26.11.2020 - 13:42 | Son Güncellenme:
AA
Dünyadaki Ar-Ge laboratuvarları Kovid-19'a çare bulmaya çalışırken, ODTÜ Biyolojik Bilimler Bölümü Moleküler Biyoloji ve Genetik Programı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Çağdaş Devrim Son ile kimya mühendisi parfümör Hüseyin Erdoğmuş tarafından yürütülen proje, ilginç sonuçlar ortaya çıkardı.
Keşfettikleri koku molekülü karışımlarının koklandığında akciğere kadar ulaşarak koronavirüsün hastalık yapan protein yapısını bozduğu yönünde veriler elde eden ve bu çalışmalarını uluslararası dergilerde yayımladıkları makalelerle bilim dünyasına duyuran Son ve Erdoğmuş, çalışmanın sonuçlarının bilim insanlarınca klinik araştırmalarla daha da ileriye götürülmesini istiyor.
Doç. Dr. Son, AA muhabirine, biyoloji bölümü mezunu olduğunu ancak organik kimya ile biyokimya üzerine doktora ve doktora sonrası çalışmalar yaptığını, 2009'da Türkiye'ye dönerek ODTÜ'de öğretim üyesi olarak çalışmaya başladığını anlattı.
Erdoğmuş'un kendisine ulaşıp koku molekülleri üzerine çalışmalarını aktardığını ve bu moleküllerin koronavirüs üzerindeki etkisine ilişkin bilimsel çalışma için yardım istediğini belirten Son, "İlk başta sadece deneme üzerine başladığımız çalışmada sonuçlar oldukça ilginç çıktı. 200'ün üzerinde molekülü denedik ve en iyilerini seçtik. Bu molekülleri bilgisayarda test ettik ve hangilerinin koronavirüs üzerinde iyi olduğunu belirledik. Koku olarak kullanılan doz, bu hastalık için tedavi edici olacak mı, yeterli mi, bu bilinmiyor. Olabilir ama olmayabilir de. Bunun için klinik araştırma şart." dedi.
Çalışmaları sonucunda halihazırda koronavirüs tedavisinde kullanılana benzer, hatta daha etkili moleküller tespit ettiklerini bildiren Son, şöyle devam etti:
"Çalışmamızı bilimsel olarak gösterdik ancak toplum tarafından kullanılması için klinik deneylerinin yapılması gerekiyor. Bunlar zaten koku molekülleri olduğu için belirli dozlarda günlük kullanımda olan moleküller. Bunların insan sağlığına zararlarının olmadığı da biliniyor. O yüzden bu koku moleküllerinin hastalığı önlemesi için toplu havalandırmalarda sterilizasyon amaçlı kullanılabilmesinin mantıklı olacağını düşünüyoruz. Kişisel olarak koklayarak kullanımının yanı sıra kapalı alanlarda, asansörlerde, kargoların üzerine sıkarak da kullanım olabileceğini öngörüyoruz. Burada asıl sorun şu, bu koku moleküllerinin ilaç olarak verilebilmesi için klinik deneylerde doz ayarlarının yapılması gerekiyor. Bunun için heyecanla klinik araştırmaların yapılmasını talep ediyoruz."
"İŞE YARARSA TOPLUMA DAĞITACAĞIM"
Parfümör Hüseyin Erdoğmuş ise 1974'te ODTÜ Kimya Mühendisliği Bölümü'nü tamamlamasının ardından mühendis olarak özel merakı koku molekülleri üzerine sektörde çalıştığını ve 1980'den itibaren Türkiye'deki ilk sanayide kullanılan kokuları ihraç eden firmasını, İstanbul'da kurduğunu anlattı.
Koku molekülleri üzerine Ar-Ge yaptıklarını, robotik başta olmak üzere son teknolojileri kullandıklarını dile getiren Erdoğmuş, bu moleküllerin tedavi edici özellikleri üzerine özel bir kütüphane kurduğunu belirtti.
Dünya genelinde bu yöndeki araştırmaların da çok yeni olduğunu vurgulayan Erdoğmuş, kendisinin bu alanda 30 yıllık bilgi birikimine sahip olduğunu söyledi.
Erdoğmuş, dünyada bütün bitkilerin bakteri ve virüslerden korunmak için doğal bir reçine ve uçucu yağ salgıladığını, bin yıllar önce de insanların bu yolla virüslerden korunmak için kokuları kullandığını ifade ederek, "Alerjen bilinen koku moleküllerinin antiviral aktivitelerinin bulunduğu biliniyor. Biz de doğayı taklit ederek yola çıktık ve çalışmada önemli sonuçlar elde ettik." dedi.
SARS İÇİN DE GELİŞTİRİLMİŞTİ
Çin'de 2004'te çıkan SARS salgını sırasında bulunduğu bu ülkedeki çevrelerden gelen talep üzerine SARS virüsünü sadece koklamayla yok eden bir ürün geliştirdiğini ve bunun klinik araştırmalarının yapıldığını anlatan Erdoğmuş, salgın bittiğinde bu formülün elinde olduğunu söyledi.
Kovid-19 salgınından hemen sonra ODTÜ'den Doç. Dr. Son ile ortak çalışma yapmaya başladıklarını aktaran Erdoğmuş, şöyle konuştu:
"Tahmin ediyorum ki Kovid-19'u yenebilecek bazı moleküller yakaladık. Biz hem ucuz hem kolay bulunur hem de stoku çok olan ham maddeleri tespit ettik. Kovid-19'a iyi geldiğini tespit ettiğimiz moleküllerin, koklandığında vücutta 2 saat tesiri var. 2 saatte bir bunları koklamak suretiyle belki hastalığı önleyebiliriz ama 'Teorik olarak olabilir.' diyoruz, pratik olarak klinik deneylerin yapılması lazım. Yaptığımız çalışma in siliko çalışmadır, in vivo ve in vitro çalışma gerekir."
Akademisyen Son ile 10 bin koku molekülü arasından 200'ün üzerinde doğal uçucu yağın içeriğinde aktif olabilecek molekülleri ve aktivasyon oranlarını tespit ettiklerini bildiren Erdoğmuş, "Sonra onları karıştıracağız. Dolayısıyla ortam kokulandırmasıyla ya da mendile püskürtüp koklanarak belki de burundaki virüsü yok edebileceğiz. Bazen çözüm çok basit olabilir." değerlendirmesini yaptı.
Sabunlarla virüsün üzerindeki yağ tabakasının etkisizleştirilmesi gibi bir yöntemi temel aldıklarını belirten Erdoğmuş, şunları kaydetti:
"Bir anlamda etkin moleküller içeren kokuları ortama salarak ve buruna yaklaştırarak virüsün aklını çelip iş yapamaz hale getirebiliriz hipotezinden yola çıkıyoruz. Çalışmaların yayınlarını da yaptık. Çalışmadan ticari bir amaç beklemiyorum. Faydalı olduğu ispatlanırsa topluma dağıtacağım. ABD'de klinik araştırma prosedürleri kolaylaştırıldı. Türkiye'de de klinik araştırmaların başlatılmasını talep ediyoruz. Kokuları kullanarak Kovid-19 tedavisi üzerine çalışan bilim insanları bulunuyor. Yurt dışından klinik testleri yapabileceğini söyleyen merkezler başvuruyor. Ancak biz bu testlerin Türkiye'de yapılmasını istiyoruz."