19.10.2021 - 12:37 | Son Güncellenme:
Özden ATİK / İstanbul DHA
Arnavutköy'de 5 Şubat 2004'te gerçekleşen olay sonrası hazırlanan iddianameye göre, 16 yaşındaki Arzu Tuncel ile nişanlısı Güner B. ile askere gitmeden önce nişanlandı. Güner B., nişanlısı öldürülmeden iki gün önce evlilik hazırlıklarını konuşmak için ailesinin evine gitti. Maktülenin annesi Güner B'ye, "Oğlum sen askerdeyken, Arzu evin çatısında çamaşır asarken çatıdan yere düşmüş. Bu esnada kızlığı bozuldu. Sen erkek adamsın. Gerdek gecesinde kolunu az kesersin kan akıtırsın. Bu olayı fazla büyütme" dedi.
Bunu duyunca şok yaşayan Güner B. de "Niye benim büyüklerime haber vermediniz. Muayene ettireceğim. Kaza sonucu olduğu ortaya çıkarsa evlenirim" dedi. İddianameye göre olayı duyan ve olay tarihinde 23 yaşında olan ağabey Şener Tuncel, bu iddiayı kardeşi Arzu'ya sordu. Arzu da ağlayarak, "Bakireyim. Kimseyle ilişkim olmadı. Komşular bana iftira atıyor" dedi. Ancak Arzu Tuncel'in yakınlarına öldürüleceğini söylediği anlatıldığı iddianamede, "çevredekilerin dedikoduları nedeniyle cinayete kurban gideceğini bildiği, daha sonrasında maktülenin ağabeyi Şener Tuncel'in jandarmaya maktulün kayıp olduğu yönünde ihbarda bulunduğu ve maktülenin evlerine yürüme mesafesinde boş bir arsada 17 yerinden delici ve kesici aletle yaralanmış şekilde canavarca hisle öldürülmüş şekilde bulunduğu" anlatıldı.
16 YIL SONRA GELEN İHBAR MEKTUBU ÜZERİNE DOSYA YENİDEN ELE ALINDI
Soruşturmayı yürüten savcılığa olaydan 16 yıl sonra "5 Şubat 2004 tarihinde Gaziosmanpaşa'ya bağlı Boğazköy Atatürk Mahallesi 9. Sokaktan M. Sait Tuncel'in kızı Arzu Tuncel, ağabeyi Şenol ve Yemlihan tarafından bıçakla öldürüp cemevi mevkisine atıldı. Öldürme sebebi bu kız halasının oğlu Ö.K. tarafından hamile kalmış ve Ö.K. şu anda Bingöl'ün Karlıova ilçesine bağlı Kaşıkçı köyünde oturuyor. Böyle bir olay olduktan sonra biz mahalle sakinleri olarak seyirci kalmaktan rahatsız oluyoruz. Bunun için bir kaç kez karakola haber verdiğimiz gibi hiç kimse ilgilenmedi. Son çareyi değerli makamınıza bildirmek zorunda kaldık" yazılı bir ihbar mektubu ulaştı. Bu ihbar mektubu üzerine savcılık, dosyayı yeniden ele aldı. Arzu'nun halasının oğlu Ö.K'nin ifadesi alındı. Ö.K. "1999-2000 yıllarında maktulenin İstanbul'daki babasının evinde kaldığını, ancak maktule ile aralarında duygusal veya cinsel herhangi bir ilişkisi olmadığını, öldürüldüğü gün köyde olduğunu, nasıl öldürüldüğünü bilmediğini" söyledi.
AİLE, NİŞANLISININ DOKTOR ISRARINDAN RAHATSIZ OLDU
İddianamede, delillere göre nişanlısıyla evlenmek üzere olan maktülenin çevresinde komşular tarafından yapılan dedikodularda bakire olmadığı, kızlığının bozuk olduğu şeklinde söylentiler çıkınca bunların ailesini rahatsız ettiği, o yüzden bir an önce maktüleyi nişanlısıyla evlendirip konunun kapanmasını istedikleri, Arzu'nun çamaşır asarken düşüp kızlığının bozulduğuna inanmayan nişanlısının doktora götürme ısrarından da ailenin rahatsız olduğu vurgulandı. Cinayet gecesi nişanlısını bu ısrarından vazveçirmeye çalıştıkları, ancak nişanlısının kararlı olduğu, maktülenin ağabeylerinin de bakire olmadığı çıkarsa namuslarının kirleneceği, çevreye rezil olacakları, utanacakları veya ailenin onurlarının kırılacağı düşüncesiyle ve töre baskısıyla maktulenin kızlık muayenesi için doktora götürüleceği gün maktüleyi öldürdükleri kaydedildi.
OTOPSİ RAPORUNA GÖRE BAKİRE ÇIKTI
Soruşturmayı tamamlayan savcılık, otopsi raporuna göre Arzu'nun bakire olduğunun tespit edildiğini belirledi. Ayrıca maktulenin öldürüldüğü gece Şener ve Yemlihan Tuncel ile yakın akrabaları olan Sebahattin arasında yoğun bir şekilde telefon görüşmeleri olduğu da vurgulandı. İddianamede, "Sonuç olarak bakire olan maktulenin bakire olmadığı düşüncesiyle töre saikiyle canavarca hisle kesici ve delici aletle 17 yerinden yaralanmak suretiyle öldürüldüğü anlaşılmıştır" denildi. Sanık ağabeyler Şener Tuncel ve Yemlihan Tuncel'in "Töre saiki, canavarca his, kasten, tasarlayarak, kendini savunamayacak durumda kişi öldürme" suçlarından ağırlaştırılmış müebbet hapisleri istendi.
YEREL MAHKEME BERAAT KARARI VERDİ
Yapılan yargılama sonunda İstanbul 19. Ağır Ceza Mahkemesi'nde 19 Kasım 2020'de her iki ağabeyin de suçu işlediklerine dair kesin bir delil bulunmaması nedeniyle beraat kararı verdi. Bu karara karşı Aile Bakanlığı avukatı tarafından itiraz edildi.
ÜST MAHKEMEDE DURUŞMA YAPILDI
İstinaf başvurusunu kabul eden İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesi'nde bugün duruşma yapıldı. Duruşmaya, tutuksuz sanık Şener Tuncel ve şikayetçi Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı avukatı katıldı.
BERAATİNİN ONANMASINI İSTEDİ
Sanık Şener Tuncel savunmasında, kızkardeşini kimin öldürdüğünü bilmediğini belirterek "İhbar mektuplarını kim yollamışsa bu suçla bağlantısı olabilir. İlk derece mahkemesinin kararı yerindedir, beraat karanın onanmasını isterim" dedi. Olay gününün sorulması üzerine sanık Tuncel, "Evde misafirimiz vardı. Annem, babam, kız kardeşim Arzu ve eşimle birlikte ailecek yemek yedik. Gece 12'de eşimle odamıza çekildik. Babamla annem sabah namazına kalkmışlar, kız kardeşimin odasında olmadığını fark etmişler. Akrabalardan soruşturduk. Ancak kardeşimi bulamadık. Arnavutköy Jandarma Karakolu'na kayıp ihbarında bulundum" şeklinde konuştu. Sanık Tuncel, olay günü herhangi bir ses duyup duymadığına ilişkin de hiçbir gürültü duymadığını, yorgun olduğu için yattığını söyledi.
"HER İKİ AĞABEY DE CEZALANDIRILSIN"
Şikayetçi Aile Bakanlığı avukatı Hatice Boz her iki sanığın ifadelerinin çelişkili olduğunu, kız kardeşlerini öldürme suçunun sabit olduğunu belirterek cezalandırılmalarını talep etti.
SAVCI BİR AĞABEYİN CEZALANDIRILMASINI İSTEDİ
Savcı esas hakkındaki mütalaasında, maktülün Güner B. ile nişanlı olduğu, evde çamaşır asarken yere düşme sonucu kızlığının bozulduğu ve bu konuda rapor alındığı iddialarını nişanlısına söylenmesi nedeniyle aile içinde konuşmaların olduğu, olay gecesi saat 23.00'a kadar maktülün de ailesinin evde bulunduğundan şüphe olmadığı kaydedildi. 5 Şubat 2004 tarihinde ağabey Şener Tuncel'in kayıp ihbarında bulunduğu, maktülenin de aynı gün evlerine yürüme mesafesinde kıyafetleri ve ayağında terlik bulunduğu halde 17 yerinden bıçaklanmış şekilde bulunduğu belirtildi. Sanık Şener Tuncel'in kardeşine ve çocuğa yönelik öldürme eylemi nedeniyle eski TCK uyarınca cezalandırılması talep edildi. Şener Tuncel hakkında adli kontrol kararı verilmesi de istendi. Diğer kardeş Yemlihan Tuncel'in ise suça iştirak ettiği yönünde delil elde edilemediğinden cezalandırılmasını gerektirir delil elde edilemediğinden istinaf başvurusunun reddini talep etti.
"ÖLDÜRMEDİM"
Şenel Tuncel mütalaaya karşı savunmasında, "Kardeşimi öldürmedim" diyerek mütalaaya katılmadığını belirtti.
MÜEBBET HAPİS CEZASI VERİLDİ
Mahkeme heyeti, sanık Şenel Tuncel'i hakkında kardeşini öldürme suçundan verilen beraat kararının kaldırılmasına karar verdi. Suçun işlendiği tarihte eski TCK'nin yürürlükte olması ve yine yasa gereği lehine olan yasa uygulanarak 765 sayılı TCK'nin 449/1. maddesi uyarınca müebbet ağır hapis cezasına çarptırıldı. Heyet, Şenel Tuncel hakkında pişmanlık duymadığı gerekçesiyle indirim uygulamadı ve yurtdışına çıkış yasağı da koydu.
DİĞER AĞABEYİN BERAATİ DEVAM
Mahkeme heyeti, sanık Yemlihan Tuncel hakkında "Nitelikli öldürme" suçundan yeterli delil elde edilemediğinden beraatine karar verildiği, savunmasının inandırıcı bulunduğu ve bu hükümde isabetsizlik görülmediği belirtilerek bu sanık yönünden istinaf başvurusunun reddine karar verildi.