Tophane'de sanat galerisine saldırı

Sanatçı Çağrı Küçüksayraç ya da bilinen adıyla Cins’in dış mekanlara yaptığı son dönem grafiti çalışmalarının devamı niteliğindeki ilk kişisel sergisi Erör’ü görmeye gelen konuklara; kapı önünde içki içmemelerini söyleyen kişiler olumsuz yanıt alınca, ellerinde sopalarla saldırmak istedi. Konuklar kendilerini galeriye atıp kapıyı kapatırken, saldırganlar kapının camlarını kırdı.

Olay, saat 20.45 sıralarında Hacımimi Mahallesi, Karabaş Caddesi’ndeki Mixer Sanat Galerisi önünde meydana geldi. İddiaya göre, Erör adlı grafiti sergisinin açılışına katılan yerli ve yabancı sanatseverler, içkilerini alarak galerinin dışına çıktı. Kapı önünde içki içip yüksek sesle konuşan konuklara, gürültü yaptıkları gerekçesiyle mahalleli tepki gösterdi. Mahalleden birkaç kişi, içki içen konuklara galeriye girmelerini söyledi. Olumsuz cevap alan bu kişiler, ellerinde sopalarla galeri önünde duranlara saldırmak istedi. Paniğe kapılan konuklar kendilerini galerinin içine atarak dış kapıyı kapattı. Ancak öfkelerini alamayan saldırganlar, kapının camlarını kırdı. Sanat galerisindekilerin polise haber vermesi üzerine, saldırganlar olay yerinden kaçtı.

Polisin galeride yaptığı incelemenin ardından, saldırıdan şikayetçi olan konuklar ifade vermek üzere Karaköy Polis Merkezi’ne gitti.

4 YIL ÖNCE DE...
Tophane’de, 21 Eylül 2010 tarihinde de benzer bir olay yaşanmış, sergi açılışı sırasında davetliler sokakta içki içtikleri gerekçesiyle, yaklaşık 20 kişilik bir grup galerilere saldırmıştı. Olayda 5 konuk yaralanırken, 3 galeride hasar meydana gelmiş, 7 kişi de gözaltına alınmıştı.

Çağrı Küçüksayraç kimdir?

Katıldığı sergilerde ve ürettiği işlerinde ‘cins’ takma ismini kullanan sanatçı, temelini lise dönemlerinde attığı graffiti ve sanat geçmişine sahiptir. Almış olduğu grafik tasarımı ve sonrasındaki görsel iletişim tasarımı lisansüstü eğitimiyle beraber üretimleri bugünkü halini almıştır.

Çalışmalarında küçük yaşlarda etkilendiği çizgi film karakterlerinden, erken yaşlarda tanıştığı graffiti kültürüne; pop-art’tan sürrealizme kadar uzanan bir yelpazeden beslenmektedir.

Daha çok grafik bir görsel dil üzerinde temellendirdiği çalışmalarında, şehir duvarları da dahil olmak üzere bir çok medium ve teknik kullanmaktadır. Kendisini, oluşturduğu ve halen kendi içinde evrimleşen ‘organik’ olarak adlandırdığı formlarla ifade etmektedir. Bu formlar kimi zaman bir bütünü oluşturan, kimi zaman ise birbirinden bağımsız olarak parçalara ayrılan yapılardır. Et, kemik çağırışımlı bu formları ile; aslında bizlere ait olmayan ama çok da yabancı olmadığımız hissiyati sağlamak ve bu altyapı üzerine kurulu, kimi zaman soyut, kimi zaman sürreal hikayeler, hisler sunmayı hedeflemektedir.