26.02.2022 - 07:00 | Son Güncellenme:
MERT İNAN İstanbul - Zdrojewski, savaş stratejisinin tamamen Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Güvenlik Dairesi'nce birlikte hazırlandığını belirterek, "Daha önce Rusya’daki generallerin bile hangi taktiğin izleneceğini bilmediklerini, sadece Savunma Bakanlığı’nın sunduğu alternatif önerilerin değerlendirildiğini söylemiştim. Son ana kadar Rusya’da ancak planlama tahmini yapılabilir. Ortaya çıkan tablo, stratejinin Putin’in planlaması olduğunu gösteriyor” dedi.
Savaşın Donbas ile sınırlı kalmayabileceğini kaydeden Zdrojewski, "Bölgesel bir yayılma ya da domino etkisiyle sıralı atışma alanı oluşması şu anda değilse de ileride mümkün. Rusya, dış güvenlik stratejisini dış müdahale temelinde değil, sınırlarının güvenliği ve komşu ülkelerin kendisine tehdit oluşturmasına engel olacak şekilde kurmuştur" diye konuştu.
TEHDİT ALGISI
NATO’nun Rusya’yı açıkça hedef tahtasına koymasının Rusya’da öncelikli güvenlik tehdidi algısı yarattığını da söyleyen Zdrojewski, şöyle konuştu:
“NATO, Baltık ülkelerinden Romanya’ya kadar uzanırken Ukrayna ve Gürcistan’ın öncelikli yeni üye ülkeler olarak dahil edilmek istendiği biliniyor. NATO’nun, Hazar Denizi’ne kadar uzanan bir şerit oluşturarak Rusya’yı Baltık’tan Karadeniz’e kadar ablukaya alma diğer yandan da Orta Asya ülkelerine komşu olup bölgeye ve Çin’e de tehdit oluşturma yönünde bir genişleme stratejisi bulunuyor. Genişleme, beraberinde istihbarat, gözlem, elektronik bilgi edinimi, balistik ve nükleer füzeler ile savaş uçaklarının Rusya sınırına dayanması anlamına geliyor. Rusya güvenliğinin garantisi olarak NATO’nun Doğu’ya doğru genişlememesi konusunda açık bir güvence istedi ancak bu cevap verilmedi. Dolayısıyla ileride Gürcistan ve Doğu’sunda da benzer gerilimlerin çıkması beklenir bir durumdur. Tek çözümüyse NATO’nun genişleme konseptini değiştirmesidir."
TÜRKİYE'NİN ROLÜNE ÖVGÜ
Türkiye’nin gösterdiği çabaların takdirle karşılandığını ifade eden Prof. Andrey Zdrojewski, şu değerlendirmeleri yaptı:
"NATO, Ukrayna ve Avrupa ile Rusya arasındaki arabuluculuk girişimleri Rusya’da büyük memnuniyetle karşılanıyor... Türkiye ile ilişkilerimiz zaman zaman gerginlikler, anlaşmazlıklar ile zorlu patikalara sapsa da günün sonunda her zaman köklü Rusya-Türkiye ilişkisi zemini hep oluşmuştur. NATO üyesi ülkeler içerisinde Rusya’nın konumunu en iyi anlayan ve barış için en çok çaba gösteren ülke her zaman Türkiye oldu ve Rusya her zaman büyük minnettarlık duydu. Kriz temelinde elbette bu ilişki tarihte hep olduğu gibi sınanacak ancak bu kez hiç olmadığı kadar güçlü bir ilişkimiz ve samimi bir dostluğumuz var. Belki diğer ülkeler için bunu söylemek zor ancak Türk-Rus ilişkileri Rusya için kendisini en hızlı tamir eden ortaklıktır diyebilirim.”