19.09.2014 - 02:30 | Son Güncellenme:
Gizem Acar
Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Volkan Bozkır’ın göreve gelmesinin ardından Türkiye-AB ilişkilerinde yüksek tempolu bir döneme giriliyor. Avrupa deneyimi ve AB üyeliğine olan inancı ile tanınan Bozkır, bakanlığı teslim almasından yalnızca iki hafta sonra, müzakere sürecini canlandırmak için çıktığı ilk Avrupa gezisinde, Birlik’in kalbi Brüksel’de Türkiye’nin yeni dönemdeki adımlarını belirleyecek üç adımlı ‘AB Stratejisi’ni açıkladı. Stratejinin Brüksel’de açıklanmasının tarihi önemde olduğunu belirten Bozkır, ilişkilerin canlandırılmasına her iki tarafın da ihtiyacı olduğunu söyledi. Bozkır’ın geçen pazartesi Bakanlar Kurulu’na sunduğu Avrupa Birliği stratejisi, ‘Siyasi reform süreci’, ‘Türkiye’nin Avrupa Birliği müktesebatına uyumu’ ve ‘AB iletişim stratejisi’ olmak üzere üç ana başlıktan oluşuyor.
1. Siyasi reform süreci
İlk adımın en önemli süreç olduğunu belirten Bozkır, öncelikle siyasi reformların özümsenmesi, Türk halkının, iş dünyasının, siyasi karar mekanizmaların reformların arkasında olmasını sağlamanın en önemli husus olduğunu belirtti.
- Türkiye’de “hukuk devleti, demokratikleşme, insan hakları, sivilleşme, özgürlük ve güvenlik alanlarında gerçekleştirilen reformları daha ileri seviyeye taşıyarak, elde edilen kazanımları kalıcı hale getirmek” siyasi reform sürecinin temelini teşkil ediyor. Bu belgede bahsedilen başlıklardan ilki, 12 Eylül darbesinin izlerinin silinmesi. 12 Eylül darbesi döneminin izlerini taşıyan tüm mevzuat yeni anayasa çalışmaları çerçevesinde yeniden gözden geçirilecek, anayasadan kaynaklanan yapısal sorunlar giderilecek.
- Önümüzdeki dönemdeki reform çalışmaları arasında Türkiye tarafından imzalanan ancak henüz onaylanmayan uluslararası sözleşmelerin onay sürecinin hızlandırılması, yargı reformu stratejisinin güncellenmesi Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi İhlallerinin Önlenmesine İlişkin Eylem Planının hayata geçirilmesi yer alacak.
- Belgeye göre reformlar, özgürlüklerin güvenlik uğruna feda edilemeyeceği yaklaşımı çerçevesinde, vatandaşların güven içinde yaşaması ilkesinden de taviz vermeden gerçekleştirilecek.
- Demokrasi tabanını genişletecek reformlar kapsamında da “demokratikleşme paketi çerçevesinde atılan adımlar daha da geniş boyutlara taşınacak. İnsan hakları alanında kurulan kurumların geliştirilmesi ve daha da etkin çalışması için gereken çalışmalar yapılacak. Kadın, çocuk, engelli haklarının genişletilmesi yönünde çalışmalara devam edilecek. Örgütlenme özgürlüğü ve barışçıl toplanma hakkının geliştirilmesine yönelik çalışmalar, AİHM kararları dikkate alınarak gerçekleştirilecek.”
- Bozkır, ilk adımda İçişleri Bakanı, Adalet Bakanı, Dışişleri Bakanı ve AB Bakanı’nı içeren Reform İzleme Grubu’nun temel unsur olacağını belirtti. Reform İzleme Grubu, bundan sonra aktif rol üstlenerek kanun hazırlama, kanunların geçirilmesi ve kanunların uygulanması süreçlerini hayata geçirecek.
2. Ulusal program AB?müktesebatına uyumu hızlandıracak
AB Bakanı Bozkır, Türkiye’nin resmen 14 fasılın açılıp birinin kapatılmasına rağmen, son sekiz yılda 27-28 fasıl açılması için çalışmalar yapıldığını, bunların 13-14’ünün kapatılacak hale geldiğini söyledi. Bozkır, böyle Kıbrıs sorunu çözüldüğünde birkaç ayda 10 fasılın açılabileceğini aktardı. Şu an 17 fasıl AB Konseyi veya bazı üye ülkelerin siyasi nitelikli engellemeleri nedeniyle bloke edilmiş durumda. Bozkır, 2015 ortalarına kadar AB muksebatına uyum için Türkiye ulusal programının hazırlanacağını, 2015-2019 döneminde de uygulamaya geçileceğini söyledi.
3. AB İletişim stratejisi
Bozkır, son dönemde temasların azalması ile hem Türkiye hem de AB’de yanlış algılamaların oluştuğunu belirterek bunların düzeltilmesi gerektirdiğini aktardı. Türkiye de durağanlığa rağmen AB’ye inanların azalmadığını ve şu an yüzde 55 seviyelerinde olduğunu belirten Bozkır, kararsızların da inananlara katılacağını düşündüğünü belirtti. Bunun için Türkiye’de üç yanlış algının değişmesi gerektiğini belirten Bozkır, AB’nin iflas ettiğini yönündeki algının kesinlikle yanlış olduğunu söyledi.
Bozkır, Türkiye’ye gelen yatırımların yüzde 71’inin AB kaynaklı olduğunu vurguladı. AB Bakanı’na göre değişmesi gereken bir diğer yanlış algı, “Nasıl olsa bizi almayacaklar, o nedenle boş verelimsöylemi. AB-Türkiye ilişkilerinin karşılıklı çıkar üzerine olacağını belirten Bozkır, ancak Birlik’e gireceğimiz inancı ile bir yere varılabileceğini söyledi. Bozkır AB’de de Türkiye’ye yönelik hak etmediği bir algı olduğunu, bunun da ancak AB yetkileri, parlamenterler ve sivil toplum kuruluşları ile konuşarak değiştirilebileceğini aktardı.