‘Telefon konuşması suça delil sayılmış’

Cumhuriyet gazetesinin yönetici ve yazarlarına yönelik davaya devam edildi. Dünkü duruşmada savunma yapan Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu üyesi sanık Hakan Kara, “Tescilli FETÖ’cü Hüseyin Gülerce tanık, bense sanık koltuğunda oturuyorum. Telefonumda ByLock yok. İddianamede FETÖ ya da herhangi bir terör örgütüyle ilişkim olduğuna dair tek bir kanıt yok. Buna rağmen 9 aydır hapisteyim” dedi.
Cumhuriyet gazetesi yönetici ve yazarlarının “Terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına ve anayasal düzene karşı suç işlemek” suçlamasıyla yargılandığı davanın 3. duruşması da savunmalarla geçti. Tutuklu sanıklar Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Murat Sabuncu, Cumhuriyet İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay, Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Bülent Utku, Okur Temsilcisi Güray Öz, Cumhuriyet Vakfı Danışma Kurulu Üyesi Avukat M. Kemal Güngör, Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Önder Çelik ve köşe yazarı Kadri Gürsel ile çizer Musa Kart il iki celsede savunmalarını yapmıştı.
İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi’nce adliyedeki büyük salonda gerçekleştirilen 3. celsede ise köşe yazarı Hakan Kara, savunmasını yaptı. “Amaç Cumhuriyet’i susturmak ve tüm gazetecilere gözdağı vermek. Telefonumda Bylock yok. Hiçbir Cumhuriyet yazarı veya yöneticisinin de yok. Gazetede bugüne kadar 2 bini aşkın haber röportajım yayınlandı, bir tane terör övgüsü bulamazsınız” diyen Kara, savunmasına şöyle devam etti: “FETÖ’yü tanımam, FETÖ ile çekilmiş bir fotoğrafım yok; onunla aynı sofrada yemek yemedim. Ne benim ne ailemin boğazından FETÖ’nün tek bir kuruşu geçmedi. Buna rağmen örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmekle suçlanıyorum. İddianamede, “’ByLock’ kullanıcısı 2 şüpheli ve haklarında FETÖ soruşturması bulunan 2 kişiyle iletişim kaydı bulunmaktadır” diyor. ‘Bylock’cu olduğu iddia edilen kişilerle 2013’te konuşmuşum ama iddianameye göre Bylock’un ilk sürümü 2014’te yayınlanmış.”
Günay: Şaka gibi
Kara’nın ardından Cumhuriyet Kitap Eki Yayın Yönetmeni Turhan Günay’ın savunmasına geçildi. “Kitap fuarlarına davet için çağrıldığım telefon konuşmaları suça delil sayılmış. Sırf bu nedenle 267 gündür tutukluyum, şaka gibi” diyen Günay, hiçbir zaman vakıf üyesi olmamasına rağmen dosyada vakıf yönetim kurulu üyesi olduğunun yazılmasına dikkat çekti. Savunmasının ardından mahkeme başkanı, Günay’a; ‘Terör örgütlerine üye olmakla suçlanıyorsunuz. Kitap ekindeki yayınlarınızla bu örgütleri yüceltmiş olabilir misiniz?’ sorusunu yöneltti. Günay da, “Hiçbir örgütle bağlantım yok. Terör hepimizin başımızın belası, kitaplarını tanıtmam. Türkçeyi doğru kullanmayan kitabı okumam, tanıtmam. “De” ile “da”yı ayıramayan yazarın kitabını anında bırakırım” dedi.