16.04.2025 - 06:55 | Son Güncellenme:
AYDIN HASAN
AYDIN HASAN- Türkiye’nin çevre denizlerindeki hak ve menfaatlerini korumak ve gelecekte denizlerdeki faaliyetlerinin çevresel etkilerini daha iyi değerlendirip, deniz alanlarından azami düzeyde yararlanabilmek amacıyla başladığı Deniz Mekansal Planlama (DMP) çalışmasında nihai aşamaya gelindi. Türkiye Deniz Mekansal Planlama Platformu tarafından oluşturulan harita ile Türkiye’nin denizdeki sınırları bilimsel yöntem ve uluslararası hukuk kurallarına göre belirlendi. Yunanistan ile Türkiye arasında bir dizi ihtilafın bulunduğu Ege Denizi’nde ise ana karalar arası ‘ortay hat’ sınır olarak alındı. Mavi Vatan haritasının devleti bağlayan resmi bir deniz yetki alanı sınırı oluşturmadığı, bilimsel ve hukuka uygun bir çalışma olduğu belirtildi.
Son aşamaya geldi
AB’nin Mekansal Deniz Planlama Çalışmalarını yakından takip eden Türkiye; Ege ve Akdeniz’deki haklarının korunması için tedbir alıyor. Türkiye’nin çevre denizlerindeki hak ve menfaatlerini korumak ve gelecekte denizlerdeki faaliyetlerinin çevresel etkilerini daha iyi değerlendirmek ve denizsel alanlardan azami yararlanabilmek amacıyla başlattığı Deniz Mekansal Planlama (DMP) çalışmalarının ilgili tüm kurumların katkılarıyla nihai aşamaya geldiği öğrenildi.
AB ile uyumlu
Ankara Üniversitesi Deniz Hukuku Ulusal Araştırma Merkezi (DEHUKAM) tarafından oluşturulan harita, AB’nin denizle ilgili müktesebatıyla uyumlu olarak hazırlandı. Ankara Üniversitesi DEHUKAM Müdürü Dr. Mustafa Başkara, Milliyet’e yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ilgili kurumları zaten geçmişten beri bir DMP çalışması yapıyordu. Biz de Merkez olarak, bu konuda bazı ilgili bakanlıklarımızla ortak projeler yürüttük. DEHUKAM olarak bir inisiyatif alıp Türkiye Deniz Mekansal Planlama Platformu’nu kurduk. Bu platform çerçevesinde Türkiye’de deniz mekansal planlamasına ilişkinin yürütülen projeleri, yetkili otoriteleri, mevcut mevzuat altyapısını ve deniz mekansal planlamanın temel unsurlarına dair güncel bilgileri web sitemizde işledik. Web sitemizi en kısa sürede erişime açacağız. En dikkat çekici birleşenimiz Türkiye Deniz Mekansal Planlama Platformu’nda harita. Paydaşlarla yapılan ve açık veri kaynaklarına dayanan şekilde elde edilen verilerle bir harita çalışması ortaya konuldu. Karar alıcılara, araştırmacılara, yatırımcılara kritik bir başvuru kaynağı niteliği taşıyan bir çalışma söz konusu. Haritanın dış sınırları ehemmiyet arz ediyor. Neticede diğer ülkelerin egemenlik alanlarıyla çakışma durumları da dikkate alınması gereken bir husus.
Karadeniz’de ihtilaf yok
Karadeniz’e bakıldığında Türkiye’nin geçmişten beri ilan etmiş olduğu, mevzuatımızda yer alan, Birleşmiş Milletler’e (BM) deklare edilen MEB bölgelerimizle bire bir örtüşüyor ve bir ihtilafa konu değil.”
Akdeniz’de deniz yetki sınırı
Başkara, “Akdeniz’e bakıldığındaysa KKTC ile 2011 yılında imzaladığımız anlaşma ile uyumlu. Yine Doğu Akdeniz’in geri kalanında BM’ye iletilen, koordinatlarla sınırlandırılan 2019’da Libya Anlaşması ile koordinatları belirlenen Doğu Akdeniz’deki en batı sınırımızın da yansıtıldığı, yani devletimizin BM’ye deklare ettiği sınırlar dış sınır olarak belirlenmiş durumda” dedi.
Ege Denizi’nde ortay hat
“Ege Denizi’nde ana karalar arası ortay hattı sınır alındı” diyen Başkara şunları söyledi: “Uluslararası deniz hukukunun temel kuralları, uluslararası sözleşmelerin öngörmüş olduğu çözüm yöntemleriyle uyumlu şekilde Türkiye ile Yunanistan arasında ortay hattı baz alarak Türkiye mekansal deniz planlaması çalışmasının dış sınırını belirlemiş durumdayız. Bu sınırlar dahilinde farklı sektörlerin ulaşım alanlarının, arama alanlarının, araştırma alanlarının ve deniz enerji kaynaklarından tutun da hidro karbon kaynaklarına kadar farklı alanların derc edildiği bir harita. Bu çalışma Türkiye’nin üç tarafını çevrileyen denizlerin ekonomik potansiyelinin, çevresel değerlerinin ve jeopolitik öneminin farkında olarak Türkiye’nin mavi vatan vizyonunu bilimsel vizyon inşa etme çabasının somut bir göstergesi.
Sırada KKTC var
Türkiye deniz alanlarında bütüncül ve sürdürülebilir bir yönetim modeli geliştirerek mavi vatanı hem bugünkü hem de gelecekteki kuşaklar için korumak ve kalkınmasını hedeflemek noktasında böylesi bir çalışmayı inisiyatif olarak merkezimiz tarafından yürütmüştür. Bir sonraki adım merkezimizin, KKTC ile KKTC’nin mekansal deniz planlamasının çalışılmasıdır. Buna yönelik de hazırlıklarımız var.”
‘Resmi sınır değil’
“Bu Türkiye’nin deniz yetki alanlarının sınırlarını ortaya koyan bir harita değil” diyen Başkara, şöyle devam etti: “Bilimsel temellere dayanan ve mekansal deniz planlamayı ortaya koyan bir harita. Gelişmeye, değişmeye, güncellenmeye muhtaçtır. Teknolojik gelişmelerle, devletimizin ihtiyaçlarıyla, kullanım alanlarının farklı amaçlarla yeniden gözden geçirilmesi gibi durumlarla bu haritanın yeniden revize edilmesi, güncellenmesi mümkündür. Yani yaptık, kenara attık, sonuçlandı değil. Bu Türkiye’nin mavi vatandan daha güçlü şekilde faydalanmasının temellerini net şekilde ortaya bilimsel, akademik bir çalışma. Yunanistan ile ana karalar arası ortay hat çizimi tekniği, uluslararası sözleşmelerin de uluslararası yargı kararlarının da bu soruna makul çözüm olarak ortaya koymuş olduğu bir yöntemdir. Biz deniz hukuku alanında faaliyet gösteren ulusal bir araştırma altyapısıyız. Merkezin konuya bakış açısı sadece Türkiye’nin gözüyle değil dünyadaki çalışmaların yıllara dayanan takip edilmesinin ortaya koymuş olduğu tecrübeyi yansımaktadır. Haritaya bunun yansıması da, uluslararası hukukun gereği olarak ana karalar arası ortay hat çizimi şeklinde tezahür etmiştir.”
Koordinasyon Kurulu ihdas ediliyor
Denizler için bir master plan özelliği olan DMP, denizlerin hangi amaçla ne şekilde kullanılacağı da belirlenmiş oluyor. DMP çerçevesindeki konuların devlet kurumları nezdinde daha iyi yönetilmesi amacıyla Cumhurbaşkanlığı himayesinde ve Dışişleri Bakanlığı eşgüdümünde “Kurumlararası Koordinasyon Kurulu” ihdas edileceği öğrenildi. Bunun yanı sıra KKTC’nin de DMP ilanına yönelik Türkiye ile eşgüdüm içinde benzer nitelikte çalışma yürüttüğü belirtildi.
ABD'li ünlü oyuncu Gene Hackman ile eşi Betsy Arakawa'nın bir hafta arayla öldükleri ortaya çıkmasının ardından geriye kalan lüks evlerini farelerin bastığı ortaya çıktı.