13.11.2017 - 02:30 | Son Güncellenme:
AYŞEGÜL KAHVECİOĞLU Ankara
Yarın, Dünya Diyabet Günü. Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği Başkanı Prof. Dr. Sevim Güllü, Türkiye’de şeker hastalığının Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerinin çok önünde gittiğine işaret ederek, “Son 10 yılda Türkiye’deki 20 yaş üstü erişkin bireylerdeki diyabet sıklığı yüzde 7’den yüzde 13.6’ya çıktı. Bazı bölgelerde bu oran yüzde 20’lere ulaşıyor. Bu, beklenenin çok üzerinde bir artış ve daha kötüye gideceğini tahmin ediyoruz. Sağlık politikalarının endüstriyel politikalarla birlikte yeniden planlanması gerekiyor. Dünyada da 2020’lerde 300 milyon olması beklenen diyabetli sayısı, şimdilerde 500 milyonlarla ifade edilmeye başlandı” dedi. Bu yılki Dünya Diyabet Günü teması, “Kadınlar ve Diyabet” olarak belirlenirken, “Sağlıklı bir gelecek hakkımızdır” sloganı ile farkındalığın artırılması hedefleniyor.
Sağlıksız beslenme
Toplumun hareketsiz yaşaması, sağlıksız beslenmesi, endokrin bozucu birtakım maddelerin devreye girmesi ve obezitenin artmasının diyabetin ön plana çıkmasına neden olduğunu anlatan Güllü şunları söyledi: “Diyabetin tedavisi için çok ilacımız var ama önemli olan diyabetin engellenmesi. Burada toplumun eğitilmesi şart ve bununla birlikte endüstriyel ürünlerin değiştirilmesi, gıda ürünlerinin mutlaka gözden geçirilmesi gerekiyor. Endokrin bozucu bazı maddeler devreye girdi diyoruz. ‘Sağlıklı beslenin’ demek yeterli olmuyor açıkçası. ‘Meyve yiyin’ diyoruz, meyvede pestisit var. Pestisit, endokrin bozucudur. Yediğiniz her gıda… Antibiyotiklerle desteklenmiş hayvanlardan et tüketiyorsunuz. Su içiyorsunuz pet şişelerden, hepsi endokrin bozucu. Çocukların oyuncaklarının içindeki maddeler bile diyabete yol açabiliyor.”
4 kadından biri şeker hastası
Dünya Diyabet Günü’nün bu yılki temasının ‘kadın’ olduğunu belirten Prof. Dr. Sevim Güllü şunları söyledi: “Türkiye’de halen 4 milyon 558 bin 27 diyabetli kadın var. Yani 20 yaş ve üzeri kadınlarda diyabet sıklığı yüzde 16.70.
Bu oran 45-64 yaş arasında yüzde 25.9’a; 65 yaş üstünde ise yüzde 38.6’ya çıkıyor. Yüzde 46’sı ise diyabet hastası olduğunun farkında değil.
Diyabetli kadınların Türkiye’de 300 bin kadarı üreme çağında. Gebe kadınların yüzde 7’sinde gebelik diyabeti gelişiyor.
Tip 2 diyabetli kadınlar diyabeti olmayan kadınlara göre 3 ila 10 kat daha fazla koroner kalp hastalığı riskine sahip. Bu risk artışı, erkeklerden daha belirgin. Diyabetli kadınlarda kalp krizi geçirildiği takdirde ölüm riski diyabetli olmayanlara veya erkeklere kıyasla daha fazla. Rahim ve meme kanseri riski daha fazla.
Diyabetli kadınlarda ürogenital infeksiyonlar daha sık görülür. Kan şekeri yüksekliği gebe kalmayı güçleştirebilir ve düşük riskini artırır. Diyabeti kontrol altına alınamayan kadınların sakat bebek sahibi olma riski yüksektir, ayrıca gebeliğin ilerleyen dönemlerinde bebek ölümleri görülebilir.”
‘Hamilelere şeker yükleme testi şart’
Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Fahri Bayram ise kadınlarda gebelik sırasında yapılan şeker yükleme testi tartışmasını hatırlatarak önemli uyarılarda bulundu. Bayram şunları söyledi:
“Televizyona çıkıyor bu işle ilgisi olmayanlar diyor ki, ‘Gebelerde şeker testi yapıyoruz, yapamazsınız, şöyle böyle...’ Kesinlikle yapılmalı. Bütün dünya yapıyor. Hiçbir zararının olmadığını da bütün dünya biliyor. 75 gram glikoz veriyoruz. Çıkıyor gösteriyor televizyonlarda yalan yanlış. 75 gram glikoz nedir? Bir dilim baklava yemiyor musunuz hiçbiriniz? Gebeler tatlı yemiyor mu? Ama yanlış bir yönlendirme yapıyorlar. Başka amaçlarla çıkıyor, medyatik olmak için çıkıyorlar.”
Gebelik diyabeti
Prof. Dr. Sevim Güllü de “Gebe kadınlar, eğer ihtiyaç varsa mutlaka taranmalı. Bu zaten herkese yapılmıyor, seçerek yapıyoruz. Gebelik diyabeti diye bir diyabet var. Gebelik süresince hem anne hem bebek için tehlikeli. Doğan bebeğin hayatını etkiliyor.
Bir kola içeriği kadar bir şey içiriyorsunuz ve varsa tedbirini alıyorsunuz. Ama hiç bilmeden geçtiyse o dönem, bebek sağlıklı bile doğsa ömrü boyunca kiloyla, hipertansiyonla mücadele ediyor. O nedenle gebelerin çekinmeden yaptırmalarında yarar var” dedi.
7 milyon hasta 7 milyon potansiyel
Türkiye’de 7 milyondan fazla erişkin diyabet hastası olduğu, 7 milyon kişinin de diyabet gelişimi açısından risk grubunda olduğunun tahmin edildiğini kaydeden Prof. Dr. Sevim Güllü, 20 bin civarında çocuğun da insülin ile tedavi edilen Tip-1 diyabetli olduğunu bildirdi.