 15 bin ton organik süt, 26 milyon da organik yumurta üretildiğini söyledi. Bu yıl için bu rakamların yüzde 25 oranında arttığına dikkat çeken Sümerli, en çok da organik yumurta talebinin arttığını kaydetti.
Organik hayvancılıkta, hayvanların tamamen doğal, organik yemle beslendiğini ve organik bir alan üzerinde serbest ortamda dolaştığını anlatan Sümerli şunları anlattı: “Büyükbaş hayvanlar hastalandığında yılda bir kez antibiyotik uygulamasına izin veriliyor. İkinci kez aşılanan hayvan konvansiyonele ayrılıyor. Bu şekilde hayvanlar en doğal haliyle büyüyor.
Organik olmayan ürünle organik ürün arasında sağlık açısından ciddi bir fark var. Mesela organik olmayan bir tavuk 36-37 günde kesiliyor ama organik tavuk en erken 81 günde kesiliyor. Organik olmayanda minimum masrafla maksimum kilo hedefleniyor. Hayvanlara zor şartlarda yaşadığı için hormon türevi anabolizanlar veriliyor. Bunlar büyüme hormonunu hızlandırıyor ama aynı zamanda sizin vücudunuza da geçiyor. Yine enfeksiyon kapmamaları için aşırı antibiyotik veriliyor. O antibiyotik de sizin bünyenize geçiyor ve bünyede manasız direnç oluşturarak sağlığınızı tehdit ediyor.”
Tüketicilerin kafası karışıyor
Aynı zamanda City Farm adlı organik üretim yapan bir firmanın da sahibi olan Sümerli, “doğal”, “GDO’suz yemle beslenir” gibi ifadelerin tüketicinin kafasını karıştırdığına dikkat çekti. Sümerli, “Organik ürün hem iddia hem de kanıttır. Bunun kanıtı da sertifikası. Zaten sertifika olduğunda GDO’lu yem kullanamazsın, antibiyotik veremezsin. Diğer ifadeler tüketiciyi yanıltmaya yönelik işler. GDO kullanılmaz, antibiyotik de kullanılmaz ama yetmez. Kümes boyutu, kümesine kaç hayvanın düştüğü de önemli” dedi.
Nereden alınır?
Elta Ada’nın kendi satış noktaları var. Bunların başlıcaları, İstanbul-Moda’da ve Ankara Çayyolu’nda... Bazı organik pazarlarda da satış yapan işletmenin İstanbul ve Ankara’da toplam 13-14 satış noktası bulunuyor. Bunun yanı sıra Migros, Real ve Kipa’ların bazı şubelerinde de tesisin süt ürünlerini bulmak mümkün. Elta Ada bunların yanı sıra Hilton ve Çırağan otellerine de ürünlerinden veriyor.
Doğal ortamda yetişiyorlar
Organik hayvancılık, organik tarıma oranla Türk insanı için daha az bilinen bir kavram. Peki nedir organik hayvancılık? Konvansiyonel hayvancılığın aksine organik hayvancılıkta zorunlu kalınmadıkça antibiyotik verilmeyen büyük ve küçük baş hayvanlar aynı zamanda tamamen organik yemle besleniyor ve mümkün olduğunca doğal ortamlarında yetiştiriliyor.
Bu nedenle konvansiyonel hayvancılıkta bir büyük baş yaklaşık 8-10 ay içerisinde kesilebilecek büyüklüğe erişirken bu süre organik olarak yetiştirilen büyük baş hayvanlar için iki yıla kadar çıkabiliyor. Tavukta da 36 günlük kesim süresi 81 güne yükseliyor. Çünkü tavuğa büyümeyi hızlandıran hormon türevi anabolizanlar verilmiyor. Bu hayvanların sütünden yapılan ürünler de yine hiçbir kimyasal katkı maddesi kullanılmadan üretiliyor. Türkiye’de organik hayvancılığın en önemli merkezlerinden biri de Çanakkale. Çanakkale Gökçeada’da bulunan Elta Ada ve Ayvacık’ta oluşturulan Organik Kırmızı Et Üretim Birliği de organik hayvancılığın öncülüğünü yapan iki işletme...
Yarın: Organik zeytin, zeytinyağı ve şarap