Terörizme karşı birlikte mücadele

Polis Akademisi Başkanlığı tarafından hazırlanan “Radikalleşmenin Önlenmesi ve Terörizm Olgusu Çalıştay Raporu”nda, radikalleşmenin toplumun bütünü için bir sorun olduğu ve çözümü için tüm toplumun birlikte çalışmasının altı çizildi. Raporda, Türkiye’deki terör radikalleşme süreçleri de tüm detaylarıyla anlatıldı. İstanbul’da AB-Türkiye Terörizmle Mücadele Eğitim Ortaklığı Projesi kapsamında 11-13 Aralık 2018’de düzenlenen Bölgesel Çalıştayı’na katılanların görüşlerinin yansıtıldığı raporda, özellikle aşırı sağ radikal terörizmin yükselişi üzerinde duruldu. Raporda, Türkiye’nin de terör gruplarının ölümcül saldırılarına maruz kaldığı, terör olaylarının sayısının 2016 yılında FETÖ ve Ortadoğu’daki istikrarsızlık nedeniyle zirveye ulaştığı belirtildi.

Ayrılıkçı örgüt

Raporda, Türkiye’yi derinden etkileyen terör örgütlerinin radikalleşme süreçleri şöyle anlatıldı:

PKK: “Etnik milliyetçi ayrılıkçı bir terör örgütüdür. Kürt etnisitesine odaklanmakta ve Marksist-Leninist köklere sahip bulunmakta. Çatışmayı yurt dışına taşımak için Kürt diasporasını kullanır. PKK militan devşirme bağlamında 18 yaşın altında olan gençlere ve çocuklara özel ilgi göstermekte. PKK radikalleşme sürecinde marjinalleşme ve dışlanma algısı yaratır. Çocukları radikalleştirir ve onları silahlı eylemlere yöneltir. Avrupa’da vakıflar, camiler ve PKK’yı desteklemeyen Kürt vatandaşlara yapılan saldırılan PKK tarafından yapılmaktadır.”

FETÖ: “Sahte mehdi ve kültist (dini mezhep ile aşırı hayranlık) harekat üzerine temellenmiş bir terör örgütüdür. Radikalleşme örgüte katıldıktan sonra gerçekleşir.FETÖ üyeleri sıklıkla iki yüzlülüğün yeni bir biçimini kullanırlar. Günlük faaliyetlerinde alçak gönüllü, masum ve barışçı görünürler ve kendilerine kanunlara uyan vatandaş görünümü verirler. Ancak uyuyan hücreler gibi FETÖ tarafından talimat aldıktan sonra kanunları ya da insan hakları ve özgürlükleri umursamadan şiddet kullanan radikallere dönüşüp saldırılarını gerçekleştirirler.

Türkiye FETÖ üyelerinin vahşi saldırılarını yaşamıştır ve bu saldırılar çoğu zaman canlı bombalardan bile daha tehlikeli olabilmektedir. Örgüt güdümündeki sıradan görünen akademisyenler, askeri generaller, emniyet müdürleri ya da kanunlara saygılı vatandaşlar birdenbire sivillere karşı şiddet eylemlerinde bulundular. FETÖ üyeleri söz konusu sivil kayıpların kabul edilebilir olduğunu ve onları katlederek cennete gitmelerine yardımcı olduklarını iddia ettiler. Söz konusu militanlar için FETÖ kendi çocuklarından ve ailelerinden bile daha önemlidir. FETÖ üyelerinin talimat aldıklarında dünyanın herhangi bir yerinde terör saldırılarını kolaylıkla gerçekleştirebilecekleri görülmektedir.”

Amaç kargaşa

DAEŞ: “Radikalleşme sürecini içeren terör örgütlerinden biridir. Amaç kargaşa yaratmaktır. DEAŞ dünyanın her yerinden Müslümanların suçlanıp yargılandıkları ve kendilerinin Müslüman olmayanlara karşı yönetilen yegane sözde cihat temsilcileri olduklarını iddia etmektedir. Sosyal medyayı diğer terör gruplarından daha etkin şekilde kullanmaktalar.”

Radikalleşmeyi önlemek için yatırım yapılmalı

Raporda radikalleşmenin önlenmesi için dikkat edilmesi ve üzerinde çalışılması gereken noktalar ise şöyle sıralandı:

- Radikalleşmenin önlenmesi için yatırım yapılmalı
- Radikalleşme tecrübesi yaşayıp bundan kurtulmuş olan insanlar rol model olarak kullanılabilir
- Radikalleşmenin şiddet içeren boyutuna odaklanmalı
- Aile desteği hayati önem taşıyor
- Radikalleşmeyi önlemek için çalışanlara, polislerin özellikle de önleyici hizmetler polislerinin eğitimine yatırım yapılmalı
- İnternet çalışmalarına uygun olamayan içeriğin silinmesi ve karşı söylem çalışmaları yapılmalı
- Toplum destekli ve istihbara temelli polisliğe yatırım yapılmalı
- Radikalleşme, toplumun bütünü için bir sorundur, bu nedenle bir çözüme varmak için hep birlikte çalışılmalı. Radikalleşmenin önlenmesi sürecinden geçmiş kişilerin artık bir tehdit oluşturmadığını toplum kabul etmezse, bu kişiler potansiyel olarak kutuplaştırılmış olarak kalırlar ve programlar başarıya ulaşmış sayılmaz.