17.06.2024 - 16:44 | Son Güncellenme:
Gizem KARADAĞ-Emirhan YÜZÜGÜLDÜ/ANKARA (DHA)
BBP lideri Mustafa Destici, parti genel merkezinde partililer ile bayramlaştı.
Daha sonra basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Destici, “Filistin, Gazze olmak üzere Doğu Türkistan'da, Myanmar'da, Afganistan'ın pek çok noktasında, Suriye'de, Irak'ta Müslüman kardeşlerimiz zulüm altında, işgal altında kan ve gözyaşı ya da esaret altında bayramı idrak ediyorlar. Onların bayramlarını hassaten tebrik ediyorum. İnşallah bağımsız, hür, müstakil ve huzur içinde nice bayramları kutlamalarını Cenab-ı Hak'tan niyaz ediyorum, dua ediyorum. 7 Ekim 2023’ten bu yana Gazze'de zulüm, katliam, hatta soykırım devam ediyor. Soykırımcı Siyonist İsrail'i onun başındaki katil Netanyahu'yu bir kez daha şiddetle kınıyor, lanetliyorum. Ona destek veren başta ABD olmak üzere bütün ülkeleri ve o ülkelerin başındaki yöneticileri de şiddetle kınıyoruz ve lanetliyoruz. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi sözde ateşkes kararı aldı. Ama İsrail bayramda da durmadı. Bayramda da çocukları, kadınları katletmeye devam etti. Netanyahu Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararını tanımadığı gibi kendisinin daha önce oluşturduğu savaş kabinesinden ‘artık bu soykırım yeter, bu kadarı da fazla’ diyerek ayrılanların, istifa edenlerin olması üzerine savaş kabinesini feshettiğini açıkladı. Herhalde tahmin ediyoruz ki, savaş kabinesi yerine bir soykırım kabinesi kurmayı hedefliyordur. Ama geriye dönüp tarihe baktığımızda ne kadar katil, soykırım yapan yöneticiler varsa hepsi ağır bir şekilde bu yaptıklarının bedelini ödemiş ve insan olarak değil, adeta bir hayvan olarak ölüp gitmişlerdir. Onun için İsrail'in sağduyulu siyasetçilerine, yöneticilerine ve kanaat önderlerine çağrımız; artık Netanyahu'yu bu katilleri, bu soykırımcıları durdurun ki, siz de bu suça ortak olmayın ve gelecekte ödenecek bedelleri de ödemek zorunda kalmayınız” diye konuştu.
‘BUNA MÜSAADE ETMEYİZ’
Destici, Türklük ve İslam üzerinden çeşitli tartışmaların olduğunu ifade ederek, “Bir kere şunu ifade etmek istiyorum ki, biz Kürdüyle, Türkmeniyle, Lazıyla, Çerkeziyle, Arnavutuyla, Boşnakıyla bu Anadolu'da yaşayan herkesle birlikte Türk milletiyiz. Bizim milletimizin adı Türk'tür. Ama bu etnik kökenleri yok saymamız anlamına gelmez. Bu ülkede Kürtler de vardır, Boşnaklar da vardır, Arnavutlar da vardır, Çerkesler de vardır, Araplar da vardır. Onun için biz bunu bir zenginlik olarak görüyoruz. Buna bağlı olarak maalesef son günlerde aynen 28 Şubat süreçlerinde olduğu gibi Atatürkçülük ve milliyetçilik üzerinden İslam'a ve Müslümanlara saldırı var. Sığınmacılar üzerinden de bazen bu saldırı çok net bir şekilde ortaya çıkıyor. Burası Türk milletinin vatanıdır ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti'dir. Lozan'da da bir kere daha altını çizerek söylüyorum. Burada Müslüman unsurlar kurucu unsurlar olarak kabul edilmiştir Müslüman olmayan unsurlar, yani Ermeniler, Yahudiler, Rumlar, Süryaniler bunlar azınlık olarak kabul edilmiştir. İslam düşmanlığı yapanlara açıkça buradan sesleniyorum; eğer Müslüman değilseniz bunu açıklayın. Ve sizi azınlık statüsüne koyalım. Ve ona göre muamele yapalım. Müslümanmış gibi görünüp daha sonra İslam'a saldırırsanız ya da İslam'a saldıranların İslam'ın değerlerine hakaret edenleri korumaya çalışırsanız bu sizin zaten inancınızı ve kimliğinizi net olarak ortaya koymaktadır. Son dönemlerde adeta yeni bir 28 Şubat’ı horlatmaya çalışanlar var. Bazen sığınmacılar üzerinden işte bazen kurban üzerinden efendim işte bazen açıkça İslam'a, dinimize, kutsallarımıza saldırı üzerinden bunu açık ve net olarak görüyoruz. Ama yeni 28 Şubat heveslerine de diyoruz ki, hiç heveslenmeyin, bu ülke bir kez daha 28 Şubat sürecine dönmez, döndürülemez. Buna Büyük Birlik Partisi olarak da Cumhur İttifakı olarak da müsaade etmeyiz” dedi.