01.09.2012 - 02:30 | Son Güncellenme:
Caferi en son söz aldığı toplantıda Türkiye’yi “Suriye’nin celladı” olarak tanımladı. Davutoğlu’nun Suriye sınırları içerisinde yapılmasını önerdiği kamplar için de “Kendi ülkesinde yapmasını tavsiye ederim” dedi. Bu sözler üzerine Türkiye adına söz hakkı isteyen BM Daimi Temsilcisi Büyükelçi Ertuğrul Apakan, “Türkiye’nin iki halkının da refahını istediğini” savundu. Toplantının ardından da açıklamalarda bulunan Caferi, “Türk hükümeti ile sorunları olduğunu ancak Türk halkı ile hiçbir sorunları olmadığını” belirtti. Caferi, Türkiye’deki kamplarda, teröristlere eğitim verildiğini, savaş taktikleri öğretildiğini ve bu teröristlerin Suriye hükümeti, ordusu, polisi ve halkına karşı silah kullandığını söyledi. Suriye Dışişleri Bakanı Yardımcısı Faysal Mukdat ise İran’ın El Alam televizyonuna Türkiye’nin krizde “yıkıcı bir rol” oynadığını söyledi. Mukdat, “Türkiye bugünlerde teröristlere eğitim veriyor, El Kaide’yi kabul ediyor. Türkiye bu konuyu çözmezse terörü destekleyen ülkeler listesine sokulmalı” dedi. Ankara’nın Suriye politikasının çıkarlarına ters düştüğünü belirten Mukdat “Türk hükümetinden aklını başına almasını istiyoruz” diye konuştu.
Güvenli bölge itirazı
Toplantının ardından basın toplantısı düzenleyen İngiltere Dışişleri Bakanı William Hague siviller için güvenli bölge oluşturulması konusunda “dikkate değer zorluklar” olduğunu söyledi. Hague “Gelecek için hiçbir seçeneği dışlamıyoruz. Bu krizin nasıl gelişeceğini bilmiyoruz. Ancak güvenli bölge benzeri her şeyin askeri müdahale gerektirdiği konusunda açık olmalıyız ve bu da çok dikkatli bir şekilde incelenmesi gereken bir şey” dedi. Güvenli bölge oluşturulmasına bir itiraz da BM Mülteciler Yüksek Komiseri Antonio Guterres’ten geldi. Guterres “Acı deneyimler, bize böyle alanlarda etkin koruma ve güvenlik sağlamanın nadiren mümkün olduğunu gösterdi” dedi.