27.12.2022 - 11:23 | Son Güncellenme:
A Haber canlı yayınına katılan TBMM Başkanı Şentop'un açıklamaları şöyle; TBMM bizde bir tabirdir. Gündemine hakimdir. Dolayısıyla istediği her konuyu görüşebilir. Bunun süresi de ancak Meclis'in seçim yapılana kadar görevi devam ediyor. Bir devamlılık söz konusu. Seçim yapılacağı güne kadar TBMM bir takvim dahilinde çalışabilir ve ihtiyaç olan, milletimizin faydasına olan her türlü meseleyi müzakere eder, kanun değişikliğini yapabilir. Bu anlamda bir sınırlama yok. Tek sınır seçim. Ancak genel olarak seçim çalışmaları konusu gündeme geleceği için seçimlere aşağı yukarı 1.5-2 ay kala bir zaman Meclis çalışmalarına ara veriyor. Milletvekilleri de seçim döneminde çalışmalarını sürdürüyor. Ancak bu bir kararla olan bir şey. Çalışacak konu varsa çalışmalara devam edebilir.
KILIÇDAROĞLU'NUN ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ SÖZLERİ
Muğlak, kapalı bir ifade olduğunu düşünüyorum. Yeni bir anayasa yapmakla anayasa değiştirmekse, anayasanın hangi maddeleri değişecek ve hangi maddeleriyle ilgili destek verilecek? Yapılabilir mi? Elbbet yapılabilir. TBMM 400'ün üzerinde bir oyla her türlü anayasa değişikliğini yapmak mümkün. Eğer bu anlamda getirilecek anayasa değişikliğine genel olarak bir destek verileceği ifade ediliyorsa bunun için yeterli sayı var, yapılabilir. Vakit olarak da yeterlidir. Ancak ben böyle 'açık çek' olabileceğini doğrusu düşünmüyorum.
REFERANDUMA GİTMEDEN BAŞÖRTÜSÜ DÜZENLEMESİ MÜMKÜN MÜ?
Ben mümkün görüyorum. 400'ün üzerinde bir oyla TBMM'nin bu7 tablo içerisinde böyle bir değişiklik geçebilir. Şunu ifade edeyim. 'Bu nereden ortaya çıktı?' diye bazen görüyorum. Bazı akademisyen arkadaşları da tuhaf bir şekilde 'Niye böyle bir anayasa değişikliği yapılıyor?' diye açıklamalar yaparken görüyorum. Bu biraz siyaseti ve Meclis gündeminden kopmaktan kaynaklanabilir. Biliyorsunuz böyle bir gündem esasen yoktu. Bu konuda bir hukuki düzenleme yapılması gereğini sayın Kılıçdaroğlu ifade etti ve arkasından da bu konuya yönelik bir kanun değişikliği teklifi verildi. Bunun üzerine konu gündeme gelmiş oldu.
Bu şunu ortaya çıkarmış oldu. Yapılan tartışmalarda görüyoruz aslında. 'Bu konuda bir hukuki düzenlemeye ihtiyaç var' diyen bir kesim ortaya çıktı. Fakat, 'Bu konu kalıcı olarak çözülmelidir' konusunda ittifak var. Herkes Meclis'te müttefik. İkincisi, 'Bu konu hukuki bir düzenlemeyle çözülmelidir' diyenler de 400'ü geçecek bir çoğunlukta şu anda. 'Gerek yoktu, konu çözülmüştü' diyenler de var ama 'Bir hukuki düzenlemeyle çözülmesi gerekir' diyenler de çoğunlukta. Yani iki şey de garantimiz var. Bir; sorun kalıcı olarak çözülmelidir. Bunda herkes müttefik. İkincisi; bir hukuki düzenlemeyle çözülmelidir.
CHP'NİN "İMZA ATAMAZ" ELEŞTİRİSİ
Buna yönelik birkaç açıklama yaptım ama burada daha önemli bir şey örnekleri de söylemek isterim. Bu tartışma iyi niyetli bir tartışma mıdır ona bakalım. Bu nasıl iyi niyetli olabilir bugüne kadar öncelikle ben kendim şahsen bir kanun değişiklik teklifine imza atmamış isem ilk defa ve sadece bu değişiklik teklifine imza atıyorsam yine benden önceki Meclis Başkanları herhangi bir kanun değişikliği teklifine veya anayasa değişikli teklifine imza atmamışlar ve ilk defa bunu ben icat etmişsem böyle bir imza atma işini o zaman bu iyi niyetli bir tartışma olabilir. Öyle mi, öyle değil. Ben kendim daha önce bir kanun değişikliği teklifine imza atmışım. 27 Mayıs sonrası kurulan Yassıada mahkemelerinin kaldırılmasına dair bir düzenleme vardı ona ben imza attım. Bu imza Meclis Başkanı imza atamaz diye bu konu tartışılmamış o zaman. Meclis'te hatta çok da iyi bulunmuş. Daha önceki Meclis Başkanları da imza atmış.