26.07.2022 - 07:00 | Son Güncellenme:
Çiğdem YILMAZ/MİLLİYET - Türkiye bir çöp evde bulunan dokuz yaşındaki çocuğun dramını konuşuyor. Tesadüfen bir ev sahibinin kiracısını evden çıkarması üzerine bulundu. Çocuğun yaşadıklarının sorumlusunun kim olduğu tartışılıyor.
Milliyet’e konuşan uzmanlar, “Teyzenin ihmali yanında, çocuğun velayetine sahip olan anne babasının da ayrıca yargılanması gerekmektedir. Çocuğun bir yılı aşkın bir süredir aynı odada kilitli olarak tutuluyor olması, bu süre içerisinde devletin hiçbir şekilde çocuk hakkında araştırma yapmaması, çocuğun okula gitmiyor oluşu, annesi ve babasıyla yaşamıyor oluşu düşünüldüğünde devletin de ihmalinin bulunduğundan söz edilmelidir” dedi.
BAYGIN HALDE BULUNDU
Bursa’da kirasını ödemediği gerekçesiyle hakkında dava açılan 44 yaşındaki Kamuran Pınar A.’nın çöple doldurduğu evin tahliyesi sırasında, eve giren ekipler kapısı kilitli bir odada çöplerin arasında yatan dokuz yaşındaki C.M.A.’yı baygın halde bulmuştu. Çocuk, savcılık talimatıyla annesi Yasemin A.’ya teslim edilmiş, gelen tepkiler üzerin dün sabah çocuk, Antalya Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü tarafından koruma altına alınmıştı. Türkiye’nin konuştuğu korkunç olayın perde arkası ne? Dokuz yaşındaki bu çocuğun yaşadıklarının sorumlusu sadece teyzesi mi? İddia edildiği gibi kayıp başvuru yapıldıysa kayıp başvurundan sonra çocuk ne kadar arandı? Eğer annenin iddia ettiği gibi teyzenin kaçırdığı biliniyorsa, teyzenin evine bakıldı mı? Kayıp çocuğun yakınlarının ifadesine başvuruldu mu? Eğer kayıp başvurusu bir iddia ise, eğitim çağındaki bu çocuğun neden okula gönderilmediği devlet tarafından sorgulandı mı, konuyla ilgili herhangi bir işlem yapıldı mı? Çocuğun yaşadıklarının sorumlularıyla ilgili Milliyet’e değerlendirmelerde bulunan uzmanlar ise şunları aktardı:
"ÇOCUK HAKLARI İHLALİ"
İstanbul Çocuk Hakları Merkezi Başkanı Aşkın Topuzoğlu: “Bir çocuğun fiziksel, zihinsel gelişimi ve sağlığı tehlikedeyse, istismar ediliyorsa ona karşı bir suç işleniyorsa çocuk mutlaka korunması gereken bir çocuktur. Bu yaşanan olayda da annenin ne derece ihmali var, bilerek mi bilmeyerek mi verdi, kayıp başvurusuna ilişkin belgeler var mı? Bunları net bilmiyoruz. Eğer annenin bilgisi dahilinde çocuk oradaysa bu çocuk hakları ihlalidir.
Annenin bilgisi dahlinde olmasa bile, bu süreçte çocuk asla anneye verilmemeli. Çünkü, çocukla ilgili en ufak bir şüphe olsa bile bunun çocuk lehine değerlendirilmesi gerekir. Çocuğun üstün yararı için bu çocuğun şu anda korunması gerekiyor. Çocuğun üstün yararı gereği hiçbir şüphe uyandırmayacak ve kesinlik arz edecek bir durum sonrasında, annenin çocuğa karşı görevi ihmal etmediği netleştiği takdirde anneye teslim edilmesi gerekir.
Öte yandan sadece anne ve teyzeyi suçlamak doğru değil. Annenin ifadesine göre çocuk üç yıldır kayıp. Kaybolduğunda kolluk bu çocukla ilgili hiç mi bir ize rastlamadı, nasıl bulunmadı? Teyzenin evine neden bakılmadı? Bu çocuğun yaşadıklarında adli, idari makamların yanı sıra toplumun her kesimi sorumlu. Kolluktan, eğitime, eğitimden, sağlığa, sağlıktan sivil topluma kadar... “
"KASTEN ÖLDÜRME SUÇU"
Önce Çocuklar Ve Kadınlar Derneği Başkanı Avukat Müjde Tozbey: “Çocuğa yaşatılan ve çocuğun yaşadıklarına baktığımızda, teyzenin sadece çocuğa karşı eziyet suçundan yargılanmaması gerekir. Çocuğun baygın durumda bulunması, içerisinde bulunduğu koşullar gözetildiğinde teyzenin çocuğa karşı ihmal suretiyle kasten öldürmeye teşebbüs suçunu işlediğini anlıyoruz. Teyzenin ihmali yanında, çocuğun velayetine sahip olan anne babasının da ayrıca yargılanması gerekmektedir. Zira anne babasının da kanunen bakma yükümlülüklerinin bulunduğu kabul edilmelidir. Çocuğun bir yılı aşkın bir süredir aynı odada kilitli olarak tutuluyor olması, bu süre içerisinde devletin hiçbir şekilde çocuk hakkında araştırma yapmaması, okula gitmiyor oluşu, annesi ve babasıyla yaşamıyor oluşu düşünüldüğünde devletin de ihmalinin bulunduğundan söz edilmelidir. Yetkililerin durumu önceden bildiği veya bilmesi gerektiğini düşünmekteyim. Sosyal hizmetlerin bu çocuk ve ailesinin sosyal incelemelerini sıkı takip etmesi gerekmekteydi. Dikkat ederseniz bu olay teyzenin kiralarını ödememesi nedeniyle açılan tahliye davasının sonucunda ortaya çıktı. Demek odur ki, mülkiyet hakkı çocuğun yaşam hakkından, bakım ve gözetiminin yapılıp yapılmadığının devlet nezdinde kontrolünden çok daha önemli ülkemizde. Bu konuda yetkililerin de soruşturulmaları gerektiği kanaatindeyim. Öte yandan çocuk anneye teslim edilmeden önce annenin bu konuda sorumluluğu olup olmadığının araştırılması gerekiyor. Gerçekten anne, çocuğunun yokluğunda kayıp ihbarında bulunmuş mu, çocuğunu aramış ve gerekli özeni göstermiş mi? Aksi halde tabii ki anneye teslimi doğru olmayacaktır. Ancak hiçbir şeyi bilmeden, sosyal medyanın yargı kriterlerine göre anneyi yargılamak, en kolay ve yanlış yol.”
Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Özlenen Özkan, küçük C.M.A.’yı hastane odasında ziyaret etti.
"ÇOCUĞUN HAYATINI TEHLİKEYE ATMAKTIR"
Genç ve çocuk psikiyatristi Doç. Dr. Veysi Çeri: “Bu çocuk bir yıldır teyzesinde ve muhtemelen teyzesinin akli dengesi yerinde değil. Bir yıldır hürriyetinden ve çocuğun gelişimi için çok önemli olan sosyal etkileşimden uzak. Bu çocuk bu bir yıl içinde de ciddi travmalar yaşamıştır. Çocuğun en güvenli yeri tabii ki annenin yeri olacaktır ancak apar topar anneye verilmemeli. Annenin mutlaka detaylı sorgulanması ve bu durumun farkında olup olmadığı araştırılması gerekir. Çocuğun çok ciddi bir psikolojik rehabilitasyona ihtiyacı var. Bir yıldır dört duvar arasında ve muhtemelen akli dengesi bozuk biriyle yaşamak zorunda kaldı. Bu durumun çocuğun sosyal gelişimi üzerinde çok ciddi etkileri olmuştur. Bunların bertaraf edilip, buna göre hareket edilmesi gerekiyor.”
BAKANLIK: ANNE KAYIP İLANI VERMİŞ
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, bakanlığın sürece ilk andan itibaren müdahil olduğu belirtildi. Çocuğun velayetinin eşinden boşanan Yasemin A.’da olduğu, anne çalışmak üzere Antalya’ya gittiğinde çocuğa anneannesi tarafından bakıldığı belirtildi. Açıklamada “Anneannenin vefatıyla beraber evde birlikte yaşadıkları teyze ile kalan küçükten bir süre sonra haber alamayan anne Yasemin A.’nın 2020 yılında kayıp ilanı verdiği bilgisi edinilmiştir” denildi. Polis eşliğinde emniyete götürülen çocuğun, emniyetteki işlemlerinin ardından Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü’ne teslim edildiği belirtilerek “Müdürlüğümüzde çocuğun öz bakımları yapılmış, akabinde genel sağlık tetkikleri için hastaneye götürülmüştür. Hastane sürecinin ardından Bursa’da savcılık kararıyla anneye verilen çocuk, Antalya’da yine savcılık kararıyla anneden alınarak bakanlığımız kurumlarında koruma altına alınmıştır. Teyze Kamuran Pınar A.’nın 16 yaşında olan kendi çocuğuna da ulaşılmış ve Bursa’da koruma altına alınmıştır” ifadeleri kullanıldı.
"ÇOCUKTA GENEL BİR GELİŞİM GERİLİĞİ VAR"
Akdeniz Üniversitesi (AÜ) Rektörü Prof. Dr. Özlenen Özkan, AÜ Hastanesi’nde tedaviye alınan çocuğun sağlık durumuyla ilgili açıklama yaptı. Çocukta genel olarak bir gelişme geriliği olduğunu belirten Prof. Dr. Özlenen Özkan, genel durumunun “orta iyi” düzeyde olduğunu söyledi. Özkan, “Kuzumuzun yanındaydım. Genel durumu gayet iyi. Gülüştük hatta. Burada önemli olan gelişme geriliği değil, bir yıl içinde toparlanması. Aslında daha önemlisi muhtemelen çok algılayamadığımız maalesef travmaları var. Ruhsal travmalar” diye konuştu.
(Teyze Kamuran Pınar A.)
ABLA İLE KARDEŞ BİRBİRİNİ SUÇLADI
Teyzesi Kamuran Pınar A.’nın (44) evinde, bir odada kilitli bulunan 9 yaşındaki C.M. A.’nın, annesi Yasemin A. (38) tarafından 1.5 yaşındayken anneannesine bırakıldığı öğrenildi. Kamuran Pınar A. ifadesinde annesinin 2020’de ölmesinin ardından, Yasemin A.’nın çocuğa bakmak istemediğini, bu yüzden yeğenine kendisinin baktığını öne sürerken Yasemin A. kardeşini suçladı.
Annesinin cenazesinde kardeşinin çocuğu kaçırdığını iddia eden Yasemin A. Kamuran Pınar A. hakkında suç duyurusunda bulunduğunu belirtti. Kamuran Pınar A. da “Kardeşim çocuğunu alıkoyduğuma dair şikayette bulundu. C.M.A. da bunu duyunca bizimle irtibatı kesti. Yemek yemiyor, temizliği kabul etmiyordu. Son dört ayda bu hale geldi. Ben de etrafa zarar vermesin ve kaçmasın diye kapıyı kilitledim” ifadelerini kullandı. Kamuran Pınar A. tutuklanarak cezaevine gönderilirken, annesine verilen C.M.A. devlet korumasında tedaviye alındı. Kamuran Pınar A.’nın 16 yaşındaki kızı Esra Zeynep A. da devlet korumasına alındı.
Tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılan Kamuran Pınar A. önceki gün savcılık talimatıyla “çocuğa eziyet” suçlamasıyla bir kez daha gözaltına alındı. Kamuran Pınar A., dün emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildi.
Soruşturma sürerken, çocuk Antalya’da yaşayan annesi Yasemin A.’ya teslim edildi. Bursa’ya gelerek savcılık kararıyla çocuğunu teslim alan Yasemin A. Antalya’ya döndü. Yasemin A. çocuğun pedagog desteği alacağını, yemek yememeye ve hareketsiz kalmaya bağlı olarak da kaslarında zayıflama olduğunu söyledi. Yasemin A., “Yürürken zorlanıyor. Bacakları çok güçsüz. Şu anda çok aç. Protein ağırlıklı beslenecek. Özel bir beslenme programı uygulanacak” dedi.
(Cem Muhammet A.'nın Antalya’da yaşayan annesi Yasemin A.)
İl Emniyet Müdürlüğü ile Bursa Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü’nün yaptığı araştırma sonrası Kamuran Pınar A.’nın kızı Esra Zeynep A. Bursa’da, Yasemin A.’nın oğlu C.M.A. ise Antalya’da annesinin yanından alınarak Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüklerine teslim edildi.
DUVARDAKİ YAZILAR 'KORECE' ÇIKTI
Kamuran Pınar A.’nın çöp eve dönüştürdüğü daire görevliler tarafından temizlenirken, duvara yazılan ve anlaşılamayan yazılar dikkat çekti. Yazıları, Kamuran Pınar A. ile birlikte kalan ve daha sonra Bursa Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü’nce koruma altına alınan ve Korece öğrenen kızı Esra Zeynep A.’nın duvara yazdığı ortaya çıktı.
"YASEMİN A.'NIN EVİ DE O EVDEN FARKLI DEĞİL"
Antalya’da annenin yaşadığı sitenin Yönetim Kurulu Başkanı Arzu Ağlamaz Toker, “Yasemin A.’nın evi de o evden farklı değil” dedi. Yasemin A.’nın dört yıldır sitede giriş kat dairesinde yaşadığını dile getiren Toker, “İlk geldiğinde annesiyle birlikte, ‘annemle birlikte oturuyoruz’ dedi. Kontrat yaptık. Ne çocuk varmış ne de çocukla alakalı bilgi vermiş. Basın buraya gelene kadar hiçbirimizin çocuktan haberi yoktu” ifadelerini kullandı. Toker, site sakinlerinin çok kez evden şikayetçi olduğunu belirterek şunları söyledi: “Evde bir sokak köpeği var. 25-30 tane kedi vardı. Evde perde yok, cam filmle kapatılmış. Kokudan girilmiyor. Kat maliklerinden ciddi şikayet var evden gelen kokularla ilgili.” - BURSA DHA-İHA